‘’İstasyon’’ kelimesi her dilde ortak

Anlaşıldı, bir arada esen değiliz

Sadece bu ülkede ve şimdi değil, kuruldu

kurulalı dünya

Sen ki burada olsa Sokrates

Duraksamadan atardın

Bizler için kazdığın nefret çukuruna.

Aklımın her köşesinde tren istasyonları var, böyle kolayını buldum. Bilinenleri çoğunlukta, bazısından kimsenin haberi yok, kendim için kurmuşum bir köşeye. Çocukluğumdan bu yana en iyi bildiğim işmiş gibi, kolaylıkla  yapıyorum bunu. Binası bilindik; geliş gidiş peronları, koskoca, kusursuz geometrisi ile bir çatı. Biraz zaman geçtiyse, is karasına boyamak gerekiyor  olanları.(Kargalar kendi karalarını temiz tutarlar. Bir irkilme payı uzakta tutulur, sesleri ve öfkesi )

‘’İstasyon’’ bütün dillere başka bir dilden geçmiştir,

Kimseler benim diyemez; bir köşede bekleyip,

Düşlerle eğleşmiştir.

En zor olanı insanları tutmak hayal devranında, oyalamak buralarda. İnsanları hayallerde bile kolay tutamıyorsunuz. Sıkıldıkları hemen belli oluyor. En iyisi birlikte beklemek bir şeyleri. Ayrıcalıklı  olan ‘beklemek’.  Biraz gülümsetici olanı da yaşın bilmem kaç olsa da gelecekten söz etmek birilerine.

Çocukluğumun çoğu bir tren istasyonunun çevresinde geçti. Gerisindeki yüksek tavanlı devasa salon, içeriye sokulan pek az ışığı da yuttuğu için kapısından koca bir karanlığa girmiş olurdunuz. Bu gizemli dünyada hüküm süren karanlığın içinde her görüneni eğretileme keyfini alabildiğince yaşarsınız. Ha bire tapınak arayan insan zihnine, salt kendi varlığını fark ettiğinde buruk bir uyanış duyumsatır. Çölde çakan şimşek gibi…

Hayatın sana zar zor sağladığı bir ömürlük koridorda şansını biraz zorlamak herhalde hayal kurmak. Aramak kendince, bildiğince seni mutlu edeni. Doğduğun evin kapısından, döndüğün evrenin boşluğuna fırlatıldığında, nereden geldiği bilinmez, bir o kadar hayal  bulur seni.

İstasyonları hiç terk etmedim

Gün başladığında başına çöp kırdığımız günler geride kaldı. Her günün yenisini, devamını istediğimiz zamanları geride bırakınca, biriken hüzünlü anılarla bir köşesine kıvrılıp görünmez olası geliyor insanın. İstasyonları hiç terk etmedim, kış da istasyonlarımı. En fazla girip çıktığım istasyonda pek az insanla yaşıyorum şimdilerde.

En son gördüğüm; istim vururken kalkan trenin

Pencerelerinden salkım salkım uzanmış onca gidenle,

Kalanın el sallamaları birinden ötekine

Birinden, her birine, istasyonda koca bir kalabalık, el sallayan

Birbirine.

Safa Özkızıltan

 

 

 

 

 

Paylaş

Son Yazılanlar

Hoşçakalın gittim ben…

Siz bu satırları okuyorsanız artık aranızdan ayrılmışım demektir. Ne çok konuştu o gece bizimki benimle. Aylardır ilk defa hıçkırarak ağladı. Yapabilecek bir şey kalmamıştı çünkü.

Bir Öğünle Dünyayı Değiştir!

Son yıllarda mutfaklarımıza ve sohbetlerimize giderek daha fazla dâhil olan “bitkisel mutfak”, aslında çok daha geniş ve derin bir olgunun sadece bir yüzü. Vegan yaşam

Bana bir yaşam öyküsü gerek

Bazı dağlar vardır, ne bir ot biter üzerlerinde ne bir ağaç tutunur. Bir ayak izi, kanat gölgesi düşmez yamaçlarına. Hayattan bir iz bulunmaz; ibadet, yakarış,

Sahte Sofralarda Gerçekle Yüzleşmek!

Son yıllarda market raflarına baktığınızda, gerçek ile sahte arasındaki sınırın giderek belirsizleştiğini gözlemlemek mümkün. Bu durum, yalnızca ekonomik bir hile değil, aynı zamanda kültürel ve

Artsın Eksilmesin, Taşsın Dökülmesin!

Türk mutfağı, yüzyıllardır sürdürülebilirlik ve israf karşıtı yaklaşımıyla örnek olmuş bir mutfaktır. Geleneksel yemeklerimizin özüne bakıldığında, her malzemenin bir şekilde değerlendirildiğini ve mutfakta israfın en

Ne güzeldi o eski bayramlar

Şeker bayramını kutladığımız bu günlerde Paskalya bayramının da yaklaştığını görüyoruz. Çocukluğumdan beri kendimi çok şanslı olarak düşünürdüm. Çünkü örf ve adetleri seven bir ailede doğdum.