Şiddetten yana değiliz ama yeri gelince iki tekme, bir tokat
Saldırısı, kavgası, cinayeti bol bir ülke ve bunların acı sonuçlarını fazlasıyla yaşayan bir cins olarak en çok bilmemiz ve hatta kullanmamız gereken bir hak, savunma hakkı. Yasalardaki adıyla nefisi müdafaa ya da meşru müdafaa…Yani, yasal olan ve hakkımız olan savunmayı yapmamız…
Meşru müdafaa
Meşru savunma Türk Ceza Kanunu’nda yaklaşık; ‘Bir kişinin kendisine veya başkasına yönelmiş haksız bir saldırıya karşı o anki durum ve olanaklarıyla saldırı ile orantılı bir şekilde saldırıyı engellemek için işlenen fiil’ olarak tanımlanıyor. Türk Ceza Kanunu 25. maddede meşru savunma, bir hukuka uygunluk nedeni olarak kabul ediliyor. Saldırıyı defetmek için orantılı karşı güç kullanan kimse, meşru müdafaa hükümleri gereği cezalan almaktan kurtuluyor. Maruz kaldığı haksız saldırının etkisi altında, “heyecan, korku ve paniğe” kapılarak meşru müdafaa sınırlarının aşılması halinde dahi faile TCK 27. maddesine göre ceza verilmez.
Güç orantılı olmalı
Saldırıyı durdurmak veya saldırının etkilerini azaltmak amacıyla orantılı güç ile yapılan karşı saldırı da meşru savunmaya dahil. Örneğin size silahla ateş edildiyse sizin de kendi silahınızı kullanarak saldırganı etkisiz hale getirmek için ateşle karşılık vermeniz meşru savunma kapsamında; ancak yumrukla saldıran birine ateşli silahla karşılık vermek, orantısız güç kapsamına girer ve savunma meşru olmaktan çıkar. Bazı kişiler sınırlı pasifist bir yanıtı tercih ederken başkaları silah veya mücadele sanatlarından öğrendikleri teknikleri kullanmayı tercih edebiliyor. Önemli olan sizin hayatta kalmanızı sağlayacak, saldırganı püskürtecek bir yöntem. Hangisini yaparsanız yapın ama mutlaka yapın. Çünkü bu sizin hakkınız ve günde bir kadından fazlasının erkek şiddetiyle yaşamdan koparıldığı bu topraklarda çoğu zaman size sizden başka kimse yardımcı olamıyor.
Koşulları neler
* Meşru savunmanın ilk koşulu bir saldırı olması. Saldırı kavramını geniş anlamak gerekir. Başladığı takdirde savunma yapma olanağına ortadan kaldıracak veya savunma yapmayı güçleştirecek bir saldırı başlamış bir saldırı olarak değerlendiriliyor. Bittiği halde tekrarlanmasından endişe duyulan bir saldırı da henüz sona ermemiş bir saldırı olarak kabul ediliyor. Bu ihtimallerin tamamında saldırı vardır ve meşru savunma hakkının kullanılabilmesi için ilk koşul gerçekleşmiş demektir.
* Saldırı meşru savunma ile korunabilecek bir hakka yönelmeli. Örneğin; fiziksel saldırıya uğrayan bir kadını koruyabilmek için, saldıran kişiyi defetmek amacıyla yaralamak. Saldırıya uğrayan kadının ‘kişi dokunulmazlığı hakkı ve hatta yaşam hakkı’ ihlal ediliyor olabilir.
* Meşru savunmada saldırı ile savunma eşzamanlı olmalı. Örneğin; bir öğretmenin çocuğa tokat atması sonrasında bunu duyan babanın intikam duygusuyla, saldırı çoktan bitmiş olmasına rağmen, öğretmeni yaralaması meşru savunma kapsamında sayılmaz.
* Meşru savunma için savunma zorunlu olmalı. Yani saldırı başka türlü defedilemiyor olmalı.
* Meşru Savunma saldırana karşı yapılmalı. Örneğin; saldıranın orada bulunan çocuğuna veya eşine karşı saldırıda bulunmak meşru savunma kapsamına girmez.
Cebinizde bulunsun
Her türlü sorunun çözümünü şiddette gören toplumlarda kadınların meşru savunmayı kolaylaştıracak, çantalarında kolay taşınır spreylerden bulundurması hiç fena olmaz. Hatta yaşınız, fiziğiniz ve de vaktiniz varsa savunmaya dönük bazı dövüş sanatlarını bile öğrenmekte yarar var.