Türkiye’nin ilk kadın rehberlerinden Semiha Palandöken…

Semiha Palandöken… Cumhuriyet Türkiye’sinin ilk kadın turist rehberlerinden biri… Modern Türkiye’nin, toplum yaşamında kadına yer açmasıyla döneminin öncüleri arasında yer almış Palandöken; bilgisi, insani ilişkileri ve vizyonu ile de ülkesinin vitrini olmayı başarmış.

Turizm sektörünün vazgeçilmez aktörleri olan turist rehberleri, günümüzde örnek isimler barındırdığı gibi, toplumun geneline yansıyan nitelik noksanlığı eleştirisinden de nasibini alıyor. Türkiye’nin kültür turizmi konusunda eksiklerini tamamlamasının yollarından biri de nitelikli ve vizyon sahibi rehberlerin sayısını artırabilmekten geçiyor.

Mısırlı rahipler ve rehberlik

Tarihte kabul edilen ilk rehberlerin Mısırlı rahipler olması ideal anlamdaki kültür turizmine ve rehbere dair belki de önemli ipuçlarını oluşturuyor. Çünkü rehber kabul edilen Mısırlı rahiplerin amaçlarının farklı coğrafyalardaki yaşam kültürünü tanıyarak, o coğrafyalardaki insanlara zamanı aşmış kadim evrensel bilgileri aktarmak olduğu biliniyor. Bu yüzdendir belki, bugün de çok fazla gezmek ve farklı coğrafyalarda, yeni yaşamları keşfetmek, bir kitabın verebileceğinden daha fazla bilgelikle donanmakla eş tutuluyor.

Evrensel değerleri anlatmak

Günümüzde turist rehberlerinden, kadim bilgelerin misyonunu beklemek doğru görünmeyebilir. Ancak, kültür turizminin ve rehberliğin vizyonunu genişletmek için, mesleğin çıkış noktasındaki evrensel değerleri tanıtmak, onlarla anılarını ve birikimlerini konuşmak faydalı olacağa benziyor.

İstedik ki, hem insan ilişkileri hem de bilgisi ve vizyonu ile mesleğinin hakkını verebilmiş Türkiye’nin ilk kadın rehberlerinden biri olan Semiha Palandöken’i size tanıtalım. Turizm sektöründeki başarının aynı zamanda bir imaj meselesi olduğu gerçeğinden yola çıkarak, başarılı bir meslek hayatına sahip Palandöken’in hikâyesine kulak verelim.    

Türkiye’nin yetiştirdiği başarılı rehberlerden biri olan Palandöken, 1920 senesinde İstanbul Arnavutköy’de dünyaya gözlerini açmış, 86 yaşına kadar aktif olarak çalışmış, misafirlerine İstanbul’u anlatmış bir isim. 95 yaşında hayata gözlerini yuman Semiha Palandöken’in kendisi gibi rehber olan oğlunun yanı sıra torunları da turizm sektöründe çalışmaya devam ediyor.

Meşhur Casus İngiliz Kemal’in rehberlik yaptığı yıllar…

Semiha Palandöken’in torunu ve aynı zamanda Hop Travel ve Lodger Travel Genel Müdürü Kağan Palandöken, babaannesinin mesleğe nasıl başladığını anlatırken Türkiye’de turist rehberliğinin tarihine dair ipuçları da veriyor. Semiha Palandöken’in kişisel tarihi, rehberlik mesleğine de ışık tutuyor: Türkiye’nin ilk kadın rehberlerinden Semiha Palandöken İstiklal Savaşı’ndan sonra Kemah’tan İstanbul’a göçmüş bir ailenin kızıdır. 1920 senesinde Arnavutköy’de doğmuş. Babası Amerikan Kız Koleji’nde çalıştığı için, aynı okulda burslu olarak okumuş, mezuniyetinden sonra da öğretmen olarak çalışmaya başlamış. 1955 yılında tercüman-rehberlik kursu açıldığını öğrenmiş ve çok iyi derece öğrendiği, konuştuğu İngilizcesini bu alanda kullanabileceğini düşünerek kursa katılmış. Mezun olanların pek çoğu hem zorlu çalışma saatleri hem de yeterli turist olmaması nedeniyle mesleğe devam etmemişler. O dönemde tercüman-rehberlik yapan kişilerin de bu mesleki kurslarla bir alakaları yokmuş. Mesela meşhur casus İngiliz Kemal tercüman-rehberlik yapıyormuş. Bahsettiğimiz yıllarda İstanbul’da yeni açılmakta olan Hilton dâhil sadece 3 tane 5 yıldızlı otel var. Toplumda, her alanda, turistlere ve tabii ki tercüman-rehberlere alışık değil. Öyle bir dönemden bahsediyoruz ki, mesela cebinizde 1 dolar ile yakalanırsanız, hapis cezası alırdınız. Bankadan 3 TL’ye alabileceğiniz dolar karaborsada 9-12 TL ediyor. Bu nedenlerle, turistler ile ilgilenen kişilerin “döviz kaçakçısı” olduğunu düşünülür, rehberlik makbul olmayan hatta kötü bir iş olarak kabul edilirmiş. Bu şartlar altında da tercüman rehberlik iyi bir meslek sahibi olmak isteyenlerin tercihleri arasında yer almıyordu.”

Tony Curtis ile vefatına kadar süren arkadaşlık…

Bulunduğu dönemde mesleğinde ilklerden bir olan Semiha Palandöken’in en büyük destekçisi eşi Adnan Palandöken olmuş: “Yine bir öğretmen olan eşi Adnan’dan her alanda çok destek alıyordu. Hatta akşam tura çıkması gerektiğinde eşini bizzat götürür, işi bitene kadar bekler ve dönüş yolunda da Semiha’ya eşlik ederdi. İlk çıktığı turlarda misafirleri tarafından çok başarılı bulunmasının ardından önemli kişilerin İstanbul’u ziyaretlerinde rehber olarak çağrılmaya başlandı. İran Şahı ve Prenses Süreyya’yı gezdirirken çekilen fotoğrafları gazetede yer aldı. Haberi yapan gazeteci fotoğrafı yorumlarken Semiha’yı Prenses Süreyya olarak tarif edince, tüm tanıdıkları arasında meşhur oldu. Dönemin en önemli politikacılarının yanı sıra sanatçıları da misafirleri arasındaydı. Zamanın ünlü aktörlerinden Tony Curtis ve eşi ile yine rehberlik yaparken tanışmış, arkadaşlıkları Tony Curtis’in vefatına kadar mektuplaşarak sürmüştü. 86 yaşında halen aktif olarak rehberlik yapıyordu. Uzun ve sağlıklı ömrünü daima mesleği gereği uzun yürüyüşler yapmasına, hareketli olmasına bağlardı. 95 yaşında vefat etti.”

“İçinden dünya geçen bir evde büyüdük”

Kağan Palandöken, babaannesi ile ilişkilerinin kendisinin de turizm sektörünü seçmesinde etkili olduğunu anlatıyor: “Babaannem torunlarıyla ilgilenmeyi, onlarla gezmeyi ve vakit geçirmeyi çok severdi. Bize tarihi çok keyifli bir şekilde anlatırdı, masal dinler gibi tarih dinlerdik. Tabii turlarında yaşadıkları olaylar, tanıştıkları kişiler de sohbetlerimizde sıklıkla yer alırdı. Annesinin izinden giderek rehber olan babamız da bilgileriyle ve günlük hayatına dair bizimle paylaştıklarıyla bizi çok etkiledi. Yıllar boyu edindikleri, farklı ülkelerden arkadaşlarının, ziyaretleri, mektupları bunlara eklenince “içinden dünya geçen” bir evde büyüdüğümü söyleyebilirim. Fakat hiçbir zaman, gecesi gündüzü, tatili, hafta arası hafta sonu ayrımı olmayan mesleklerine yönlendirmediler bizi. Hatta kendileri keyifle devam ediyor olmalarına rağmen, pek tavsiye etmediler bile diyebilirim” diyor.

“Rehber ülkenin vitrinidir”

Ailesinin yönlendirmesi olmamasına ve kendisi bir tasarımcı olmasına rağmen gelenek bozulmamış ve Kağan Palandöken de aile mesleğine devam etme kararı almış. Ekonomist ablası Zeynep Palandöken Bulut ile 5 yıldır çalışmalarına devam ettikleri Lodger ve Hop Travel’da elbette en titiz oldukları konulardan biri çalıştıkları rehberler. Palandöken bir rehberin ülkenin vitrini olduğunu vurgulayarak, vizyon sahibi olmasının önemine değiniyor:

“Babannemin mesleğe başladığı günlerden bugüne genel anlamda turizm çok yol kat etti. Bununla birlikte yapılacak daha çok iş, önem verilmesi gereken çok konu bulunuyor ve hizmet sektörünün her alanında olduğu gibi burada da kalite sorunları çıkabiliyor. Ama rehberlik açısından pozitif bir yolda olduğumuzu söyleyebilirim.

Rehberlik dünyanın en keyifli mesleklerinden biri olmasının yanı sıra en zor mesleklerinden de biri bence. Rehberler bizlerin, tüm ülkenin vitrininde yer alıyorlar. Bu nedenle kılık kıyafetlerinden tutun da ağızlarından çıkacak her kelimeye, dakiklikten, program takibine kadar her alanda çok özenli ve dikkatli olmaları gerekiyor. Doğru bilgilerle donanmış olmaları da tabii ki şart. 80 yaşındaki babaannemin de yaptığı gibi, bugün meslekteki 50 yılını doldurmuş olan babam da hâlâ her tura çıkmadan evvel bilgilerini tazelemek adına kendi tabiriyle “ders” çalışır ve boş zamanlarının nerdeyse tamamını da güncel haberleri takip ederek ve tarih, mimari gibi konularda okuyarak geçirir. Bütün bunların yanı sıra, bir rehberin sahip olması gereken en önemli özellik, bence, bolca sabır ve anlayış. Dediğim gibi, dışarıdan bakıldığında çok keyifli gibi gözükse de dünyanın en zor işlerinden biri rehberlik. Tabii en iyi şekilde yapılmaya çalışıldığında.”

Dilek KARAGÖZ

Paylaş

Son Yazılanlar

Kadın emeğinin gastronomiye yansıması

Senelerdir severek yaptığım iş gastronomi yazarlığı ve bunun gibi yeme içmeye, damak tadına ilişkin konulardaki  etkinlikler. Resmi bir tanımı yok, verilmiş unvan da  değil. Sadece 

Gastronominin evrensel gücü

Altın Kaşık Ödülleriyle Mutfak Dostları Derneği’nin ödüllendirdiği yaratıcılık, FSUMMIT 2025’in vizyonuyla sektöre kazandırdığı yenilikler ve Husin belgeselindeki derinlemesine hikâye, gastronominin sınırları aşan gücünü gözler önüne

Prada dertsiz başına dert mi arıyor?

Tasarımlarından marka kimliğine, müşteri portföyünden sattığı hayallere kadar birbirinden çok farklı iki marka hakkında bir söylenti dolaşıyor lüks moda sektöründe… İtalyan moda devi Prada’nın, Capri

Sofralarımızın Ortak Dili

Yemek sadece fiziksel bir gereksinim değil; kültürel kimliğimizi şekillendiren, tarihimizin sessiz tanıklığını yapan ve insanlar arasındaki bağları güçlendiren evrensel bir unsurdur. Her ülkenin, her yörenin

Heyecanla beklenen birinci sayfa

Dag Solstad, her gün yazdığı bir sayfa ile romanlarını tamamladığını söylemiş. Ayağına gelen güne, dönme dolaba atlama adımı ile başlamanın hikayesi midir yazdıkları veya bitirdiği

Yılbaşı ve Vasilopita çöreği

Bir yılı geride bırakıp uğurlarken yeni umutlarla başlayan yeni bir yıla ‘hoş geldin’ diyoruz. Dilekler her zaman sağlık, mutluluk, sevgi ve barış olmak üzere; dostlar

Manav Türklerinin sofrasında zamanın izleri

Geçtiğimiz hafta sonu Tuzla, gastronomi tutkunları için benzersiz bir deneyime ev sahipliği yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Daire Başkanlığı’nın hayata geçirdiği “Gastronomi Günlükleri” serisinin

2024 biterken ekonomik beklentiler

Yılın son iki günündeyiz. Borsa İstanbul yılı yüzde 34 getiri ile kapatmak üzere. Hisse senetleri bazında getiriler değişkenlik gösterse de, özellikle mevduat faizlerinin cazibesi borsanın

Hayatta bazen seyirci koltuğuna oturursun

Hayatta bazen seyirci koltuğuna oturursun. Seyretmek istersin sadece… Susarsın. Konuşsan anlamazlar zaten. Dışarıdan bakmakla yetinirsin. Çünkü “miyav miyav” desen deli diyecekler. Ama ne çok şey

250 baz puanlık irrasyonellik!

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) aylardır ciddi bir baskı altındaydı. Piyasalar, reel sektör, iş dünyasının büyük bir bölümü ve siyasi çevreler politika faizinde indirime gidilmesi