Rengini bul, gardırobunu yenile
Bu yazın rengi ne olacak? Kırmızı, sarı, mavi, turuncu… Olmazsa olmaz siyah ve beyaz. Mini etekler, dar kesimler, bol kesimler, yüksek bel, düşük bel, şalvar pantolon…
Peki ya Makyaj? Hangi tonlar? Saç kesimi nasıl olmalı? Bize sunulanları, medyanın desteklediğini, eşimizin, dostumuzun “sana çok yakışıyor” tavsiyelerini olduğu gibi kabul ediyoruz.
Peki, bize gerçekten yakışan ne? Bizi daha zinde, daha genç gösteren hangi renk? Vücut tipimize uygun model hangisi?
Moda tasarımcısı Türkü Şahin’le konuştuk
Türkü Şahin, moda tasarımı ve sanat tarihi alanlarında eğitimini tamamlamış ve bu iki disiplini bir arada ele alan bir öğretim görevlisi. Akademik çalışmasının yanında, kişisel renk danışmanlığı ve vücut tipine uygun gardırop danışmanlığı da yapıyor. Danışanları arasında, bu ihtiyacın önemini keşfetmiş kişilerden, çalışanlarına bu donanımı katmak isteyen kurumsal firmalara, reklam ajansları, moda markaları ve tekstil firmalarına kadar birçok farklı sektörden kişiler yer alıyor.
Renk Analizi nedir, tam olarak ne yapılır?
Öncelikle kişisel renk danışmanlığı tek seanslık, kişiye özel bir stil eğitimidir. Kişiyi düzenli olarak aynı yere getiren bir iş modeli değildir ve sizin en doğru görüntünüzü tanımlayan bu bilgilerden ömrünüz boyunca yapacağınız tüm tercihlerde faydalanırsınız. Gün ışığı alan saatlerde, farklı tonların yüzünüze yaptığı yansımalar incelenerek gerçekleştirilen analiz yaklaşık bir saat kadar sürmektedir. Neticesinde size en çok yakışan, öte yandan uzak durmanız gereken renk tonları belirlenir. Bunlar sizin cilt renginizle uyumlu ve profesyonel olarak hazırlanmış bir gardırop danışmanlığını, ideal saç ve makyaj rengi tonlarınızı, koyuluk ve canlılık seviyelerini ve yine kullanırsanız ya da yaptırırsanız üzüleceğiniz yanlış saç ve makyaj uygulamalarının bilgisini beraberinde getirir. Seans bitiminde sizin renk tonlarınızda bir stil dosyası hazırlanır. Fotoğraf çekimleri ve reklam kampanyalarında ise modeller ve oyuncular için aynı danışmanlığı yapıyorum, böylelikle tüm süreci doğru bir baz üzerine kurmuş ve kampanyanın ilk bakışta hedeflediği ilgili almasını sağlamış oluyoruz.
En çok nerede yanlış yapıyoruz, doğru bildiğimiz yanlışlar?
İnsanlar genellikle en çok başkalarının üzerinde beğendikleri giysi, saç ve makyaj tercihlerini taklit ederek hata yaparlar. Çünkü kendilerine yakışıp yakışmayacağını değerlendirmemiş olurlar. Hayranlık gibi duygulardan arındığımız zaman geriye kalan objektif bir değerlendirme ise bize nelerin yakışıp yakışmadığını daha açık bir şekilde belli eder. Bir de yanlış birçok bilgi geziyor etrafta. Erkeklerin kahve rengi giymemesi, ya da siyahın tüm kadınların gardırobunun vazgeçilmez rengi olması gerektiği gibi. Kişinin kendi yakışanlarını öğrenmesi bu tür yanlış bilgiler yüzünden yanlış giyinmemizi engeller.
Geri bildirimler nasıl oluyor?
Geri bildirimler hep çok olumlu oluyor, zaten aksi mümkün değil. Çünkü bu objektif bir değerlendirmeye dayalı bir analiz. Seans sırasında ortaya çıkan renk haritası herkesin gözünden sizi en iyi gösteren tonları belirler, renk danışmanının şahsi fikri ya da yorumu değildir. Doğuştan gelen cilt alt tonunuza uyan ve uymayan renkler belirlenir. Dolayısıyla bu doğrultuda oluşturulan bir gardırop danışmanlığı, bu bilgiler ışığında seçilen ideal saç ve makyaj tonları sizi hem canlı, sağlıklı, hem de olabildiğince genç göstererek görüntünüzde belirgin farklar yaratır. Bu da elbette hem kişinin kendisi, hem de etrafındaki insanlar tarafından ilk bakışta fark edilir.
Kusursuz bedenler, kusursuz güzellikler de uymayan renk veya modellerle az
da olsa kusursuzluğunu yitirir mi?
Kesinlikle, çok güzel bir soru. Kusursuz güzelliğin ne olduğunun tanımı çağdan çağa çok değişmekte. Ancak altın oran denen bir şey olduğu yadsınamaz. Platonun idealarına benzetiyorum ben bunu biraz. Hepimizin doğru giyinirken yaklaşmaya çalıştığı bir ideal beden ve yüz var ve herkes içgüdüsel olarak sabah aynaya baktığında bunun için uğraşmakta. Doğru renk ve modellerimizi kullandığımızda kendi potansiyelimizi gerçekleştirirken, bir yandan da evrensel ve zamansız olarak ideal bir tanıma yaklaşmış oluyoruz. Ve bu tanımdan kastım bir deri bir kemik bir beden, ya da dolgu ile şişirildiğinde en feminen halini aldığı düşünülen bir basen gibi dönemsel güzellik normları değil. Bahsettiğim, anatomimizi doğru yansıtan bir görünüm. Üst beden ve alt bedenin birbiriyle olan dengesini doğru açılarla tanımlayan, vücudun hiçbir tarafının diğerlerinin önüne geçmediği ve ilgiyi sadece kendine çekmediği, kişiyi baştan ayağa bütünsel bir şekilde kavramamızı sağlayan bir görüntüdür.
Moda ve kişinin tarzı nedir?
Modanın tanımı hangi yönünü el aldığınıza göre çok değişmekte. Öncelikle iktisadi, sosyal, psikolojik hatta politik açıdan incelenmesi ve kavranması gereken bir konu. Tüm bu disiplinlerin etkisi altındayken keskin bir tanım mutlaka eksiklere sahip olacaktır. Konumuzun içinde kalacak şekilde Oscar Wilde ve Coco Chanel’in moda tanımlarından bahsetmek isterim ama. Wilde’a göre moda kişinin kendi giydiğidir, başkalarının giydikleri ise moda dışıdır, yani öyle olmalıdır. Gabrielle Coco Chanel’e göre ise moda geçici, stil ise kalıcıdır ve özgün, yani kendi olabilen bir kadın mutlaka taklit edilecektir.
Lady Diana’ya erkeksi kesimler vatkalar yakışıyordu
Ünlülerden örnekler verebilir misiniz?
Çok güzel bir soru… Kim olursanız olun tek bir bedene sahip olduğunuz sürece daha az ve daha çok yakışanlarınız olmak zorunda. Hem renk, hem de model olarak. En ünlü oyuncuların ve süper modellerin bile bir vücut tipi ve renk grubu var. Onları da herkes gibi çok canlı, sağlıklı ya da solgun, teatral ve yaşlı gösteren tonlar var. Jessica Alba yıllarca saç rengi olarak ona hiç gitmeyen sarı tonları kullandı, Taylor Swift, Reese Witherspoon ve Jennifer Connelly ise ideal tonlarını çok iyi değerlendiren ünlülerden. Saç renklerinden giysilerinin renk ve desenlerine kadar bu işi çok iyi bildiklerini düşünüyorum. Lady Diana’ya erkeksi kesimler, vatkalar yakışırken, oversize pantolon ve bluzlar, power suitler onu bir moda ikonuna dönüştürdü. Ancak bu tarz kesimler ve takım elbise Marily Monroe’yu teatral yapar. Romantik elbiseler kum saati formunu destekler. Ulusal yapımlardan örnek vermek gerekirse Farah Zeynep Abdullah’ın Kurt Seyit ve Şura’daki saç rengi dizinin başarısız olma nedenlerinden biridir bana göre. Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisinde ise ne kadar muhteşemdi oysa ki…Yine Meryem Uzerli’nin Hürrem Sultan’ın saç rengini müthiş taşıması bu kadar beğenilmesinde anlamlı bir yere sahip. Azra Akın’ın ünlü bir kozmetik firması adına Cannes Film Festivali’nde boy göstereceği zaman uygulanan kızıl saç rengi ise tüm ışığını öldürmüştü.