Sayın Erdoğan, barınak yapacaksanız Samsun’daki Kedi Köyü gibi olabilir mi?

Son bir kaç gündür canım çok ama çok sıkkın. Yatıyorum olmuyor, kalkıp bizimkine sataşıyorum olmuyor. Aklımda deli sorular… Evimize gelen arkadaşlarıyla konuşurlarken duydum, Cumhurbaşkanı Erdoğan belediyelere sokak köpeklerinin toplatılması talimatını vermiş.  

Sokaklarda yaşamaya çalışan, bir lokma ekmeğe muhtaç,  birazcık su bulmak için saatlerce dolaşan hayvanların yerinin barınaklar olduğunu söylemiş net olarak. “Tüm belediye başkanlarına sesleniyorum. Sıcak ve güvenli barınaklar kurarak gönül kazanabilirsiniz.” demiş. Demesine de biraz geriye dönüp bakacak olursak eğer, benim yaşım yetmese de bizimki anlatır hep, sokaktaki kedilerin ve köpeklerin sevilerek bakılması aslında Türkiye’nin hafızasında o kadar yeni ki.

Şimdi bu durumda, bizleri istemeyen insanların şiddet dolu bazı davranışları sayesinde kim bilir ne acılar yaşayacak sokak canları. Bir kuytu kapı aralığı, pencere önü bulmuş, soğukta titreyerek yemek vermenizi bekleyen bu canlar kimsenin onları görmediği barınaklarda ne yapacaklar? Onlara ekmek, su kim götürecek? Kısa bir süre önce Elazığ Barınağı’nda hayvanların açlıktan birbirini yedikleri haberlerini okumadık mı? Ve bazı korkunç görüntülerle dolu hayvan toplama sahnelerini de şimdi izlemiyor muyuz, hepsi korkunç ve acı dolu gerçekten.

İnsanın yarattığı şiddeti hayvanlar ödemesin

Bunları düşünürken uyuya kalıyorum ve kabuslar görüyorum. Ya annem beni Salacak’taki parkta görüp eve almasaydı, belki ben de şimdi zorla toplanıp götürülen kedilerin arasında olacaktım. Gerçi benim evde olmam da mutlu etmiyor, çünkü biliyorum ki arkadaşlarım sadece siz insanlar gibi nefes alıp mutlu olmak istiyor ama sayenizde olamıyor. Kimseye bir zararları yok ki aslında. Bunu bilin isterdim. Bir pitbull neden bir çocuğa saldırır, yıllardır tartışılan ve artık yanıtını hepinizin bildiği bir soru. Çünkü sahibi onu saldırgan yetiştirmiştir de ondan. O zavallı köpek değil, sahibinin ceza alması gerekmez mi? Bu düşmanlık nedir diye soruyorum hepinize. Biz biraz yiyecek ve su bulduğumuzda sevinen ve güneşin altında çayırlarda koşup mutlu olan canlılarız. Sıcak bir gülüş görünce ona sığınırız.

Samsun’da bir köy var uzakta o köy bizim köyümüzdür

Gerçekten Samsun’daki Kedi Köyü gibi bir barınak fikri neden tüm Türkiye’nin belediyeleri tarafından düşünülüp uygulanmadı? Pek çok boş araziye hemen kendinize evler, AVM’ler yaptınız. Yazık. Oysa burası müslüman bir ülke. Ben bile biliyorum ki, İslamiyet`te kediler, “temizlik” ile simgelenmiş ve saygın bir yer edinmiş. Hz. Muhammed`in bir kedi dostu olması Müslümanlar için bir övünç kaynağı olarak kabul edilmiş. Hatta, kedi beslemek sünnetmiş. Hz. Muhammed, Uhud seferinde, ordunun önüne yavrularını emziren bir kedi çıkınca, kedinin başına, ezilmemesi için bir nöbetçi dikip koca bir orduyu o kedinin etrafından dolaştırmış. Sonra o kediyi sapiplenmiş ve adını Müezza koymuş.

Hz. Muhammed’in Müezza’sı

Hz. Muhammed, kedisi Müezza`yı o kadar çok severmiş ki, Müezza bir gün sedirde oturan Hz. Muhammed`in giysisinin ucunda uyuya kalmış. Her kedi dostu gibi uyuyan bu güzelliğe kıyamayan Hz. Muhammed, Müezza`yı uyandırmaktansa giysisinin ucunu usulca keserek kalkmayı tercih etmiş. Bilenler bilmeyenlere anlatmalı değil mi?

Köpekler de bizden farklı değil, hem onlar size o kadar sadık ki. Bir kere de bu yönden bakın.

Sokak canlarını kısırlaştırın

Sokaktaki kardeşlerim için yapabileceğiniz en iyi şey onları kısırlaştırmak olacaktır. Ya da gerçekten Samsun örneğindeki gibi kedi-köpek köyleri kurmak ve oralarda bizi seven bakıcılar istihdam etmeniz. Belki büyük kentlerde kocamaaaan alış veriş merkezleri yapmak yerine bize yaşama alanları açarsınız ve devlet bütçesinden bize bakım parası ayırırsınız. Neden olmasın?

Evet ben de dinledim, maalesef Gaziantep’te 4 yaşındaki Asiye Ateş’in iki pitbull cinsi köpek tarafından saldırıya uğraması çok fena bir olaydı, gerçekten o kadar üzücü ki. O küçücük kız çocuğu bu travmayı nasıl atlatır ben de merak ediyorum. Ne yazık ki bu olaya bakış açısı, sokak hayvanlarına karşı olumsuz düşünenleri yine harekete geçirdi. Ancak diyorum, ya nolur bir kendinize bakın, siz pitbullara aslında ne yaptınız da onları bu hale getirdiniz? Belki o köpekleri iyi bir insan yaşamına alsa bu olmayacaktı. Keşke diyorum.

Eflatun

Paylaş

Son Yazılanlar

Hoşçakalın gittim ben…

Siz bu satırları okuyorsanız artık aranızdan ayrılmışım demektir. Ne çok konuştu o gece bizimki benimle. Aylardır ilk defa hıçkırarak ağladı. Yapabilecek bir şey kalmamıştı çünkü.

Bir Öğünle Dünyayı Değiştir!

Son yıllarda mutfaklarımıza ve sohbetlerimize giderek daha fazla dâhil olan “bitkisel mutfak”, aslında çok daha geniş ve derin bir olgunun sadece bir yüzü. Vegan yaşam

Bana bir yaşam öyküsü gerek

Bazı dağlar vardır, ne bir ot biter üzerlerinde ne bir ağaç tutunur. Bir ayak izi, kanat gölgesi düşmez yamaçlarına. Hayattan bir iz bulunmaz; ibadet, yakarış,

Sahte Sofralarda Gerçekle Yüzleşmek!

Son yıllarda market raflarına baktığınızda, gerçek ile sahte arasındaki sınırın giderek belirsizleştiğini gözlemlemek mümkün. Bu durum, yalnızca ekonomik bir hile değil, aynı zamanda kültürel ve

Artsın Eksilmesin, Taşsın Dökülmesin!

Türk mutfağı, yüzyıllardır sürdürülebilirlik ve israf karşıtı yaklaşımıyla örnek olmuş bir mutfaktır. Geleneksel yemeklerimizin özüne bakıldığında, her malzemenin bir şekilde değerlendirildiğini ve mutfakta israfın en

Ne güzeldi o eski bayramlar

Şeker bayramını kutladığımız bu günlerde Paskalya bayramının da yaklaştığını görüyoruz. Çocukluğumdan beri kendimi çok şanslı olarak düşünürdüm. Çünkü örf ve adetleri seven bir ailede doğdum.