Çünkü ben aşığım biliyor musunuz?

Miyavlarım ben bizimkinin gözlerinin içine bakarak. Ona göre o bakışlar, bir kedinin değil de bir filozofun derin ve anlamlı bakışları. Uzun’a göre de “yemek ver kadın” bakışı. Bizimki usul usul yemeği koyar önüme. İşte o an izin veririm beni okşayıp sevmesine. Ne yalan söyleyeyim, karnım doyacak, daha ne olsun. Sonra yaklaştırmam yanıma bizimkini. Bizimki kabullenir kenara çekilir, beni sevme saatini bekler.

Ben Eflatun’um, sadece Eflatun

Ben kedi değilim ki. O bana Eflatun demiş bir kere. Hadi daha havalı olsun, Platon’um ben Platon. Şu nesneler dünyasına idealar dünyasından konuk gelmiş bir kediyim ben. Şimdi aslına bakarsanız ben de havaya girdim. Hele böyle bir köşede yazıp çizince de.

Ya gerçekten kedi miyim yoksa Eski Yunan’dan gelmiş, kedi kılığına girmiş bir Platon muyum? Ayyy şimdi Uzun’un sesi kulaklarımda çınlamaya başladı bile. Burada olmasa da, “ya git ya, altı üstü bir kedi işte, maması, kumu yetiştirmeye çalışıyoruz namussuza,” demeye başladı bile kulağımın dibinde.

Ama bizimki, bana Eflatun demiş bir kere. Neden Sokrates, neden Aristoteles değil de Eflatun. Onun sohbetini de yaptılar, ama o başka bir yazının konusu. Neredeyse adımı değiştireceklerdi. Neyse konumuza dönelim.  Şimdi adımın ağırlığıyla da, doğal olarak bende de laf aramızda, bir bakışlar keskin keskin, bir duruşlar – onları gördünüz zaten, heykel gibi dimdik -, nefes alışım bile ağır ağır derin derin…

Bazen ben de kedi olduğumu unutuyorum, içime tüm felsefe kitapları kaçıyor. Geçen akşam bizimki dert yanıyor bir arkadaşına, “sevdirmez Eflatun, mamasını aldıktan sonra hiç sevdirmez,” diye. “ Peki, o zaman sen neden kabulleniyorsun, mamasını verirken de sevme,” Ya sen şuna bak, psikolog gibi bilmiş bilmiş konuşuyor, umarım bir daha gelmez. Bir tırmıkla bitiririm işini de, merak ettim bekliyorum, ne diyecek? Uzun hemen atladı lafa girişti, “o kedi var ya öyle işini biliyor ki parmağında oynatıyor,”

Şimdi Uzun torpilli. Ona tırmık atmam, onunla satranç tahtasında bir ileri bir geri gitmek hoşuma gidiyor. Yoksa bizimki bana kul köle, hayat sıkıcı olur. Şimdilik Uzun zekasıyla dursun bir yerde diyorum.  Zaten ben bunları düşünürken, bizimki o meşhur, atlarım üzerine bakışını fırlattı Uzun’a ve arkadaşına döndü. “Çünkü ben aşığım,” dedi. Aldın mı cevabını çok bilmiş kişisel gelişim bozması dedim içimden. Bir iki miyav attım tabii, anlayana.

Ah be ah dedim, ey bu dünyanın yaratıkları, kim bilir aşk, size kimleri kimleri filozof yaptırıyor. Kimler o filozof duruşuyla ortalıkta ahkam kesiyor. O duruş, o bakış. Sadece yemeği verirken sevgiyi kim bilir kimler kabulleniyor? Aşk bu aşk. Beni kim filozof yaptı? Bizimki. Eeee Kedi Eflatun, uzun lafın kısası der ki, bizimki, bir kediyi filozof yapıyorsa, gerisini siz düşünün.

Eflatun

Paylaş

Son Yazılanlar

On iki adanın en güzeli Patmos

2023 yazında Kos seyahatimizin devamında gittiğimiz ikinci ada Patmos’du. Diğer Yunan adalarına kıyasla ulaşması  daha zahmetli bir ada Patmos. Öyle kalmasını da özellikle tercih ediyorlar

Bella ve Ava’nın hikayesi…

Son dönemin popüler filmi, yönetmen Yorgos Lanthimos’un yeni rüyası “Poor Things” üzerine bir yazı diye başladım. Emma Stone’un çok haklı olarak Oscar kazandığı performansı üzerinden

Seçim haftasında yatırımın yönü

Borsa İstanbul haftayı yüzde 3.20 artışlar 9111 puandan kapattı. Borsada yabancı çıkışı beş haftadır devam etsede, olumsuz bir haber akışı yok. 9450 zirve seviyeler sonrasında

Seksin son kullanma tarihi var mı? 

Seks nedir? Temastır.. Neye temastır? 5 Bedene temastır. Her insanın madde beden ve madde dışı beden olmak üzere temelde 2 bedeni vardır.Madde bedene fiziksel beden

İçeride TCMB, Dışarıda FED

Borsa İstanbul haftaya düşüş ile başladı. 9000 puan seviyesinin altında satışlar baskısı devam edecektir. Şimdilerde 8700 puanın hemen üzerinde seyrediyor. Yerli ve yabancının ilgisi son

Taraftar var, taraftar var

Sporda izleyicilerin, ama daha da ötesinde taraftarın önemi tartışılmaz. Günümüzde üst düzeyde spor yapabilmek tümüyle paraya dayanıyor. Elbette eskiden de mali destek önemliydi, ama günümüz