Kadınlar için yazdılar, çizdiler…

Kadınlar için yazdılar, çizdiler

Ve kadın doğmak, doğurtmak ve yaşatmaktır.

Ve kadın hem hüzün, hem hülyadır.

Ve kadın, hayatın her rengidir. Beyazın masumluğu, siyahın cesaretidir.

Hayat bir mandalaysa, kadın mandalanın kaynağıdır.

Farklı cümleler ve cümleleri anlatan mandalalar 8 Mart için buluştu.

“her mandala bir hikâye anlatır,”

Anlatmanın bin bir yolu var. Yazarsın, çizersin, çığlık atarsın, sokağa dökülürsün ya da susarsın. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınları Günü anısına Silvia Arsebük Bütünsel Gelişim Akademisi çatısında “her mandala bir hikâye anlatır,” mottosuyla, kadınlar bir araya geldi. Arsabük mandala eğitmenlik atölyesini tamamlayan 26 kadın kendi cümlesini, çizdiği mandalaya odaklanarak anlattı. Mandala, o cümlenin dışa vurumu oldu, çizgiler, renkler, şekiller konuştu.

Arketip ve dışa vurumcu sanat olarak mandala eğitimlerini başlatan Arsebük bu özel gün için kısa sürede, ellerindeki imkanlarla gerçekleştirdikleri faaliyeti, ” Çağladık bugün, İstedik ki başka kadınların da rengi olalım, çizgisi olalım,” diye ifade ediyor.

Mandala, bilinçdışının resmi

Uzakdoğu kültürlerinde de meditasyon amacıyla kullanılan mandalayı Jung, sürekli değişen iç benliğini keşfetmek için kullanıyordu. Sanskritçe “çember” anlamına gelen ve Carl Gustav Jung tarafından bilinçdışının resmi olarak tanımlanan mandalanın, bir daire formu içine şekiller ve renkler yerleştirerek duygu ve düşünceleri ifade etme sanatı olarak bilindiğini belirten Arsebük, bu özel günde mandalanın anlamını şöyle ifade ediyor; “Hayatın zorlukları ve değişen koşullar, zaman zaman yaşamın anlamını yitirmemize ve hayallerimizin ulaşılamaz olduğunu düşünmemize neden olabiliyor. Ruhumuzun ihtiyaçlarını bilmek, farklılaşan yeni düzenimizde tutku ve coşkumuzu yakalayabilmek çok önemli… Bunun için, duygu ve davranışlarımızla ruhumuzun beslendiği kaynakları bulmak, kısaca kendimizi tanımak şart.”

Bu süreçte çizilen mandalar, eğitime destek amacıyla Ege Çağdaş Eğitim Vakfı’nda değerlendirilecek.

 

Paylaş

Son Yazılanlar

Alanya’nın Sessiz Dönüşümü

Alanya’ya her gelişimde, kentin değişmeyen ritmini yeniden duymaya çalışırım. Güneşin sabahları denize düşüşü, Kleopatra Plajı’nın rüzgârla dalgalanan kumları, sahildeki taşların sessizliği… Bu kez, Türkiye Digital

Kime Anlatıyoruz? Dinleyen Kim?

Bazı cümleler öyle ortada kalıyor ki, sahibi bile geri dönüp bakmıyor arkasına. Birileri bir şey söylüyor; yüksek sesle, kalın harflerle, bazen de üstüne basa basa…

Türk Mutfağının Hafızası Ve Geleceği

Türk gastronomisi son on yılda yalnızca lezzet repertuarını değil, kültürel anlatısını da dönüştürdü. Bu dönüşümün merkezinde iki yapı var: Gastromasa ve Gastronometro. Biri uluslararası diyalogun

Türk Mutfağının Kalbi Fransa’da Atıyor

Ayten ve Mehmet’in Hikâyesi:  Türk Mutfağının Kalbi Fransa’da Atıyor Geçen ay kısa bir Ayvalık tatilim oldu. Plajda, yanı başımdaki şezlongda, Fransızca konuşan çiftle ahbaplık etmeye

Puta nedir şimdi anlarsınız

Biliyorum, benden sonra bizim evin halleri değişti. BEN, galiba burada büyük harfler gerekiyor. Bir Eflatun geldi geçti o evden. Puta’nın gerçek yüzünü gösteremediği, Uzun’un “ne

Lezzetin Sessiz Mimarisi

Caddebostan’da, Ömerpaşa Sokağı’nın dingin ritminde açılan Stoa, yalnızca bir restoran değil; duyularla kurulan bir anlatı mekânı. Antik Yunan’dan ilham alan mimarisiyle, sadelik ve dengeyi merkeze

Markanın başında kim var?

Marka ve İnsan Bazı markalar hikâye anlatmaz, hikâyenin ta kendisidir. Ve bu hikâye çoğu zaman bir fikirle, bir cesaret anıyla ya da bir içsel kırılmayla

Atletizm Şampiyonası: Rüzgâr gibi geçti

Dünya Atletizm Şampiyonası bu en eski sporun küreresel ölçekteki en önemli şampiyonası… Kıtalara özgü şampiyonalar ve bu sporun yıldızlarının katılımıyla gerçekleşen Diamond League de var

Bir festivalin ardından…

Son yıllarda bir festival furyası oluyor yurdun her köşesinde. Davetler, workshoplar, paneller, konuşmalar, lezzet dolu günler, eski ve yeni dostların buluşmaları, gastronominin sürdürebilirliği, inovasyon konusunda