Eee 2021’in üzerinden geçti mi bir 1 yıl? Sonuçta bir Cuma gününden Cumartesiye geçildi. Benim için bir anlamda herhangi bir gündü. Bir anlamda diyorum, çünkü baktım herkes yenilik, yeni kararlar ve ille de o gece eğlenme peşinde. Ben de ilk defa acaba dedim, Cumartesi günü farklı bir Eflatun mu olsam. Mırnav mırnav sevgi isteyen bir kedi olsam mesela, bahçeye hiç çıkma çabası göstermesem, bahçe kapısı hep açık kalsa, bizimkini tırmıklamasam, o uzun adam gelince hemen onun yanına gitmesem, hatta içeri odaya gitsem de onu şaşırtsam. Bahçemizdeki kibrit kutusu isimli o minik kız kediye daha bir şefkat göstersem. Bizimkine ekose desenli bir battaniye alıp, onun yamacına ilişsem. Ayaklarının dibine otursam.
Yanlış anlaşılmasın, sadece elli metrekarelik bir alanda, neler yapabilirim diye düşündüm. Ne demişler, değişim başkalarını şaşırtmakla başlar. Şimdi ben değişsem, şaşırma ötesi, bizimki beni rahat bırakmaz, evhamlıdır o, başlar ne oldu diye etrafına sormaya, bunu daha önceki yazımda anlatmıştım size. O uzun desen, kıs kıs güler içinden. “alt tarafı bir kedi işte der, zaten fırsatını bulsa bizimkinin beni bulduğu parka bırakacak beni. ”
Olsam ama ne olsam?
Hayır, sizde bu yeni yıl kararlar telaşını görünce, ben de olsam olsam ne olsam diye düşündüm. Sonra düşündüm, şanslıyım, çok sevildiğim, sevgi gördüğüm bir evdeyim. Yalnız değilim. Hiç aç kalmadım. Bizimki kendi yemeğini unutsa da beni unutmaz. Arada bir evimize gelen giden olur. Çok fazlasına zaten gerek yok. Sonra bir de derdimi anlatabildiğim bir köşem var. Kendime ait ritüellerim var. Kibrit kutusunun annesiyle her sabah aramızda cam olsa da selamlaşırız, oynaşırız biz. Gece iki, dört, altı acıkırım ben. Bizimkinin de gıkı çıkmaz koyar önüme tavuk mamasını. Sonra bazen kafama eser bahçenin çimenlerini yerim. Çer çöp tabii, o minik midem kaldırmaz kusarım. Bizimki sabırla, sevgiyle, özveriyle bakar bana. Peki ben ne yaparım, keyif… Ritüellerimi korururm mesela. Gözümü açar, kibrit kutusunun annesiyle cam arkası oynaşmaya giderim. Ne yapalım, bu ciddi görünümümün altında ruhum flörtöz. Sonra da uzun uzun portakal ağacına bakar, dalar, giderim. Hani, siz insanların başaramadığı o durma hali var ya, biz severiz onu. Siz an’da kal an’da kal diye uğraşırken, ben hep an’dayım zaten. E doğal olarak dışarıda olup bitenden haberim yok. Bizimkinin telefon konuşmalarından falan ne kaparsam artık. O da konuşmaz ki fazla.
Peki neden siz de her yeni yıl yeni başlangıçlar haline giriyorsunuz? Başlamak istediğiniz an başlayın, değişmek istediğiniz an değişin. Mesela yarın sizin yeni yılınız olsun.
Eflatun