İlişkide gayret mi, manipülasyon mu?

Manipülasyon; kişinin kendi istediklerini gerçekleştirmek amacıyla bazen farkında olarak, bazen istemsizce stratejiler kullanması olarak tanımlanıyor. Hiçbirimiz kendimizi “manipülatif” olarak görmek istemesek de her birimiz zaman zaman içinde bulunduğumuz ilişkilerde bu tarz stratejileri kullanabiliyoruz. Farkında olmadan ilişkinizde manipülasyon yapıyor musunuz? Partnerinizin duygusal, sosyal veya lojistik sorumluluklarını üzerinize alırken kendinizi bazı bahanelerle kandırıyor olabilir misiz?

Bu bahaneler: -Ben kesinlikle daha iyi ve/veya hızlı yapabilirim

-Öncelik vermiyor o nedenle ben halledeyim gitsin

-Kendisi yapmıyor o nedenle benim onun yerine yapmam gerekiyor.

-İlişkimizi kurtarmak istiyorum. Hiç yardımcı olmuyor ikimizin yerine de çaba gösteriyorum. Olabiliyor.

 

Bu kontrolcü taktikler ilişkilerde sonun başlangıcı. Ama ne zaman danışanlarıma bu konudan bahsetsem ilk tepkileri öfke ile reddetme oluyor. Oysa her, “sırf yardım amaçlı, cömertçe kendinden ödün vererek yapılan, bazen karşımızdakini kendisinden bile kurtaran veya ilişkinin iyiliği için gösterilen çabalar” karşımızdakinin davranışlarını manipüle etmek için kurduğumuz küçük tuzaklar aslında.

Reaksiyon alabilmek için hata yapılıyor

İlişkimizde en azından partnerimizden bir reaksiyon alabilmek ve bir anlık bağlantı sağlayabilmek amacı ile bazı manipülatif hareketlerde bulunabiliyoruz . Bunlar arasında ilk aklıma gelenler iletişimi kesmek, cinselliği kesmek, partneri kıskandırmaya yönelik hareketlerde bulunmak, ya da ilişkiyi bitirmekle tehdit etmek. Burada hedef genellikle partnerimizi istediğimiz davranış şekline getirmek ve kontrolü sağlamak.

Sonuç olarak bu tarz davranışlar, birçok romantik ilişkide az ya da çok görülüyor. Eğer partnerinizi kendisi hakkında neyin kötü hissettireceğini biliyorsanız ve bunu istediğinizi elde etmek için kullanıyorsanız ona duygusal şantaj uyguluyor olabilirsiniz.Partnerinize düzenli olarak onun beklentilerinden fazla zaman ve emek veriyorsanız onda kendiniz için duygusal bir kredi oluşturmaya çalışıyor olabilirsiniz. Yani, siz onun için o kadar çok şey yapmış olacaksınız ki ondan bir isteğiniz olduğunda partneriniz bunu yerine getirmek zorunda hissedecek. Eğer partnerinizin eleştirilerini duymak istemiyor veya sizden hayal kırıklığı duymasından korkuyorsanız yanlış yaptığınız şeyleri ondan gizleme eğilimi gösteriyor olabilirsiniz. Bu durumda, kişinin hatasını söylemek için partneriyle arasının çok iyi olduğu bir zamanı beklemesi de oldukça yaygın. Eğer partnerinizin üzüleceği bir şey yaptıysanız onu kendi tarafınıza çekmek için hikayeyi biraz değiştiriyor olabilirsiniz. Eğer partnerinizin duygusal olarak karmaşık durumları sevmediğini biliyorsanız drama yaratmak, başvurabileceğiniz bir yoldur. Aslında durumu çok yoğun yaşamasa bile aşırı bir tepki verdiğinde partnerinin geri çekileceğini bilen biri, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde bu davranışı uygulayabiliyor. Ya da daha sonra istediği şeyi elde etmek için şimdilik uyumlu davranabiliyor.

Niyetin partnere söylenmesi gerekir

Birçoğumuz ilişkide bu tip manipülatif davranışlar sergilemenin doğru olmadığını biliyoruz. Kişinin asıl niyetini partnerine söylememesi ilişkideki güveni zedeleyebiliyor veya yakınlığa zarar verebiliyor. Buna rağmen neden manipülatif davranışlara devam ediyoruz? Neden partnerimizi istediğimiz kişiye dönüştürebileceğimizi düşünürüyoruz örneğin. Ya da partnerimiz ilişkiye son vermek istediğinde, bu açıklamayı kabul etmeyip,  ilişkiyi düzeltebileceğinizden emin olarak çözümler üretmeye uğraş veriyoruz?

 

Kabul etmeliyiz ki, bir insan kendisi değişime açık değilse her zaman aynı kişi olarak kalmaya devam ediyor. Bu durumda bu ilişkinin Sizi mutlu edip etmeyeceğini iyi tartmak gerekiyor. Aynı şekilde duygusal olarak açık ve yakın olmayan bir partnerin yaralarını sarmaya çalışmak, onun yerine duygusal yüklerini üstlenmek beyhude bir çaba. Değişim içten gelmesi gereken bir çaba. Partnerimizin iyileşme yolundaki yolculuğunda destek olabiliyoruz, ancak bu Yolculuğu onun yerine yapmamız mümkün değil.

 

Gerçekten dürüstçe içinize dönebilseniz, bu uğraşının aslında kontrolü kaybetmek korkusu olduğunun farkına varabiliyorsunuz. Özellikle de Size bağımlı bir partnerin ilişkiyi terk etme olasılığının çok düşük olduğunu düşünüyorsanız. Partnerinizin duygu ve düşüncelerini istediğiniz şekilde kontrol edip Sizin istediğiniz yöne doğru çekmeyi hedefleyen hareketler bunlar.

 

İlişkide her iki kişi de kendine yetebilen bireyler olarak kendi fiziksel, duygusal, sosyal durumundan sorumlu. İlişkinin sağlıklı devamı için ihtiyaç duyduğu dengeyi bu şekilde sağlamak çok önemli. Her birey Fiziksel sağlığı, takip ettiği rutinleri, aile ve dostları ile geçirdiği zaman ile kişisel mutluluğunu sağlamak  Sorumluluğunda. Unutmayın, sadece iki birey de mutlu ve tatminkar olursa hayatına da , ilişkisine de katkı sağlayabilir.

Aile ve ilişki danışmanı İrem Hattat

Paylaş

Son Yazılanlar

Çocuklarımızın Geleceğini Tüketmemeliyiz!

Üretim ile tüketim arasındaki dengeyi bulmak önemli. Tabii ki ihtiyaçlarımız var ve tüketmek zorundayız. Ancak, sürekli olarak daha fazlasını tüketmek yerine, ihtiyaçlarımızı ve isteklerimizi sorgulamalıyız.

Lavanta ve altın otu dünyası

Küçüklüğümden hep hatırlarım. Açtığım her dolap çekmecesinde lavanta kokusu sarardı beni. Gardıropta, elbiselerin arasında, el işlemeli keselerin içinde, yatak çarşaflarının arasında, yastıklarda, bembeyaz keten masa

Dünya Ekonomisi Büyüyemiyor

Borsa İstanbul haftaya düşüş ile başladı. 10 bin 200 seviyesi altında seyrini sürdürüyor, yatırımcı ise tercihini mevduattan yana kullanmaya devam ediyor. Ons altın 2685 dolar

Ana Arı Kraliçenin Gıdası Arı Sütü

ANAERKİL KOVANLARDA DÜNYA VARLIĞINA VE İYİLİĞİNE ÇALIŞAN ARILAR Uzun ömür ve doğurganlığın sırrı arı sütü nedir ? Arı sütü, genç işçi arılar tarafından üretilen beyaz,

Kavanozlarda sakladığım yaz lezzetleri

Eylül ayına geldik ve yavaş yavaş yaza veda ediyoruz. Sonbahar hafifçe esen rüzgârlarıyla, arada sırada çişeleyen yağmuruyla kendini belli etmeye başladı. Mevsimlerden en sevdiğim sonbahar

Narsisizm Hakkında Sık Tekrarlanan 10 Yanlış

1. Narsisistiklerin özgüvenleri fazladır. Narsisizmin temelinde özgüven eksikliği vardır. Dışarıdan bakınca özgüvenli gibi görünen tutum ve davranışlar, özgüven eksikliğine karşı geliştirilmiş defansif işlemlerdir. Övünme, böbürlenme