Leyla bir özge candır

Bir an göz göze geldik ve onun gözündeki mutluluğu gördüğüm an duygusallaştım. O gün bugündür orada kaldım. İçim acıyor. Ve bugün de öyle bir gün ki, siz iyi ayaklı, kortekslilerin akıttığı kan kokusu gelecek burnuma.

Leyla ile göz göze gelmek

İşte böyle bir günde, evdeki tek yoldaşım, Leyla’yla göz göze geldik. Yok, bugünün acısını paylaşmadık bakışlarımızda. Ayrımcılığı, ötekileştirmeyi hissettim o bakışlarda. Anlatayım, siz belki de bizim evde iki kedi olduğunu bile bilmiyorsunuzdur. Bizim eve uzaklardan gelen bir misafir, her halinden belli, hak hukuk adalet akıyor yüzünden, duruşundan.

Bak, benim sezgilerim güçlü

Bizim eve giren çıkan çok. Ama bu kız, bir başka, hem güzel, hem akıllı. Beni götürmediğiniz gazete lansmanında da o söz etmişti benden. O geldi geçen gün, hemen fark etti evdeki ayrımcılığı. Yıllardır Eflatun Eflatun konuşulan evde, kenarda kalmış Leyla’yı aldı, topak topak olmuş tüylerini taramaya başladı.

O, kendi dünyasında ortalıkta dolaşan, yaşamı kabullenmiş, kediliği neredeyse unutmuş Leyla, ona dokunulduğu an eridi bitti. Bana baktı suçlu suçlu, kızar mıyım? diye. İşte o bakışlar var ya. Heyhat dedim, herkes kimi bulursa gücünü gösteriyor işte.

Ben kedi Eflatun, buradan yazarken, çizerken, ona kızarken buna kızarken, gözümün önünde duran Leyla’ya bakmamışım bile. Ben neyi savunmuşum, neyi yazmışım? Leyla ya, sadece görülmek istiyormuş. Sonra uzaklardan gelen ve haksızlığa tahammül edemeyen bizimkinin yakını – belki de kardeşi, çok sarıldılar çünkü – Leyla’yı gördü.

Leyla’nın o mahcup gözleri bana ne çok şey anlattı. Tamam, ben de köşemde bir şekilde eşitlik savunucusuyum. Hatırlarsınız daha önceki yazılarımı, ama önündekini göremiyorsan sen, hangi eşitliği savunuyorsun?

Ötekileştirmeyin derken, Leyla’ya haksızlığa göz yumuyorsam ben hangi eşitliği savunuyorum? Ayy bizimki şimdi kızacak. Olur mu canım, Leyla da benim kızım diyecek.

Gel günah çıkaralım birlikte, olmuşum evin filozofu, beni sofraya bile oturttun, benim için karnım acıktı diye geceleri kalkıyorsun, bir de köşem var, yazıyorum. Kapris yapıyorum sana kapris. Kedi Eflatun der ki, hayat da böyle değil mi, uslu uslu kenarda oturanı kimse görmez. Şımaracaksın, ciyaklayacaksın, pati atacaksın, miyavlayacaksın.

Bilmem anlatabildim mi?

Ahh be Leyla’m, şimdi sen o dokunuşla, tüylerinin taranmasıyla uzun bir dönem kendine gelemezsin. Bir mutluluk yaşadın, ama o mutluluk uçup gidecek ne yazık ki. Bizimki o gittikten sonra, Leyla Leyla, diye dolaşır mı evde? Yok be Leyla’m, tamam ötekileştirme, ayrımcılık dedik de, ben kıskancım, bizimkini sana kaptırmam. Kıskanmazsam ben, ben olmaktan çıkarım. Bizimkiyle benim ilişkim bir başka boyutlarda. Bilmem anlatabildim mi?

Sahi, fark ettiniz mi, bu duygusallıkta Uzun’u da unuttum bu yazıda.http://www.binevigazete.com

Eflatun

Paylaş

Son Yazılanlar

Bedeli pahalı bir dünya kupası

20 Ağustos 2023, Sidney’de Stadium Australia’da önemli bir organizasyonun, Kadınlar Dünya Kupası’nın finalinin son düdüğü ile birlikte İspanyol futbolcular büyük

Putin de olurmuşum ben!!!!

Sizin kırmızı çizginiz nedir ? Hani o çizgiyi geçince savaş ilan edebileceğiniz yer. İşte geçen gün bizim evin “minik” Puta’sına

Eskiden biz arabulucuyduk

Kiracı-ev sahibi arasındaki uyuşmazlıklar dağları aşınca arabuluculuk sistemi zorunlu hale getirilerek uygulanmaya kondu. Düşünün 2020 yılında 27 bin, 2021 yılında

Dayatılan koşullara direnmek

Ne yaman ikilem; bir yanda, şemsiyesi altında yaşayanlara bağışladığı özgürlüğün tek savunucusu rolünü oynarken, diğer yanda soluksuz çalıştırdığı insanları kendisine

Azim, kararlılık ve mücadele

Değerli Bi’nevi Gazete okurları, Özel sebeplerden ötürü uzun bir süredir sizlerle değildim. Bu yüzden öncelikle siz değerli okurlardan, sonra da

Küçük “Puta”lar işini bilir

Siz onları bilmezsiniz. Acındırarak, yardıma muhtaç bir şekilde girerler hayatınıza. Bi mağdur, bi zavallı, bi güçsüz. Tatlı tatlı masum masum

“Cumhuriyet vazgeçmemektir!”

Haçadur Kelleci… Türkiye’nin yetiştirdiği dünya çapında mücevher ustalarından biri… Dünyanın en büyüleyici ve renkli merkezlerinden biri, Kapalıçarşı’da ve Çuhacı Han’da