Elli yıl sonra gelen madalya

86 yaşındaki adam belki de hayatının en heyecanlı ve mutlu gününü yaşıyordu. Uzun ve başarılarla dolu bir yaşamı olmuştu, ama 1974 yılı eylül ayının 12’si bir başkaydı. Hayatı boyunca hayalini kurduğu ve elli yıl önce çok yaklaştığı olimpiyat madalyasına kavuşuyordu. Elli yıl sonra…

Olimpiyatların ilk zamanlarında madalyalar günümüzdeki gibi yarışmalardan hemen sonra değil, turnuvanın son gününde dağıtılıyordu. Birçok sporcu ise o zamana kadar evine dönmüş olduğundan genellikle bu mutluluğu seyircilerin önünde yaşayamıyordu ve madalyalarını gecikmeli olarak alabiliyordu. Ancak bunların içerisinde Anders Olsen Haugen’ın madalyasının yeri bambaşka. Spor tarihinin en geç alınan madalyasına sahip bir isim Haugen. Elli yıl…

Spor tarihinin en geç alınan madalyası

4 Şubat 2022’de Beijing 2022 Kış Olimpiyatları başlıyor. Bu organizasyon Çin’in başkenti Beijing’i spor tarihinde bambaşka bir yere koyacak. Hem yaz hem de kış olimpiyatlarını düzenleyen ilk şehir olma onuruna sahip olacak Beijing. Yaz olimpiyatlarının gölgesinde kalsa da kış olimpiyatlarının de müthiş hikayeleri, olağanüstü sporcuları, efsanevi müsabakaları ve rekabetleri var elbette. Sadece kış olimpiyatlarının değil
belki de spor tarihinin en ilginç hikayelerinden birisi Anders Olsen Haugen’ın öyküsü.

Savaş kış oyunlarını engelledi

1896’da modern olimpiyatların doğuşundan beş yıl sonra, 1901’de, İsveç’te sadece kış sporlarını içeren yeni bir turnuva düzenlenmeye başlandı. Adına İskandinav Oyunları deniliyordu ve yalnızca İskandinav ülkeleri yarışıyordu. Uluslararası Olimpiyat Komite’si 1911’de, Stockholm’deki 1912 Yaz Oyunları için ayrı bir kış yarışması düzenlenmesini önerdi. İsveç, İskandinav Oyunları’nın popülaritesini korumak istediği için bunu kabul etmedi.
Bir kış oyunları fikri sürse de 1. Dünya Savaşı buna uzun süre engel oldu.

Savaş sonrasında Uluslararası Olimpiyat Komitesi İskandinavlarla anlaşarak İskandinav Oyunları yerine Uluslararası Kış Sporları Haftası düzenlenmesini onayladı. Kış Olimpiyatları’nın ilki olarak kabul edilen bu Kış Oyunları Fransa’nın Chamonix ilçesinde yapıldı. O günler için oldukça büyük ilgi çekti. 16 katılımcı ülkenin yer aldığı yarışlar 10.000 biletli izleyiciyi çekti. Bu popülarite oyunlarının adının 1925’te resmen Kış Olimpiyatları’na dönüşmesini sağladı.

Anders Olsen Haugen de bu ilk oyunlarda ABD adına kayakla atlama dalında yarışan bir genç adamdı.


Haugen, 24 Ekim 1888’de Oslo yakınlarındaki küçük Norveç kasabası Bo’da doğdu. Daha çocukken kardeşi Lars ile kayakla atlamaya başladılar. 19 yaşındayken erkek ve kız kardeşlerinin daha önce taşındığı ABD’ye göç ederek önce Illinois’e, ardından da Wisconsin, Milwaukee’ye taşındılar. Milwaukee’de yerel bir kayak kulübüne katıldı. 1910’da kulübün kayakla atlama alanını halka açmak için Naghavicka Gölü yakınlarında bir kayakla atlama rampası inşa etmesine yardımcı oldu.

Orada ilk yarışma 1913 ocak ayında yapıldığında Haugen birinciliği kazandı. Bu birinciliği daha sonra daha da fazla kupa izledi. Haugen kardeşler 1910 ile 1920 arasında ABD şampiyonluklarını on bir kez kazandılar. Anders 1919 ve 1920’de kayakla atlamada iki dünya rekoru kırdı.
Bu başarılarıyla ABD takımına dahil oldu. 1924 Chamonix Olimpiyatları ve 1928 St Moritz Olimpiyatları için kayak takımının kaptanı seçildi. Her iki olimpiyatta da kayakla atlama, kros kayağı ve Nordik kombine dallarına katıldı.

Chamonix’teki ilk Kış Oyunları’nda madalya kazandığından elli yıl boyunca kimsenin haberi olmadı.
Norveçliler yarışmalarda madalyaları silip süpürdüler. Jacob Tullin Thams altın madalya kazandı, Narve Bonna ikinci ve Thorleif Haug üçüncü oldu. Anders Haugen normal tepe atlayışında en uzun atlayışı yaptı. Ancak hakemlere göre iniş sırasında yaptığı bir hata onu dördüncü sıraya düşürüyordu.
O zaman da nihai sonuçlar hakkında bazı şüpheler olmasına rağmen hiçbir itirazda bulunulmadı.
Daha sonraları Haugen, bronzundan emin olduğunu, ancak hakemlerin nihai kararını kabul etmesi gerektiğini söyleyecekti. “O günlerde protestolar ve bunun gibi şeyler yaygın değildi. Pek çok kez hayal kırıklığına uğradım ve hayatımın o bölümü hakkında fazla düşünmemeye çalıştım” dedi.

Yarışmadan 50 yıl sonra 86 yaşında madalyasını aldı

Elli yıl sonra, Chamonix’teki yarışmaya katılmış olan Norveçli Thoralf Strømstad spor tarihçisi Jacob Vaage’in dikkatini hakemlerin puanlama protokollerindeki olası bir hataya çekti. Vaage bilgileri iki kez kontrol etti ve Amerikalının yanlış puanlar aldığını doğruladı. Bir işaretleme hatası vardı. Dördüncü olan Anders Haugen aslında Haug’dan 0.095 puan daha fazla almış olmalıydı. Olimpiyat Komitesi bu iddiayı kabul etti ve Haug dördüncü sıraya düşürüldü.

Anders Haugen yarışmadan elli yıl sonra, Eylül 1974’te, Oslo’da seksen altı yaşındayken madalyasını aldı. Ödülü, 40 yaşında hayatını kaybeden Thorleif Haug’un kızı Anna Marie Haug Magnussen takdim etti. 1924 Chamonix kayakla atlamanın yeni bronz madalya sahibine sıkıca sarılan Haug’un kızı, “babam yaşasaydı, bu madalyayı size vermekten çok mutlu olurdu” derken herkesin gözü yaşlıydı.

Haugen 14 Nisan 1984’te böbrek yetmezliğinden hayatını kaybederken olimpiyat tarihinin en ilginç hikayelerinden birisinin kahramanı ve olimpiyat madalyalı bir sporcuydu.

Behçet Üstün

Paylaş

Son Yazılanlar

Trump 2.0 kazandı, dünyada ne olacak?

Borsa İstanbul haftanın ilk iş günü 10 bin puan üzerinde kapanış yaptı. Altın, haftaya yatay başladı, ons 2700 dolar seviyelerinde, gram altında ise 3100 TL

Türk Gastronomisinin Altın Kaşıkları

Mutfak Dostları Derneği’nin 2018’de onur ödülü vererek başlattığı Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri bu yıl çok önemli bir kategoriyi de Yılın Servis ödülü başlığı altında değerlendirmelerine

Kadın emeğinin gastronomiye yansıması

Senelerdir severek yaptığım iş gastronomi yazarlığı ve bunun gibi yeme içmeye, damak tadına ilişkin konulardaki  etkinlikler. Resmi bir tanımı yok, verilmiş unvan da  değil. Sadece 

Gastronominin evrensel gücü

Altın Kaşık Ödülleriyle Mutfak Dostları Derneği’nin ödüllendirdiği yaratıcılık, FSUMMIT 2025’in vizyonuyla sektöre kazandırdığı yenilikler ve Husin belgeselindeki derinlemesine hikâye, gastronominin sınırları aşan gücünü gözler önüne

Prada dertsiz başına dert mi arıyor?

Tasarımlarından marka kimliğine, müşteri portföyünden sattığı hayallere kadar birbirinden çok farklı iki marka hakkında bir söylenti dolaşıyor lüks moda sektöründe… İtalyan moda devi Prada’nın, Capri

Sofralarımızın Ortak Dili

Yemek sadece fiziksel bir gereksinim değil; kültürel kimliğimizi şekillendiren, tarihimizin sessiz tanıklığını yapan ve insanlar arasındaki bağları güçlendiren evrensel bir unsurdur. Her ülkenin, her yörenin