Herkes birbirine aynı soruyu soruyor; Konut fiyatları ne olacak? Almalı mı, satmalı mı, beklemeli mi? Bu sorunun yanıtını vermek için yakın geçmişi hatırlamakta yarar var. 6 Şubat depreminden sonra düşen konut satış sayıları Mayıs ayında 15’er gün arayla gerçekleşen iki seçime rağmen Nisan’a göre yükselişteydi. Peki Haziran sonrası konutta vatandaşı ne bekliyor?
Bugün satılamayan ev yarın ne olacak?
Sektörün bir temsilcisi olarak ‘rota oluşturamıyor’ desem abartmış olmam. Klasik Türk milleti davranışı olan “Seçim bitsin, bayram geçsin, okullar açılsın, Merkez Bankası faiz kararını açıklasın, altın fiyatları ne olacak, dövizde yükseliş nereye kadar çıkacak?” gelgitlerinin nerede sonlanacağını bilen yok.
İşin en sıcak noktasında olan müteahhitler bile satış yapamamaktan şikayetçi değil. Biliyor ki bugün satılmayan evler yarın daha yüksek fiyatlarla alıcı bulacak.
Alım kararını erteleyenlere faydası olacak birkaç tavsiye vermekte yarar var
Öncelikle oturmak için ev alıyorsanız hiç ertelemeyin, ötelemeyin. Sanmayın ki satılmayan konutlarda fiyatlar geri gelecek. İnşaat maliyetinin her geçen gün arttığı günümüzde yeni yapılarda fiyatlar dünden yarına uzun atlamalı fiyatlandırılacak. Dün 10 milyona gördüğünüz daireyi bayram sonrasında 12 milyon lira etiketle pazarlanması sürpriz olmasın. Bu nedenle içinize sinen, yaşamak istediğiniz evi bulduğunuzda ötelemeyin, harekete geçin.
Yatırımcılar ise biraz daha sallana sallana karar alabilir
Hele 30 yaş üzerinde konutlarla ilgileniyorlarsa fiyatların gevşemesinin sürme ihtimali yüksek. Sadece bu grup, kentsel dönüşüm arifesinde olan eski binalarla ilgileniyorsa hızlı hareket etsin. Çünkü dönüşüme girecek binalardaki fiyat makası düşündükleri kadar açık olmayacak.
Yatırımları dövizde olanlar bayramdan sonra geminin ucunu hangi yöne çevireceklerini daha iyi görebilirler. Döviz bu seviyelerde kalırsa konutlardaki fiyat artışından zararlı çıkarlar. Çoğunluğunun kafasında “konut fiyatlarının artışı döviz artışı kadar hızlı olmaz, bekleyip kâr edelim” diye bir fikir var.
Türkiye’de konut sektörü maalesef tek bir etkene bağlı değil. Siyaset, ekonomi, arz azalması ya da artışı, talepteki değişkenlik, maliyetlerin iniş çıkışı, topluma sirayet eden ‘alım zamanı ya da alım zamanı değil’ duygusu hep birlikte bir sarmal gibi kararlar üzerinde etki yaratıyor.
Özetle; maalesef bir süre daha konutta rota oluşturulamayacak. Herkes kendi yol haritasını kendi özel durumuna göre belirlesin.