Hem çalışıp hem de bebeğimi emzirebilmeliyim…

Emzirmek senin de hakkın

Her kadının anne olmak hakkı olduğu gibi anne olan her kadının da emzirmek hakkı… Söz konusu hak, çalışan kadınlardan ziyade bebeklerin sağlığı için elzemse de bu hakkın peşine düşüp kullanabilmek ne yazık ki kadınlara kalmış durumda. Zira her ne kadar emzirme hakkı 4857 sayılı iş yasasının 74 maddesi ile düzenlenmişse de yapılan araştırımlar, söz konusu hakkın o kadar da rahat kullanılmadığını ortaya koyuyor.

Çalışan annelerin yüzde 60’ı süt iznini kullanamadığını belirtiyor

Ev dışında çalışan annelerin emzirme ve süt izinleri kullanımı hakkında birkaç yıl önce yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye diğer ülkelerle kıyaslandığında en az 12 aylık emzirme süresi ile emzirme oranlarında başı çeken ülkelerden biri… Ancak, ülkede ev dışında çalışan annelerin yüzde 60’ı süt iznini kullanamadığını belirtiyor. Süt iznini kullanamayan kesimin yüzde 36’sı servis saatlerinin uygun olmaması veya işyerinin eve uzaklığı, yüzde 23’ü yöneticisinin tutumu, yüzde 41’i ise iş yoğunluğu nedeniyle yasal süt iznini kullanamadığını ifade ediyor.

Türkiye’de emzirme oranı son derece yüksekken süt izinlerinin kullanımının düşük olması, ev dışında çalışan kadınların çocuklarını emzirebilmek için oldukça fazla efor sarf ettiğini ya da zor tercihler yaptığını gösteriyor. Başka bir ifadeyle kadınlar, çocuklarını anne sütü ile besleyebilme kaygısıyla işini kaybetme korkusu arasında görünmez bir tercihe zorlanıyor.

 

Odalar, saatler…

 

Oysa bazı hakların bilinmesi durumu anne ve çocuk lehine çevirmeye yetebilir.

* “Yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 100-150 kadın çalışanı olan işyerlerinde, emziren çalışanların çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine en çok 250 metre uzaklıkta bir emzirme odasının kurulması zorunludur” düzenlemesi söz konusu. Ancak bu çok yüksek bir oran olduğu için kadınlar açısından çok da yararılanabilecek bir durum değil ne yazık ki. Çocuğun anneye getirilmesinin zorluğunun yanı sıra  her kadının bu kadar kadın yoğun işyerinde çalışması zor…

Yasanın tanıdığı ve kadınların da sıkı sıkıya sahip çıkması gereken başka haklar da var

Örneğin,

* Emziren anne her çalışma günü içinde 1.5 saatlik emzirme izni kullanım hakkına sahip.

* Bu izin anne yasal doğum iznini bitirdikten sonra, yani 18 haftalık doğum izin bitince başlar çocuk 1 yaşını doldurduğunda sona erer.

*Anne süt iznini hangi saatler arasında ve kaça bölerek kullanılacağın kendisi belirler.

*Böyle bir durumda erken gelmek ya da erken çıkmak en makul seçenek gibi görünüyor.

* İzin süresi günlük çalışma süresinden sayılır, yani kadın bebeğini emzirdiği için o saatlerde izinli sayılmaz, sayılamaz… Bu nedenle de yıllık izne hak kazanma süresi hesaplandığında bu izinler normal çalışma olarak kabul edilir.

* Kadın işçinin izni nasıl kullanacağını işverene yazılı olarak bildirmesi yeterli.

* İşveren süt izninin kullanılmasını reddedemez, annenin bu hakkından vazgeçmesini gerektiren bir durum yaratamaz.

* Hatta kadını süt izni için zorlaması durumunda, kadın çalışan haklı fesih hakkına sahip. Yani süt izinin kullandırmayan işveren bu nedenle ayrılması durumunda kadın çalışan hak ettiği yasal hakları ödemek durumunda.

* 2013 yılında yapılan bir değişiklikle doğum yapmış kadına altı ay boyunca yarım gün ücretsiz izin hakkı tanındı. Ancak süt izni, çocuk bir yaşına kadar kullanılan bir durum olduğundan, kadın süt izinini geri kalan altı için kullanabilecek.

* Ayrıca emziren anneler, doğumu izleyen 6 ay içinde gece çalıştırılamaz ve günde 7.5 saatten fazla çalışmaya da zorlanamaz.http://www.cumhuriyet.com.tr

 

Olcay BÜYÜKTAŞ

Paylaş

Son Yazılanlar

Türk Mutfağının Hafızası Ve Geleceği

Türk gastronomisi son on yılda yalnızca lezzet repertuarını değil, kültürel anlatısını da dönüştürdü. Bu dönüşümün merkezinde iki yapı var: Gastromasa ve Gastronometro. Biri uluslararası diyalogun

Türk Mutfağının Kalbi Fransa’da Atıyor

Ayten ve Mehmet’in Hikâyesi:  Türk Mutfağının Kalbi Fransa’da Atıyor Geçen ay kısa bir Ayvalık tatilim oldu. Plajda, yanı başımdaki şezlongda, Fransızca konuşan çiftle ahbaplık etmeye

Puta nedir şimdi anlarsınız

Biliyorum, benden sonra bizim evin halleri değişti. BEN, galiba burada büyük harfler gerekiyor. Bir Eflatun geldi geçti o evden. Puta’nın gerçek yüzünü gösteremediği, Uzun’un “ne

Lezzetin Sessiz Mimarisi

Caddebostan’da, Ömerpaşa Sokağı’nın dingin ritminde açılan Stoa, yalnızca bir restoran değil; duyularla kurulan bir anlatı mekânı. Antik Yunan’dan ilham alan mimarisiyle, sadelik ve dengeyi merkeze

Markanın başında kim var?

Marka ve İnsan Bazı markalar hikâye anlatmaz, hikâyenin ta kendisidir. Ve bu hikâye çoğu zaman bir fikirle, bir cesaret anıyla ya da bir içsel kırılmayla

Atletizm Şampiyonası: Rüzgâr gibi geçti

Dünya Atletizm Şampiyonası bu en eski sporun küreresel ölçekteki en önemli şampiyonası… Kıtalara özgü şampiyonalar ve bu sporun yıldızlarının katılımıyla gerçekleşen Diamond League de var

Bir festivalin ardından…

Son yıllarda bir festival furyası oluyor yurdun her köşesinde. Davetler, workshoplar, paneller, konuşmalar, lezzet dolu günler, eski ve yeni dostların buluşmaları, gastronominin sürdürebilirliği, inovasyon konusunda