Yolunuz Napoli’ye düşerse demiyorum, gerçek pizza için, pizzanın hikâyesi için, tüm yollar Napoli’ye çıkıyor, pizza olunca yol zaten oraya düşüyor. Napoli’ye gelince de, Bursa’da gerçek İskender’i aramak gibi gerçek pizzacıyı aramaya başlıyorsunuz.
Pizzeria da Michele en gerçek pizzacı
Lezzeti bir yana hikâyesi var, benim için de ayrı bir önemi var. Hayatımın farklı dönemlerinde gittim. 2000 yılında gitmiştim ilk kez, o zaman sırt çantalı bir İnterrail yolcusuyduk arkadaşım Seyra ile birlikte. Patras’tan Brindisi’ye ve ardından Napoli’ye gelmiştik. Yine kalabalıktı, yine sıra vardı. Kasada çok yaşlı bir amca vardı.
Ailenin büyük dedesi. İtalya’da en sevdiğim manzaradır bu. Kasada oturan, hayatın içinde olan büyükler. Sohbet etmiştik biraz. Hiç unutmuyorum, demişti ki, pizza dediğin iki çeşittir. Marinara ve Margherita. Gerçek pizza domates, kekik ve sızma zeytinyağıyla yapılan Marinara’dır.
Eklenmez pizzaya başka bir şey eklenmez, lezzeti bozulur. 1889’da Kraliçe Margherita’nın Napoli ziyaretinde, onun istediği pizzayı hazırlayan Raffaella Esposito ise İtalyan bayrağının renkleriyle, mozzerella, domates ve fesleğenle hazırlıyor kraliçenin pizzasını ve o günden sonra da Pizza Margherita sahalarda yerini alıyor.
Yıllar sonra yeniden Da Michele’deyim. Yanımda kızım Deniz. Pizza yiyip gece treniyle Sicilya’ya gideceğiz. Hava çok sıcak. Saat 11.00 civarı. Dükkân açılmış bile. Kahvaltı niyetine pizza yemek isteyenler dışarıda. Rezervasyon diyene görevli, karşıda yeni açılan ikinci dükkânı gösteriyor. Lezzet aynı, pizza aynı demesine rağmen, herkes bir ritüeli tamamlamak istercesine Da Michele önünde bekliyor.
Biz biraz dolaştıktan sonra daha geç bir saatte yine geldik. Kalabalık daha da artmıştı. Beklemek için bir yer yok. Hani barda bir ön içki bölümü falan, yok öyle bir şey. Ya ayakta dikileceksin, ya kaldırıma oturacaksın. Napoli’nin tarihi köşesinde, eski binaların arasında ne kadar çok beklersen kesin pizza o kadar güzelleşecek.
Elimizdeki kuponda 60 yazıyor ama numaratördeki rakam 31. Olsun, bekleriz. Güneşin altında da olsa bekleriz.
24 sene sonra o kapıdan kızımla girdim yeniden. Kasada oturan bir büyük dede yoktu ama ortam bıraktığım gibiydi. Duvarda aile fotoğrafları. 1870 yılından beri pizza yapan Condurro Ailesi’nin hikâyesiyle, Napoli sokaklarıyla dolu devam eden gelenek, atalar, dedelerle fotoğraflarda yaşıyor. Esnaf Lokantası havasında salaş bir mekân. Hiçbir lüks yok. Seçenek kolay. İki çeşit ya da bir üçüncü daha eklemişler.
İkisini de yarı yarıya kapsayan Marita isimli bir pizza. Fotoğraflar arasında iştahla pizza yiyen “Ye Dua Et Sev” filminin oyuncusu Julia Roberts de dikkat çekiyor. Mystic Pizza filminde de farklı bir rolde, pizzacıda çalışıyordu Roberts.
Dünyanın dört bir yanından o kadar insan gelmesine ve ünlü bir filme konu da olmasına rağmen hiçbir şey değişmemiş. Pizza yine iki çeşit. Fiyatı 6 euro.
Nihayetinde pizza bu, İtalyanların ekmek arası sandviçi gibi bir şey. Dünyada çok farklı çıkıyor sahneye. Etlisi, sebzelisi, deniz ürünlüsü… Da Michele’nin lezzeti herkese göre farklılık gösterebilir ama benim için o pizza, yıllardır hiçbir şeyin değişmemesiyle güzelleşiyor.
Mine Türkili