İlişkide daimi verici kim?

İlişkinizde sürekli kendi ihtiyaçlarınızı arka plana atıyor, kronik olarak karşınızdaki kişiye, onun ihtiyaçlarına, isteklerine ve duygularına mı konsantre oluyorsunuz? Bu süreçte sizin istek ve duygularınızı tamamen göz ardı mı ediyorsunuz?

Burada bahsettiğim her ilişkinin olmazsa olmazı olan cömertlik, nezaket ve ilgi değil. Karşınızdakini sürekli ön plana almak, eğer kendinizi olumsuz etkiliyorsa bir sorun var demektir.

“Daimi verici” olduğunuza ne zaman alarm zilleri çalıyor?

-Genelde ilişkilerinizde tek taraflı veren ve almayan kişi iseniz.

-Kendi duygu ve ihtiyaçlarınızı anlamıyor ve dile getirmiyorsanız. Özellikle de partneriniz ile anlaşamadığınız konularda.

-Sizin için hayır demek çok zor ise, sınırlarınızı çizmekte güçlük çekiyorsanız.

-Sürekli romantik ilişkilerde kendi kimliğinizi kaybettiğinizi hissediyorsanız.

İlişkide kendi duruşunuzu kaybetmeyin

İlişkilerinizde kendi kimliğinizle ilgili duruşunuzu kaybetmemek asıl hedefiniz olmalı. başkalarını memnun etmenin onaylanmaya ve sevgiye giden yol olduğunu bir kere öğrendiniz mi ilişkilerinizde bunu tekrarlayan bir kısır döngüye girmeniz çok büyük ihtimal. Bilmelisiniz ki, bu kısır döngüde mecburiyetler, suçluluk duygusu ve gizli içsel öfkeler Sizi bekliyor. Oysa bir  kere döngüden çıkıp kendi gerçek his ve ihtiyaçlarınızla bağlantı kurabildiğinizde, kendi hikayesini yazan özsaygısı yüksek bir birey olarak ilişkiye katkılarınız da o derecede doyurucu oluyor.

Peki gelişimi, yenilenmeyi nasıl başlatacağız?

Tabi ki her şeyden önce kendi ihtiyaçlarınızı ve isteklerinizi tanımlayabilmeniz gerekiyor. Araştırmalar, günlük tutmanın en doğru yöntem olduğunu gösteriyor. Günlüğünüzde sanki sihirli bir dünyada olduğunuzu hayal edin. Öyle ki bu dünyada ne isterseniz, ne zaman isterseniz anında yerine geliyor. Böyle bir dünyada zamanınızı nasıl geçirmeyi arzularsınız? Hangi aktivitelere katılırsınız?Tatile nereye gidersiniz? İşte böyle bir senaryo ile partnerinizi memnun etme mecburiyeti hissetmediğinizde gerçekten kendinizin ne arzuladığını tanımlayabilirsiniz.

İlginizi kendinize döndürün

Unutmayın, başkasını memnun etmek demek sürekli olarak o başkasının beyninde, kalbinde ve vücudunda yaşamak demek aslında. O zaman yapmanız gereken, ilginizi kendinize döndürmeniz. Burada her konuda harikalar yaratan nefes egzersizlerinden faydalanabilirsiniz. Gelin bir örnek yapalım : Hafta sonu planlarınızı şekillendirmeye çalıştığınız bir sırada yine kendiniz yerine tamamen karşı tarafın planlarına uyacağınızı hissediyorsunuz. Bir nefes molası çok şeyi değiştirebiliyor. Bilinçli bir farkındalıkla havanın ciğerlerinize dolduğunu ve çıktığını hissediyorsunuz. yere basan ayaklarınızı, parmak uçlarınızı, tüm vücudunuzu aynı farkındalıkla gözlemliyorsunuz. İşte kendi vücudunuzu tekrar merkeziniz haline getiriyorsunuz. Şimdi kendinize soruyorsunuz: aslında ne istiyorum?

Gelelim sınırlarınızı çizebilmeye

Sınırlar, kendinizi korumanız için olmazsa olmazınız. Hiç bir şey “Kırmızı çizgilerinizden” daha keskin bir şekilde başkaları ile ilişkilerinizin beklentilerini belirleyemiyor. Peki bu çizgilerinizin nasıl farkına varacaksınız? Önerebileceğim en kısa ve kolay yöntem;özellikle kızgın, tükenmiş, küskün hissettiğiniz anlarda hangi karşılanmamış duygusal ihtiyacınızın bu hislere sebep olduğunu tespit edebilmek. Acaba şefkate mi ihtiyacınız var, ev işlerinin daha adil bir şekilde dağılımına mı yoksa biraz alana mı?

Özellikle yeni bir aşk ilişkisinin başlangıç aşamalarında kendi ihtiyaçlarınızı göz ardı etmek çok kolay. Örneğin “ biliyorum bu akşam arkadaşlarıma sözüm var ama seninle olmayı tercih ediyorum” veya               “uyumam lazım ama seninle geç saatlere kadar dizi seyretmek çok eğlenceli” tarzında küçük vericilikler kısa zamanda bir kural haline gelebiliyor. Tüm alışkanlıklar gibi bu kuralları da kırmak sonrasında çok zor olabiliyor.

Oysa kendinizi kuvvetli hissetmenin yolu sağlıklı ve dengeli olmanız İçin gereken ihtiyaçlarınızı karşılamanızdan geçiyor. Daimi verici olmaktan vazgeçmek Sizi soğuk, egoist ve talepkar yapmıyor. Tam tersi ilişkinizi özgürce ve sevgiyle, hiç bir beklenti olmadan yaşamanız anlamına geliyor.

İrem Hattat

Paylaş

Son Yazılanlar

Gastronominin Kalbi Antalya’da Attı

Her yıl olduğu gibi bu yıl da FoodFest Antalya Uluslararası Gastronomi Festivali’nde moderatör olarak yer almak, benim için büyük bir keyifti. Üç gün boyunca Karaalioğlu

Emlakta ceza sistemi vatandaşı yordu

Serbest piyasa ekonomisi, ‘Malımı istediğime istediğim fiyata satarım’ devri kapandı. Bakanlık yüz binlerce tapulu ev için yazı göndermeye başladı. Maliye, mülkünü yakın zamanda satan mülk

Olmayacak dua, 1.5°C’lik sıcaklık artışı

Dünya 3.1°C’lik ısınmaya doğru hızla ilerlerken, şirket yöneticileri iklim hedeflerinin doğrulanması için, işletmelerinin 1.5°C’lik bir hedefle uyumlu olduğunu göstermeleri gerektiğini fark ettiler. Ancak bu farkındalık

Akdeniz kıyısında saklı miras Lazkiye

Güney Komşumuz Suriye’nin Akdeniz kıyısındaki önemli şehri Lazkiye Son günlerde adını sıklıkla duyuyorsunuz. Şimdiye kadar hep olumlu güzel sıfatlarla anıyorduk komşumuz Suriye ‘yi. Çok kültürlü,

Geleceğin Mutfağı Geçmişimizden Geliyor

Bugünlerde küresel ölçekte derinleşen ekonomik dalgalanmalar, ekolojik dengesizlikler ve tarımsal üretimdeki zorluklar, hepimizi derinden etkiliyor. İklim krizinin tetiklediği beklenmedik hava olayları, gıda üretimini sekteye uğratırken,

Mayıs Salıncağında Uçmak

Pencereden başımı çıkarıp içime çektiğim derin soluğun, gözümü kapatınca tenime dokunan havanın, seslerin, bulutların, birbirinin gölgesinde gezinen yaprakların kendi halleri içinde, olanca endamlarıyla kendimi iyi

Girit’ten Side’ye dostluk festivali

Kasım ayındaydık telefonum çaldı. Manavgat belediyesinden aramışlardı. Side‘de ilkbaharda bir festival yapalım ne dersiniz? diye sordular. ‘Nasıl bir festival olsun?’ diye sorduğumda bana, 1870 yıllarından,