Gastronomi ve Mitolojik Öyküler

İlkbaharla beraber doğanın bu masalsı dönüşümünü, ağaçların yeşermesini, çiçeklerin açmasını, mevsimin tatlarını, lezzetlerini ve mis kokulu ilkbahar günlerini hep beraber yaşıyor ve kutluyoruz.

Masalarımız taptaze sebzeler, mis kokulu otlar, enginarlar, bahçelerden topladığımız yeşilliklerle doluyor. Toprak ananın verdiği nimetleri sevgi ve saygıyla hazırlamaksa bize düşüyor.

Hazırladığımız her tabağın küçük bile olsa bir hikayesi vardır

Ferahlatıcı yeşilliklerden oluşan salatalar, aromatik otlarla yapılan börekler, Arap saçı -maratho, Şevket-i bostan, pancar otu ve ebegümeci ile eşleşen balıklar, karidesler, midyeler…

Mevsimin kraliçesi ise enginar. İster dolması, ister zeytinyağlısı, ister etlisi… nasıl yapacaksak yapalım enginar sağlığımız için en önemli besin kaynaklarımızdan biridir. Enginarın bir de o kadar güzel bir mitolojik hikayesi var ki sizinle paylaşmak istiyorum.

Efsaneye göre tanrı Zeus,  Kos adasının güneyinde Kynaros adasında yaşayan bir kıza aşık olur. Bu genç genç kızın adı Kynara‘ydı. O kadar güzel ve güçlü bir genç kızdı ki Zeus’un dikkatini çekmiş ve Zeus onu tanrıça yapmaya ve Olimpos dağına götürmeye karar vermiş.

İlk dönemde bu güzel genç kız bunu kabul etmiş ve Zeus’un arkasından Olimpos Dağı’na gitmiş. Fakat, kısa sürede ailesini, Adası’nı özlemeye başlamış. Gizlice Olimpos’a inip ailesini ziyaret etmeye başlamış. Zeus bunu öğrendiğinde aşırı öfkelenmiş. Kynara kızımıza ceza vermek amacıyla onu bir  bitkiye, enginara dönüştürmüş.

Dikenli ve sert ama içi yumuşacık ve lezzetli bir kalbe sahip olan bu bitki, Kynara’nın adını taşımaya başlamış. Tıpkı güzel kızımızın ruhu gibi güçlü dik başlı ama kalbi sevgi dolu. Enginarın mor renkli çiçekleri ise Kynara’nın göz renginin aynısıymış.

Bizlere ise bu muhteşem bitkiden faydalanıp çeşit çeşit yemeklerini yapmak düştü.

İtalyan dostlarımız bu mitolojik hikayeden esinlenip Cinar yani enginar likörünü bar menülerine katmışlardı. Enginar‘dan likör mü olur diye sormayın çünkü bir Venedik seyahatimde denemişliğim vardır .

Mitolojik bitkilerden bahsetmişken su perisi (nymphe)Defneyi hatırlayalım.

Güneş tanrısı Apollon bir gün Defne’yi görür, güzelliğinden gözleri kamaşır ve ona aşık olur. Ancak bu aşk tek taraflı olmaya mahkumdu çünkü Defne özgürlüğüne düşkün ve evliliğe yanaşmayan bir periymiş.

Apollon onun peşinden koşmasına rağmen Defne ona yanaşmaz ve babasına onu saklaması için yalvarır. Nehir tanrısı olan babası onu kurtarmak için Defne’yi bir ağaca dönüştürür.

O andan itibaren defne ağacı Apollon için kutsal bir ağaç olur, dallarını keser ve kendine bir taç yapar. Her zaman o tacı başında taşır.

Böylece defne yaprağı Zafer’in şerefin ve şiirlerin simgesi haline gelmiş oldu.

Aynı zamanda gastronomi dünyasının vazgeçilmez mis kokulu bir bitkisi olarak mutfağımız da çok ayrı bir yere sahip olmuştur.

Maria Ekmekçioğlu

Paylaş

Son Yazılanlar

Akdeniz kıyısında saklı miras Lazkiye

Güney Komşumuz Suriye’nin Akdeniz kıyısındaki önemli şehri Lazkiye Son günlerde adını sıklıkla duyuyorsunuz. Şimdiye kadar hep olumlu güzel sıfatlarla anıyorduk komşumuz Suriye ‘yi. Çok kültürlü,

Geleceğin Mutfağı Geçmişimizden Geliyor

Bugünlerde küresel ölçekte derinleşen ekonomik dalgalanmalar, ekolojik dengesizlikler ve tarımsal üretimdeki zorluklar, hepimizi derinden etkiliyor. İklim krizinin tetiklediği beklenmedik hava olayları, gıda üretimini sekteye uğratırken,

Mayıs Salıncağında Uçmak

Pencereden başımı çıkarıp içime çektiğim derin soluğun, gözümü kapatınca tenime dokunan havanın, seslerin, bulutların, birbirinin gölgesinde gezinen yaprakların kendi halleri içinde, olanca endamlarıyla kendimi iyi

Girit’ten Side’ye dostluk festivali

Kasım ayındaydık telefonum çaldı. Manavgat belediyesinden aramışlardı. Side‘de ilkbaharda bir festival yapalım ne dersiniz? diye sordular. ‘Nasıl bir festival olsun?’ diye sorduğumda bana, 1870 yıllarından,

Enginarın Bereketi, Gastronomi Şöleni

Geçtiğimiz hafta Ege’nin incisi Urla, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi sadece bir ilçe festivalinin çok ötesine geçen bir gastronomi şölenine ev sahipliği yaptı. 24-27 Nisan tarihleri

Mevsimin Tadı Yarının Umudu

Günümüzde sürdürülebilirlik kavramı, çevresel dengeyi koruma ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma amacıyla her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Bu bağlamda, geleneksel tarım

Hoşçakalın gittim ben…

Siz bu satırları okuyorsanız artık aranızdan ayrılmışım demektir. Ne çok konuştu o gece bizimki benimle. Aylardır ilk defa hıçkırarak ağladı. Yapabilecek bir şey kalmamıştı çünkü.