Kariyer ve İlişki İdaresi Kolay mı? Yoksa Sonun Başlangıcı mı?

“Ailem için yaptığım hiç bir şey fark edilmiyor, oysa bütün gün boyunca işteyim ve eve geldiğimde her şeye yetişmeye çalışıyorum. Yaptığım hiç bir şey yeterli görülmüyor. Eşimle aramızda cinsel yaşam ve ilişki kalitesi anlamında hiç bir şey kalmadı. Öyle ki çocuklar olmadan özel vakit geçirmek önemini yitirdi. Hayatlarımızın ve sorumluluklarımızın çok yoğun olduğunu biliyorum ama yine de kendini bazen çok yalnız hissediyorum.”

Çocuklar ilişkinin dinamiği haline geliyor

Danışanlarımızdan Zeynep ve Ali (isimleri değiştirdim) bu şikayetlerle başvurdular. Siz de bu durumu yaşayan yüzlerce çiftten biri olabilirsiniz. Bir çok çift gibi, onlar da kariyerleri ve çocukları için inanılmaz bir vakit ve enerji harcıyorlar. Upuzun “yapılacak işler” listeleri ve hedefleri var. Ancak bu karmaşa içerisinde birbirlerini ve ilişkilerini kaybediyorlar. Üstelik bir çok işi kısa zamanda organize etmenin stresi ile son derece kırıcı ve eleştirisel oluyorlar. Bu çiftler birbirlerinin hayatı içerisinde önemlerini ve değerlerini kaybettiklerini düşünüyorlar. Bu düşüncelerin sonu birbirlerine olan sevgilerini sorgulamaya kadar gidiyor.

Aileye ayrılan zaman kısaldı

Amerika Psikoloji Derneği’ne göre her iki ebeveynin de çalıştığı, kariyer sahibi olduğu evlilikler artık tüm aile yapılarının yüzde 80’ini oluşturuyor. Tabi ki, ebeveynlerin hem birbirlerine hem de çocuklara ve aileye ayırabildikleri zaman çok daha kısıtlı olduğundan, aile mutluluğu ve ilişkiler üzerindeki stres yoğunlaşıyor.

UCLA üniversitesinin yaptığı son araştırmaya göre çalışan anne babalar akşamları sadece yüzde on vakitlerini aynı odada geçirebiliyor. Haftada konuşma süreleri, aynı araştırmaya göre, ortalama 35 dakika ve bu konuşmaların konuları da çoğunlukla günlük yapılması gereken işler.

Cinsellik, romantizm , heyecan ve eğlence biraz ölüyor sanki. Hayat sonu gelmeyen bir “yapılacak işler not defteri “ haline geliyor.

İşte kaliteli cinsel hayatlarını devam ettirebilen çiftlerin dikkat ettiği altın noktalar:

* Her gün içtenlikle “seni seviyorum” diyorlar

* Cinselliği sadece cinsel birleşme olarak görmüyor, cinselliğin sarılma, dokunma, öpüşme gibi duygusal yaklaşımlarını da unutmuyorlar.

* Birbirlerine romantik hediyeler ve iltifatlarla minik sürprizleri yapmayı ihmal etmiyorlar.

* Beraber kaliteli zaman geçirmeye ve eğlenmeye vakit ayırıyorlar.

* Cinsel yaşama önem veriyorlar, sonu gelmeyen bir ‘yapılacaklar listesinin” en son  kalemi olarak görmüyorlar.

* İyi birer arkadaş olarak kalmaya devam ediyorlar.

* Cinsel hayatları hakkında rahatça konuşuyorlar.

* Haftalık romantik buluşmalara vakit ayırıyorlar.

* Romantik tatillere (kısa da olsa) vakit ayırıyorlar.

* Bir ekip olduklarını unutmuyorlar ve eleştirirken dahi  kırıcı olmamaya özen gösteriyorlar .

Memnun kalmadığınız şeyleri belirtin

Özellikle altını çizmek istediğim bir nokta var: Hayatınızda nelerin yolunda gittiği veya çift olarak nelerin size uygun olmadığını ancak konuşarak anlayabilirsiniz. İlişkinizde geri bildirim bu nedenle çok önemli. Düzenli olarak ilişkinizde sizi nelerin memnun ettiğini, eşinizin hoşlandığınız davranışlarını, hangi yaklaşımlardan daha çok memnun kaldığınızı eşinize iletebilirsiniz. Geri bildirim yaptığınızda, özellikle eşinizin hangi davranışlarının mutluluğunuzu arttırdığını söylediğinizde eşiniz davranışlarını bu yönde geliştirmeye daha motive oluyor. Eşinizle olan rutininizde sizi memnun etmeyen noktalar varsa sandviç metodundan yararlanabilirsiniz.

Bu metodda önce eşinizle veya eşinizle olan hayat düzeninizle ilgili memnun olduğunuz noktaları ifade ediyorsunuz, ardından keyif almadığınız yönleri belirtiyorsunuz ve en sonunda bu durumu nasıl daha iyi yönde geliştirebileceğinizi veya olumlu yönde düşündüğünüz bir başka noktayı ifade ediyorsunuz. Eşinizin ne düşündüğünü, sizinle ilgili hislerini, ilişkinizin gidişatından keyif alıp almadığını tahmin etmeye çalışmanız doğru değil. Beraberlikte falcılık yapmamak, konuşarak duygu ve düşüncelerinizi paylaşmak önemli. İletişimde partnerinizin ne düşündüğünü tahmin etmek yerine iyi bir dinleyici olmanız gerek. İlişkiler hassas bir konu. Bu nedenle fikir ayrılıklarında hemen ve aşırı tepki vermekten kaçının. Eşinizle aynı fikirde olmasanız bile onun hislerine duyarlı davranın. Geri alamayacağınız sözleri söylemeyin. “Sen şöyle yapıyorsun” gibi cümleler yerine “Ben böyle hissediyorum” şeklinde cümleler kullanırsanız ne hissettiğinizi aktarmanız kolaylaşıyor.

EŞİNİZLE İLİŞKİ HAKKINDA KONUŞURKEN:
  1. Herşeyden önce iyi bir dinleyici olun.
  2. Konuşmaya olumlu başlayın. Onun sevdiğiniz beğendiğiniz özelliklerini-davranışlarını dile getirin.
  3. Tüm duygu ve düşüncelerinizi belirtin, eşinizin aklınızı okumasını beklemeyin.
  4. Onu eleştirmekten çok kendi istek ve arzularınızı söyleyin.
  5. Eşinizle aynı fikirde olmasanız bile onun hislerine duyarlı davranın.
  6. Problemlerinizi abartmayın, gerçeğe sadık kalın.
  7. Tartışmalarda adil olun ve geri alamayacağınız sözleri söylemeyin.
  8. Sorunlar karşısında hemen ve aşırı tepki vermekten kaçının.
  9. İlişki sorunlarını tartışma ortamında konuşmayın. Sakinleşmeyi bekleyin. Eleştiri ve kırıcı sözlerden uzak durun.
  10. Bir takım olduğunuzu unutmayın, birbirinize karşı değil birlikte mücadele verin. Devam eden sorunlarda mutlaka bir uzmandan destek alın.
İrem Hattat (Aile Danışmanı- Aile Sağlığı Araştırma Derneği Başkan Yrd)

Paylaş

Son Yazılanlar

Hoşçakalın gittim ben…

Siz bu satırları okuyorsanız artık aranızdan ayrılmışım demektir. Ne çok konuştu o gece bizimki benimle. Aylardır ilk defa hıçkırarak ağladı. Yapabilecek bir şey kalmamıştı çünkü.

Bir Öğünle Dünyayı Değiştir!

Son yıllarda mutfaklarımıza ve sohbetlerimize giderek daha fazla dâhil olan “bitkisel mutfak”, aslında çok daha geniş ve derin bir olgunun sadece bir yüzü. Vegan yaşam

Bana bir yaşam öyküsü gerek

Bazı dağlar vardır, ne bir ot biter üzerlerinde ne bir ağaç tutunur. Bir ayak izi, kanat gölgesi düşmez yamaçlarına. Hayattan bir iz bulunmaz; ibadet, yakarış,

Sahte Sofralarda Gerçekle Yüzleşmek!

Son yıllarda market raflarına baktığınızda, gerçek ile sahte arasındaki sınırın giderek belirsizleştiğini gözlemlemek mümkün. Bu durum, yalnızca ekonomik bir hile değil, aynı zamanda kültürel ve

Artsın Eksilmesin, Taşsın Dökülmesin!

Türk mutfağı, yüzyıllardır sürdürülebilirlik ve israf karşıtı yaklaşımıyla örnek olmuş bir mutfaktır. Geleneksel yemeklerimizin özüne bakıldığında, her malzemenin bir şekilde değerlendirildiğini ve mutfakta israfın en

Ne güzeldi o eski bayramlar

Şeker bayramını kutladığımız bu günlerde Paskalya bayramının da yaklaştığını görüyoruz. Çocukluğumdan beri kendimi çok şanslı olarak düşünürdüm. Çünkü örf ve adetleri seven bir ailede doğdum.