Mutfakta Bilgiyle Büyümek!

Gastronomi, yalnızca lezzet peşinde koşmak değildir. Bir tabağın ardında yatan kültürel mirası, üretim zincirini, emeği ve zamanı anlamadan mutfağa girmek, eksik bir yolculuğa çıkmak gibidir. Bu yüzden eğitim, gastronominin kalbidir.

Bilgiyle yoğrulmamış bir mutfak, ne kadar yaratıcı olursa olsun, sürdürülebilirlikten uzak kalır.

Bugün mutfak sanatları, sadece teknik becerilerle değil; etik, çevresel ve toplumsal sorumluluklarla da şekilleniyor. Genç şeflerin bu çok katmanlı dünyaya hazırlanması, ancak nitelikli ve çağdaş bir eğitimle mümkün.

Gastronomi eğitiminin kapsamını genişleten isimlerden Aziz Ebay Holding CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Volkan Akkaş, mutfağın sadece teknik değil, aynı zamanda kültürel bir laboratuvar olduğunu vurguluyor.

Ona göre, şeflik bireysel bir ustalıktan çok, kolektif belleğin ve yaratıcılığın ete kemiğe bürünmüş hali. Bu perspektif, USLA’nın yaklaşımında da görüldüğü gibi, eğitimin disiplinler arası ve kapsayıcı olmasını gerektiriyor.

USLA Akademi Genel Müdürü Çiğdem Alagök ise gastronomi eğitimini sürdürülebilirlik ve etik temalarla derinleştirmenin zorunluluğunu dile getiriyor.

Ona göre, mutfak sadece sofraya lezzet taşımak değil, aynı zamanda gelecek nesillere karşı bir sorumluluk alanı olmalı. Geçtiğimiz günlerde USLA’da geçirdiğim birkaç saat, bu dönüşümün ne kadar sahici ve yerli yerinde olduğunu gösterdi.

Sadece bir okul değil; bir düşünce biçimi, bir üretim etiği, bir mutfak kültürü inşa ediliyor. USLA, klasik eğitim anlayışının ötesine geçerek modüler müfredatla öğrencinin kişisel ihtiyaçlarına göre şekillenen bir öğrenim süreci sunuyor.

Şeflikten pastacılığa, barista eğitimlerinden gastronomi atölyelerine kadar geniş bir yelpazede, çağdaş mutfak trendleriyle beslenen bir yapı kurulmuş.

USLA mutfağında dolaşırken dikkatimi çeken ilk şey, sessiz ama etkili bir dönüşümün izleriydi. Kompost sistemleri, sıfır atık uygulamaları, çağdaş pişirme teknikleri…

Her detay, öğrencinin yalnızca iyi bir şef değil, aynı zamanda bilinçli bir gastronomi lideri olmasını hedefliyor. Menü planlamasında karbon ayak izinin hesaplanması, gıda atıklarının azaltılması gibi konular artık ders içeriklerinin bir parçası.

Bu yaklaşım, mutfağı sadece üretim alanı değil; aynı zamanda bir düşünce laboratuvarı haline getiriyor. Deneyim odaklı içerikler ön planda.

Öğrenciler, 60’tan fazla restoranın günlük operasyon verilerinden beslenen müfredatla sahici bir öğrenim süreci yaşıyor.

Bu, yalnızca teknik becerilerin değil; karar alma, analiz etme ve yorumlama yetilerinin de gelişmesini sağlıyor. Akademi Şefi Cemre Siyahi Temim’in “tam ve hazır” profesyoneller yetiştirme hedefi, mutfağın her köşesinde kendini hissettiriyor.

Kapsayıcı yaklaşım da USLA’nın ayırt edici özelliklerinden biri.

Burs programları, eğitmen gelişimi, genç şeflere mentörlük ve kadın istihdamını destekleyen projelerle eğitim sadece teknik bir süreç olmaktan çıkıyor.

Mezunlarla kurulan sürekli iletişim platformları, yurt içi ve yurt dışı staj mekanizmalarıyla öğrencinin sektöre geçişi daha sağlam bir zemine oturuyor.

Tadım deneyimime gelirsek, servis edilen suşi çeşitlerinden California Night, Harakiri ve Crunchy Ebi Ten’in her biri özgün lezzet dengeleri ve dokularıyla etkileyiciydi.

Ana yemek olarak tercih ettiğim Banchetto di Manzo ise açık ateş kullanılmadan bu kadar başarılı şekilde pişirilebilmesi bence USLA mutfağının yenilikçi ve ustalıklı yaklaşımını net biçimde yansıtıyordu.

USLA’nın bu yeni dönemi, bu buluşmayı daha bilinçli, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir zemine taşıyor. Bir gastronomi köşe yazarı olarak, bu dönüşümün parçası olmak sadece bir izlenim değil; bir sorumluluk.

UNUTMAMAMIZ GEREKEN GERÇEK

Bilinçli mutfak, sürdürülebilir bir geleceğin temelidir.

Reha Tartıcı

Paylaş

Son Yazılanlar

Markanın başında kim var?

Marka ve İnsan Bazı markalar hikâye anlatmaz, hikâyenin ta kendisidir. Ve bu hikâye çoğu zaman bir fikirle, bir cesaret anıyla ya da bir içsel kırılmayla

Atletizm Şampiyonası: Rüzgâr gibi geçti

Dünya Atletizm Şampiyonası bu en eski sporun küreresel ölçekteki en önemli şampiyonası… Kıtalara özgü şampiyonalar ve bu sporun yıldızlarının katılımıyla gerçekleşen Diamond League de var

Bir festivalin ardından…

Son yıllarda bir festival furyası oluyor yurdun her köşesinde. Davetler, workshoplar, paneller, konuşmalar, lezzet dolu günler, eski ve yeni dostların buluşmaları, gastronominin sürdürebilirliği, inovasyon konusunda

Ege’nin Sakız Kokulu Adası

Daha evvel gitmediğim Sakız adasına; sözde bu mevsim tenha olur, kafamı dinlerim azıcık, diyerek yola çıktım. Seçtiğim tarih 19 Mayıs’tı. Hata burada başlıyordu. Akıncı Türkleri

Lezzetle Yazılan Kültürel Hafıza

Son yıllarda olduğu gibi bu yıl da Eylül ayı yalnızca mevsimin değil, kültürel belleğin de olgunlaştığı bir zaman dilimi oldu. Bu yıl Konya, Gaziantep ve

Dün, Bugün ve Yarın… Eflatun

Aslında Eflatun bendim. Benim kim olduğumun da hiçbir önemi yok. Eflatun’un bakışı, öfkesi, patisi benim ilhamımdı. Evdeki Uzun’la olan ilişkisi ise en güzel hikayeydi. Eflatun

Adlarını meydanlara yaz, unutma!

Bu ülkede artık iyilik öldü. İnsanlık öldü. Sokaklarda sessizlik kaldı, vicdanlarda ise derin bir utanç… Oysa onların da bir hikâyesi vardı. Bir yaşamları, bir nefesleri,