Tiroid fonksiyon bozukluğu dediğimiz sorun dünyada ve özellikle kadınlarda çok yaygın olarak görülen bir rahatsızlık.
Tiroid bezi, boyun bölgesinde, yaklaşık 5’er santimetrelik iki lobdan oluşan, ortalama 25 gram ağırlığında bir endokrin organ olarak biliniyor. Tiroid bezinin hastalıkları; tiroidin az çalıştığı hipotiroidi ve aşırı çalıştığı hipertiroidi gibi durumlarla ortaya çıkıyor ama nodüller ve tiroid bezinin kanserleri de tiroid hastalıkları arasında önemli bir yer kaplıyor. Endokrin cerrahı Prof. Dr. Mete Düren ile tiroid hastalıklarını konuştuk.
Vücudun aküsü bu hormon
Tiroid hastalıklarının Türkiye’de çok yoğun olduğu söyleniyor. Ne oranda rastlıyoruz, neden oluyor ve çözüm yolları neler?
Önce trioid bezi hakkında bilgi vereyim. Tiroid bezi boyunda nefes borusu önünde yer alan kelebek şeklinde bir organ ve boyutları da kelebek kadar. Bu bez bir hormon öretiyor. Böyle hormon üretip, ürettiği hormonu kana veren bezlere de endokrin bez diyoruz. Bu bezin hastalıklarıyla ilgilenen dala da endokrinoloji ve bu bezlerin cerrahi tedavisine de endokrin cerrahisi deniyor.
Bazen hastalar “ben de tiroid var” diyor kalp hastası gibi, ama bu bezin adı tiroid bezi ve bunun ürettiği değişik hastalıklar var. Bu bezin esas ürettiği tiroid hormonu var ve vücudun bütün hücreleri bunu kullanıyor. Yani saçınızın ne kadar uzayacağına da bu karar veriyor, karaciğer hücresinin ne kadar safra üreteceğine de… Yani, içine tiroid hormonu giren safrayı üreten de bu hormon. Vücudun aküsü ve enerji kaynağı diyebiliriz bu hormona.
Tiroid hormonunu üretmek için de vücudun iyota ihtiyacı var
İyot bizim besinlerden kolaylıkla alabileceğimiz bir şey değil. Çünkü daha çok kabuklu bazı deniz ürünlerinde, böceklerde sık var ama bunu besinlerle almak zor olduğu ve Türkiye iyot eksikliği olan bir ülke olduğu için, vücut bu eksikliği kendisi çözemediğinde tiroid bezi büyüyerek bunu kompanse etmeye çalışıyor. İyot eksikliğine bağlı guatr hastalığı diyoruz buna. Tiroid bezi büyüyor, şişiyor. Bunun böyle olmaması için 20 sene evvel Türkiye’de tüm sofra tuzları iyotlandı. İyot eksikliği veya değil, sonuçta tiroid hormonu üretiminde sorun yaşanıyorsa, tiroid bezinde hastalık oluşuyor. Az çalışıyorsa hipo trioidi, çok çalışıyorsa hiper trioidi deniyor.
Tiroid tembelliği ve zehirli guatr
Birine tiroid tembelliği, diğerine halk arasında zehirli guatr deniyor.
Hipotiroidinin tedavisi dışarıdan hormon verilerek yapılıyor, ucuz bir ilaç, uygulanması kolay. Ömür boyu kullananlar var. Hata, bebekler doğunca topuktan kan alınır ve bu hormonun eksikliğine bakılır. Çünkü tiroid hormonu eksikse gelişim ve zeka problemi yaşanır. Annede eksiklik varsa da bebek yine aynı sorunu yaşar.
Tiroid hormonu eksikliği dışarıdan takviye ile çözülebilir bir problem. Çok çalışmasını da ilaçla halledebildiğimiz gibi dışarıdan radyoaktif iyot dediğimiz bir maddeyi hastaya yutturarak o maddenin tiroid bezi içine girip parçalamasını sağlıyoruz ya da her iki yöntemin işe yaramayacağını düşündüğümüz hastalarda da ameliyatla tiroid bezini çıkarıyoruz. Dışarıdan hormon alıyor bu hastalar. Bunlar tiroid bezi hastalıklarının yüzde 5 veya 6’sını oluşturuyor.
Tiroid nodülleri
Ağırlıklı olarak gördüğümüz sorunlardan biri de tiroid nodülleri. Nodül, tiroid bezinin içinde yer alan, değişik boyutlarda 1-2 mm den 10 cm’e kadar büyüyebilen bir yapı. Bu değişik boyutlardaki kitlelerin ya karakter olarak basit guatr nodülleri olduğunu biliyoruz ya da bunlar tümör ama iyi huylu tümörler veya kötü huylu tümörler oluyor. Bunların; hastaların kendilerinin fark etmesi, bazen dışarıdan görünmesi veya rutin check-up sırasında görünmesi ve hekim muayenesi ile ortaya konması mümkün. Bu şekilde ortaya konduğu zaman nodüllerin görüntüsü ve yapısı ile yüzde 80’inin basit guatr nodülü olduğunu anlıyoruz. Sorunu tespit edince genel olarak izliyoruz, eğer hormon düzeyi de normalse büyüyüp büyümediğini kontrol ediyoruz veya büyüyorsa iğne biyopsisi yapıyoruz. Nodülün karakterini anlıyoruz. Kadında 3-3.5, erkekte 4 cm üzerine geçmesini önermiyoruz. Buna karşılık görüntüsü şüpheli olanlar ve kanserli çıkanlarda cerrahi öneriyoruz. Tiroidin ya yarısı ya tamamı alınıyor o zaman. Kanserli hastalarda, bezin tamamı ile çevresindeki lenf bezlerini de alıp tedavi ediyoruz. Bundan sonra da bazen hastalara ilave olarak radyoaktif iyot tedavisini kalıntıyı yok etmek için yapıyoruz.
Tiroid kanseri olan hastaların yaşam süresi diğer kanser hastalarına göre yüksek mi?
Bu tür hastaların, diğer diğer kanserli hastalara göre hayatta kalım açısından avantajı var. Hatta dramatik farkı var. Bu bir şans olarak görülmese de diğer kanser türlerine göre avantajlı olmasını değiştirmez. Tiroid kanserlerinin ortaya çıkması ile teşhisi arasındaki zaman arasında da uzun süreler var. Bu da doğal bir seyir. Bu kanserler gençken hızlı büyüyor, 20 yaş öncesinde hızla ilerlerken metastas yapıyor. 20-40 arasında bu metastas oranı azalıyor… 40-60 arasındaki kadın kanserlerinde ise çok arttı. Meme kanserlerini bile geçti. Nedenini bilmiyoruz ama teşhis kolaylaştı. Uzun yıllar teşhis edilmeyecek olanlar bile araştırınca ortaya çıkıyor.
Dünyada yeni yaklaşımlar
Hastalık madem yavaş büyüyor, lenf metastası yapmamış olanlarda bir süre takip olabilir mi dedi dünyadaki bilim adamları. 60 yaşından sonraki hastalarda küçük milimli kanserlerin uzun yıllar büyümeden takip edildiklerini görüyoruz artık. Türkiye’de bunu uygulamak zor. İnsanlar teşhis edilince bundan kurtulmak istiyor. Bunun dışında tiroid kanserlerini tedavilerinde genellikle radyoterapi ve kemoterapinin yeri yok.
İğne ile içinden alıp yok etme tedavisi seçeneği0 Ablasyon
Cerrahinin alternatifi olarak bir takım yöntemler var. Radyo frekans ablasyon denen iğne ucu ile mikro dalga etkisi yaratarak yapılan bir tedavi var. Bunu daha çok temiz olduğundan yüzde 100 emin olduğumuz hastalarda yapıyoruz. İçindeki suyu temizlediğimizde tekrar tekrar dolan kistlerde uyguluyoruz ama bunu kanserde uygulamak genelde pek doğru değil. Ancak çok ameliyat geçirmiş ve artık yeni geçireceği ameliyatlarda sıkıntı olacak kişilerde böyle palyatif bir seçim yapılabilir. http://www.meteduren.com
Füsun SAKA