PROJEYE YÜZYIL YETMEDİ

“HANIMLAR, EFENDİLER, CUMHURİYET MÜCADELESİNİN İKİNCİ YÜZYILINI İLAN EDİYORUZ!

Cumhuriyet’in Yüzüncü yıldönümü genel bir hayalkırıklığı, “Böyle mi olmalıydı?” havasında “kutlanıyor”. Başka tarih yokmuş gibi 28 Ekim’e Hamas’a destek amaçlı dev bir mitingin konması bu kötümser havayı daha da koyulaştırdı.

Haklılar. Cumhuriyet’in in Yüzüncü yılı, yani Türk halkının “Yok edilmeyi reddediyoruz! Her şeye yeniden ve yepyeni kurallarla başlıyoruz! “ diye haykırdığı gün çok daha parlak törenlerle, coşkulu toplantılarla, sanat eserleri ve şölenleriyle kutlanmalıydı.

Ama olmadı.  Belki de ülkenin ve dünyanın atmosferi coşkuya ve sevince uygun değildi. Büyük depremler, Mayıs seçimlerinin Cumhuriyetçi kesimleri içine soktuğu depresyon, günlük hayatı cehenneme çeviren pahalılık, İsrail’deki dehşet verici olaylar  vb. vb. coşkulu bir sevince meydan bırakmadı.

 

Bu durumu Cumhuriyet projesinin  kendisinin başarısızlığının kanıtı olarak değerlendirenler oldu.

Bir arkadaşım “Başaramadık, yenildik!” diye ağlıyordu.

Acaba?

YOBAZLIK YEDİ CANLIDIR

Atatürk ve arkadaşlarının Cumhuriyet projesi başarısızlıkla mı sonuçlandı? Cumhuriyet düşmanı bir kesimin yıllar önce muştuladığı gibi, o parantez kapanıyor mu?

Türkiye’nin bu yüzyıl içinde başarıp başaramadıklarıyla ilgili sorular kafama üşüşünce Hindistan’ın kurucu kahramanlarından Nehru’nun Turhan Feyzioğlu’na bir sohbette söyledikleri gelir.

“ Başardıklarınızı küçümsemeyin. Laikliği cahil kitlelere kabul ettirmek zordur.   Ben ulusal kahraman sayıldığım halde,  bir kabine toplantısında ineklerin kutsal olmadığını ima edecek olsam kavga çıkar, hükümet düşer, kalabalıklar  meydanları doldurur, siyasi hayatım sona erer!”

Evet, cahil ve beyni yıkanmış kör inançlı kalabalıkları hurafelerden kurtarmak zordur. Siz vargücünüzle uğraşır, belki taraftar kazanır, onları parçalarsınız.  Ama onlar parçalarından yeniden dirilir, hoplaya zıplaya yeniden saldırırlar.

Şu anda yurdumuzda olduğu gibi…

Yani: Cumhuriyet’in başardıklarını küçümsemeyelim. Ama yobazlığın yedi canlı olduğunu da unutmayalım!

YALANCI TANIK

Ben en çok azılı Cumhuriyet düşmanlarının, haklı olduklarını kanıtlamak için, Tarih’i tanık göstermelerine öfkelemişimdir.

Sanırsınız ki Yirminci Yüzyıl’ın ilk çeyreğinde,  ayakta duran sapasağlam bir devlet vardı ve birileri siyasi hırsia onu devirip yerine kendi rejimini yerleştirdi.

Oysa uzun bir ömür sürmüş olan Osmanlı devleti gerçek anlamda yenilmişti• Sevr sadece bir devletin değil, bir halkın da idam fermanıydı. Uygulansaydı  etnik temizlikler sonucu Anadolu’da Türk ve hatta Müslüman kalmazdı. Devir öyle bir devirdi.

Cumhuriyeti mümkün kılan, bu koşullara rağmen var olma iradesiydi.

Şu anda kendi  bağımsız ülkesinde yaşayan normal zekalı bir insan bu iradeye nasıl karşı çıkar? Bırakın 100. Yıldönümünü, her sabah “Yaşasın Cumhuriyet!” diye haykırması gerekmez mi?

O parantez açılmamış olsaydı nerede olacağını hiç düşünmez mi?

BAŞARDIKLARI, BAŞARAMADIKLARI

O parantez içinde  başarılar da var, başarısızlıklar da.  Bence en büyük başarı, ülkenin bu çok uzun yüzyılda hiç genel bir savaşa girmemiş olmasıdır. Evet, Cumhuriyet bizi savaşa sokmadı. Hem de ateş çemberiyle sarılı olduğumuz halde!

İkincisi, Cumhuriyet, çağdaş bir demokrasi kurulması yönünde adımlar attı. Bunun için iç savaşlara gerek kalmadı. Bu açıdan da Türkiye istisnadır.

Faşizm dönemini görmüş olan bir liderin, İnönü’nün,  iktidarı seçimle muhalefete devretmesi belki de siyasal açıdan Yüzyl’ın en parlak anıdır!

Cumhuriyet’in  toplumsal hayatta en büyük başarısı, Müslüman bir toplumda kadına sağladığı haklar ve onun kazanımlarıdır. Ne yazık ki, en büyük başarısızlıklarıın bazıları da oradadır.

En büyük başarısızlıkları arasında doğru dürüst sanayileşemezken tarımı savsaklaması ve çevreyi  mahvetmesi önde gelir!

Laik bir eğitim sistemi kurması en büyük başarılarından biriydi, dinsel amaçlarla anti-laik bir paralel eğitim sistemi kurulması en büyük çelişkisidir. Kendi aydınlarına, şairlerine, gazetecilerine işlerini iyi yaptıkları için çektirdiği acılar gerçek bir yüzkarasıdır. Ama halkın Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk’e sevgisi ve bağlılığı en büyük tesellidir.

YÜZYIL YETMEDİ

Görüyoruz ki Cumhuriyet projesinin temel öğelerine ilişkin mücadele  sona ermedi.  Demokrasi, insan hakları, laiklik, kadın hakları, ekonomik kalkınma  muharebeleri bitmiş değiller.  Hatta bazılarında mevzi ve zemin kaybedildiği oluyor.

Tarih sahnesinde önceden kaybedilmiş zamanlarımız var. Onlar ha deyince kapanmıyor.

Ama oyun bitmedi, yenilmiş de değiliz. .

Hanımlar, efendiler, mücadele devam ediyor, yarın da edecek!

Haluk Şahin

Paylaş

Son Yazılanlar

Emeklilik bahçesinin olasılıkları

Akıllarının nazlı ilgisine iliştirilecek bir kelebek başlık arayan gözlere, ciddi konuları emanet etmek cesaret ister. Kelebek başlıklar nereden aklıma esti bilmiyorum; çevredeki her şeyden ayrı

Ali Rıza Dayı

Daima şık, bakımlı ve güler yüzlüydü. İnsanlarla etkileşimde olmayı sever, sohbetten hoşlanırdı. Lafı uzatmayı sever, biraz çok konuşurdu. Saçları vaktinde briyantinliydi ama jöle çıktıktan sonra

Sporda fair play woke kültür saldırısı

Ben lisedeyken atletizm takımındaydım. Yüksek atlama, uzun atlama, üç adım uzun atlama, sprint kategorilerinde vasat bir performansım vardı. Hâlâ atletizmi çok severim, Diamond League, Dünya

Sokaklarımızın sahip olduğu gizli hazine

Türkiye’nin sokakları, sadece insan kalabalığıyla değil, benzersiz tatlarla da dolup taşıyor. Her köşe başında, her kaldırımda bir lezzet durağına rastlamak mümkün. İstanbul’da simit kokusu eşliğinde

Sanatın problemi sermaye ile olan ilişkisi

Çağdaş sanatçılarımızdan hiç kuşkusuz en yaratıcı ve önemli isimlerden biri Ali Alışır. Sadece biz değil, dünya da Alışır ve eserlerini keşfediyor. Ali Alışır’ın “In Motion”

Rodos’tan Karpathos Adası’na

Uzun zamandır Rodos Adası’na ufak bir tatil yapmak için fırsat bekliyordum. Rodos’un Lindos köyünde, Akropolis’in tam altında butik oteli bulunan 20 senelik arkadaşım Melenos beni

Eylül ayında dengeler bozulabilir

Borsa İstanbul geçen haftayı yüzde 1.71 artı ile 9833 puandan kapattı. Gram altın yatay bir hafta geçirdi ve 2741 TL ile kapanış yaptı. Ons altında

Proje insanı Remzi Dayı

“Şimdi düşün, yumurtanın tanesi kaç lira? 2 lira değil mi? Kuluçka makinesini kendimiz yapsak; ayda 250 yumurta çıkarsak, 5 ay diyelim, 1250 civciv eder. Hadi

Gastronomi dünyamızın sessiz çığlığı

Son yıllarda Türkiye’de gastronomi dünyası adeta bir festival cennetine dönüştü. Her köşede bir etkinlik, her köşede bir lezzet şöleni var. Ancak bu festivaller, gastronomi dünyamızda