Kıskanıyorum, var mı itirazı olan?

Üzerime bir yorgunluk çöker gibi çöktü kıskançlık. Evin içinde bir oraya, bir buraya gidiyorum. Ama dönüp dolaşıp burnumu yine cama yaslıyorum. Nefesimin oluşturduğu buharı görüyor ve ona bi pati izi atıyorum. En sevimsizinden. Olay yerinden uzaklaşamıyorum bir türlü. Kilolarıma, göbeğime bakıyorum. O ağırlığımla koşmak istiyorum. Koşsam koşsam nereye?

Korteksli, iki ayaklı yaratıklar

Onları bahçede pitir pitir oynarken görünce iyice sinirleniyorum. Dışarıda bahçedeler. Ohh hava da mis. Uzun da dışarıda, gelse ona atarım iki pati. Baksana şunlara ya minnak minnak.

Bilmesek, fark etmeyiz. Bir tanesi açmış karnını güneşe doğru. “arı sokar, toparlan çocuğum mu,” desem, içimden ah keşke soksa diye geçirirken. Bizimki de onlara sevimli sevimli bakıyor.

Kıskandım işte. Bilirsiniz, ben açık sözlüyüm. Kıskançlığımı sizin gibi sözcüklerin arkasına saklamam. Ama siz, siz o korteksli, iki ayaklı yaratıklar (bugün günlerden kıskançlık olduğu için dilim de değişti.) sizin kıskançlığınız nasıl bir saklambaç oynar. Çıkmaz ortaya hemen, aura gibi dolaşır yanınızda, kimse görmez. Bedeni kemirir kemirir de, kemirildiğini siz bile fark etmezsiniz. Kaç kişi itiraf edebilir benim gibi kıskançlığını.

Siz ne yaparsınız?

Kıskançlığınızı saklamak için dedikodu yaparsınız, güzelliğini mi kıskandın, başka yerden vur. Ahlaksızın teki de mesela. Neyse o ahlak. Başarısını mı kıskandın. O da ne ki de, aşağıla mesela.

Başına bir şey mi geldi? Üzüntüyle koşarak gelir bu insan denen kıskançlar, ee bu şölen kaçmaz. Ama başarında, mutluluğunda, sesleri sedaları çıkmaz. Aman sen de Eflatun, dediğini duyar gibiyim. Eee, o korteksin ne işe yarayacak, senin üzüntüne sevindiği için gelenle, üzüldüğü için geleni de sen ayırt edeceksin. Bakma bana öyle ters ters. Oku şu yazıyı.

Benim mırımın numarası yoktur

Ben bakıyorum şimdi şu minik kedi yavrularına. Gözlerimi kısıyorum, öfkeyle bakıyorum. Hırlıyorum, mırlıyorum. Benim mırımın numarası da yoktur. Öfkemin camı yaracağından eminim de bizimki nasıl temizler o camları diye düşünüyorum. Yok ya, aslında yine kendimi düşünüyorum. Ya bir tarafıma cam batarsa, yine o veterinere gitmek zorunda kalırsam diye düşünüyorum.

Peki, siz kıskandığınızda hiç gözlerinizi kısıp, öfkenizi olduğu gibi gösterip, bakabiliyor musunuz? Belki de bir tek çocukken, evet çocukken küsüyor, somurtuyorsunuz. Sonra o yetişkin olmak dediğiniz dönemde yavaş yavaş yerleşiyor, kıskançlığı saklayan sahte gülümsemeler, canım, cicim söylemler, bir de varsa bir zekâ belirtisi akıllıca yapılan manevralar, ne kıskançlığı ciddi dost, kanka, canım arkadaşım kılıfını geçirebilmeler.

Yazın kıskandıklarınızı

Oysa ben kıskanıyorum. Uzun’un özgürlüğünü kıskanıyorum mesela. Gidiyor, geliyor… eve geliyor, bir şeyler anlatıyor. Kıskançlığımdan tepesine çıkıyorum. Dünya yalan ya, seviyorum zannediyor. Bizimki de hemen oradan “ilgilen çocukla, bak sana geliyor,” diyor. “Ya git işine,” derken, konu dağılıyor. Uzun susuyor. Kıskançlık mı dediniz?

Sizin yönteminizle susturuyorum Uzun’u, seviyorum gösterisiyle susturuyorum Uzun’u. Siz o çok bilmiş korteksliler, gözünü kısarak bakma dürüstlüğünüz bile yok. Aaa unutmayalım, bizimki bakar, ama kıskançlığından falan değil, sevmedi mi bir insanı öyle bir bakar ki, anlamamak imkânsız. Ama biz dönelim kıskançlığa, saklanan kıskançlığın bakışları sevgi dolu olur, sevecen yaklaşır ortaya dökülemeyen kıskançlık.

Hadi, bu da, benden size bir Eflatun tavsiyesi olsun. Uzun zaman oldu, yoktum, ama size sizi anlatmak için düşünceye yattım. O zaman ne yapalım, kıskandık mı? Benim gibi yapın. Kıskanıyorum kıskanıyorum diye yazın kıskandıklarınızı. Ohhh beee, rahatlarsınız.

Eflatun

Paylaş

Son Yazılanlar

Bedeli pahalı bir dünya kupası

20 Ağustos 2023, Sidney’de Stadium Australia’da önemli bir organizasyonun, Kadınlar Dünya Kupası’nın finalinin son düdüğü ile birlikte İspanyol futbolcular büyük

Putin de olurmuşum ben!!!!

Sizin kırmızı çizginiz nedir ? Hani o çizgiyi geçince savaş ilan edebileceğiniz yer. İşte geçen gün bizim evin “minik” Puta’sına

Eskiden biz arabulucuyduk

Kiracı-ev sahibi arasındaki uyuşmazlıklar dağları aşınca arabuluculuk sistemi zorunlu hale getirilerek uygulanmaya kondu. Düşünün 2020 yılında 27 bin, 2021 yılında

Dayatılan koşullara direnmek

Ne yaman ikilem; bir yanda, şemsiyesi altında yaşayanlara bağışladığı özgürlüğün tek savunucusu rolünü oynarken, diğer yanda soluksuz çalıştırdığı insanları kendisine

Azim, kararlılık ve mücadele

Değerli Bi’nevi Gazete okurları, Özel sebeplerden ötürü uzun bir süredir sizlerle değildim. Bu yüzden öncelikle siz değerli okurlardan, sonra da

Küçük “Puta”lar işini bilir

Siz onları bilmezsiniz. Acındırarak, yardıma muhtaç bir şekilde girerler hayatınıza. Bi mağdur, bi zavallı, bi güçsüz. Tatlı tatlı masum masum

“Cumhuriyet vazgeçmemektir!”

Haçadur Kelleci… Türkiye’nin yetiştirdiği dünya çapında mücevher ustalarından biri… Dünyanın en büyüleyici ve renkli merkezlerinden biri, Kapalıçarşı’da ve Çuhacı Han’da