KÜRTAJ HAKKIN

Çocuk kararı vermek hakkın

Son dönemlerde pek çok alanda toplumsal cinsiyet eşitliği üzerinden görümez duvarlar aşılmaya, cam tavanlar kırılmaya çalışılsa da ülkede kadın, büyük çoğunlukla hâlâ anneliği üzerinden tanımlanıyor. Gerek nüfus yapısı, gerek dini inançlara bağılı olarak yaşı, geliri düşünülmeden tüm kadınlar üç çocuk doğurmaya çağırılıyor hatta zorlanıyor.

Evet anne olmak ve çocuklarına iyi bir gelecek için çaba sarfetmek tabi ki çok çok güzel ve eşsisz bir durum. Ama eğer çocuk doğurmaya kendin karar verirsen…

Peki çocuk doğurmayı yaşın, gelirin, sosyal konumun ve şimdi aklımıza gelemeyen herhangi bir nedenden ötürü uygun bulmuyorsan ve istemeden, planlamadan hamile kaldıysan…

Kontrol yönetimi değil

Evet asla ve asla kürtaj bir doğum kontrol yönetimi olmamalı ancak, farkedilmeyen, istenmeyen  ya da sağlık açısından sorun yaratacak bir hamililikte kadının, hamileliği sonlandırma hakkı var.

Kürtaj Türkiye’de, Amerika’nın birçok eyaletinde, Avrupa ülkelerinin çoğunda birtakım yasalar ile sınırlandırılmış olmakla birlikte yasal bir müdahale. Bu yasal süreç aslında kadını korumaya dönük bir işlem. Ülkede kanunen 10 haftaya kadar süresi olan gebelik sonlandırılması, kadın evli ise eş onayı, bekar ise 18 yaş sınırı aranıyor. Hamilelik ilerledikçe işlemin getirdiği riskler de arttığından durum daha tehlikeli bir hal almakla birlikte Türkiye’de yasal olarak cezası da söz konusu.

Ölümler olmasın

Çeşitli araştırma ve raporlara göre dünya genelinde yıllık  200 milyon civarında gebelik oluştuğu ve bunların 55 milyonunun kürtajla sonuçlandığı saptınmış durumda.

Yasak olduğu için güvenli ortamlarda gerçekleşmeyen 25 milyon kürtajın söz konusu olduğu ve bunların da yüzde 98’inin gelişmekte olan ülkelerde yaşandığı da biliniyor.

Her gün 192, her yıl 70 bin civarında kadın güvenli ortamlarda yapılamyan kürtajdan kaynaklanan komplikasyonlardan dolayı yaşamını yitiriyor.

Başka bir araştırmaya göre, güvenli ortamda yapılmayan kürtajda ölüm oranı, güvenli kürtaja göre 220 kat daha yüksek.

Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı bir rapora göre gelişmekte olan ülkelerde her sekiz dakikada bir kadın bu sebepten ölmekte ve yaklaşık 5 milyon kadın da geçici ya da kalıcı olarak engelli hale geliyor.

Normal koşullarda gelişmiş ülkelerde kürtajdan ölüm oranı 100 bin vakada binde 7. Bu, kürtajın doğum yapmaya göre 13 kat  daha güvenli olduğu anlamına geliyor. Kürtajla alakalı ölüm oranı hamileliğin ilerlemesiyle artsa da, 21. haftaya kadar doğumdan daha az olduğu belirtiliyor.

Güvenli ve parasız
Bütün bunlar neden önemli…

Çünkü Türkiye’de 10. haftaya kadar kürtaj yasal olsa da yaptırmak isteyen kadın buna kolay, güvenli ve ücertsiz olarak ulaşamıyor.

Yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye genelinde 431 devlet hastanesinden sadece yüzde 7.8’i isteğe bağlı kürtaj hizmeti veriyor, yüzde 11.8’i ise hiç kürtaj yapmıyor. Oysa kürtajın hak olduğu bir yerde  isteğe bağlı kürtaj hizmeti verilmiyorsa bir hak ihlali. Devlette kısıtlı olan bu hizmet asıl olarak dar gelirli kadınları zorlayacak ve kadınları merdiven altı işletmelere ve riskli operasyonlara zorlayacak. Normal koşullarda eğer aile hekimleri tarafından güvenli ve yaygın doğum kontrol yöntemleri arttırılmıyorsa, istenmeyen gebeliklerin artmasında devletin bir payı ve katkısı varsa çözümünü de üstlenmesi gerekir.

Bunlar da olmalı

* Ücretsiz, sağlıklı, erişilebilir ve güvenli koşullarda kürtaj uygulanarak gebeliğe son vermek isteyen kadınların bu hakkı güvenceye alınmalı, uygulamadaki fiili yasaklama sonlandırılmalı.

* Tecavüz sonucu oluşan hamileliklerde kürtaj süresi en az 24 hafta olmalı, “savcılık izni” talebiyle kürtajın fiilen engellendiği durumlar ortadan kaldırılmalı, kadının beyanı yeterli görülmeli.

* Evli kadınların gebeliklerini sonlandırmak istediği durumlarda eşlerinden izin isteyen fiili uygulama kaldırılmalı ve kadının kararı esas alınmalı.

* Kürtaj talebiyle sağlık kurumlarına başvuran kadınlara “bilgilendirme ve düşünme süresi” adı altında yapılan “ikna uygulaması” ve baskı yasaklanmalı.

* Doktorlara kürtaj yapmama hakkı sağlayan düzenlemeler kaldırılmalı.

* İstenmeyen gebeliklerin önlenmesi için gerekli doğum kontrol araç ve ilaçlarının ücretsiz ve kolay erişilir olması sağlanmalı.

* Erkekler için doğum kontrol yöntemleri yaygınlaştırılmalı.http://www.cumhuriyet.com.tr

Olcay BÜYÜKTAŞ

Paylaş

Son Yazılanlar

Değişen İklimle Değişen Tatlar

Geçtiğimiz günlerde ülkemizde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyrederek son 110 yılın sıcaklık rekorunu kırdı. Bu olağan dışı hava koşulları, ülkemiz tarımı, hayvancılığı ve gastronomisinin

Sessizliğin görünmez dikişleri…

Çok katlı binaların bitmeyen tekrarlarının tenezzülü dahilinde gösterilen yollar ve boş bırakılan alanlarda yaşıyormuş gibi yapan insanlar, benzerlerinin benzersizliğini görmenin bıkkınlığı ile bir dirhem değişme

Otellerde Ramazan Sofraları

Ramazan ayının, İstanbul’un tarihî ve kültürel dokusu içinde bambaşka bir anlamı var. Şehrin dört bir yanında kurulan sofralar, aileleri, dostları bir araya getiriyor. Son yıllarda

İklim modelleri olanları açıklayamıyor

Bugün artık kafe ve bar muhabbetlerinde bile hemen herkesin ahkâm kestiği meselelerden biri haline geldi ‘iklim krizi’, eski adıyla ‘küresel ısınma’… Her kafadan bir ses

Geleneklerin ve sadeliğin mutfaktaki gücü

Mutfak, her toplumun kültürel hafızasını taşıyan bir alan. Gelenekler, alışkanlıklar, damak tatları burada şekilleniyor ve nesilden nesile aktarılıyor. Ancak, mutfaktaki muhafazakârlık, çoğu zaman durağan bir

Borsa İstanbul Psikolojik Eşiği Geçti

Borsa İstanbul yüzde 8.78 yükselişle ile 10507 puandan kapandı. Borsa 10200 teknik ve psikolojik eşik haline gelen seviyelerinin üzerine tırmandı. Ons altın ise 2900 seviyesi

Kışı geride bırakırken Portekiz yolculuğu

Bugünkü günlüğümün konusu, kış mevsimini geride bırakırken yaptığım bir Portekiz yolculuğu… İstanbul’da bir kış mevsimi daha yavaş yavaş geride kalıyor. Bazen güneşli, bazen bulutlu, bazen