Şapkalar, yıldızlar ve sürdürülebilirlik

 

Geçtiğimiz hafta Türkiye, iki önemli ödül törenine ev sahipliği yaparak bu alandaki iddiasını bir kez daha gözler önüne serdi.

İlk olarak, MICHELIN Rehberi’nin İstanbul, İzmir ve Muğla’daki seçkisine eklenen restoranlar Four Seasons Hotel Bosphorus’ta açıklandı.

Hemen ardından Gault & Millau Türkiye 2025 Rehberi’nin ikinci edisyonunun tanıtıldığı Çırağan Sarayı’ndaki görkemli ödül töreni gerçekleşti.

Her iki etkinlik de sadece ödüllerin dağıtıldığı birer gece olmaktan öte, Türk gastronomisinin uluslararası arenadaki yükselişini kutlayan ve yerel değerlerin ön plana çıkarıldığı anlamlı buluşmalar olarak hafızalara kazındı.

ŞAPKALARLA TAÇLANAN LEZZETLER

Gault & Millau’nun ikinci Türkiye edisyonu, gastronomi sahnesindeki yetenekleri şef şapkaları ile ödüllendirdi.

Toplamda 280’in üzerinde mekân, bu prestijli rehberin kapsamına girdi.

Çırağan Sarayı’nda düzenlenen bu özel gece, sadece ödüllerin değil, Türk mutfağının küresel sahnedeki etkisinin de bir kez daha altını çizdi.

Gault & Millau Türkiye Temsilcisi Gökmen Sözen’in belirttiği gibi rehber, “gastro-turizm ve gastro-diplomasi” kavramlarını güçlendirmeyi hedefliyor.

Yerel ürünlere ve şeflerin özgünlüğüne duyulan saygıyı temel alan bu sistem, Türk gastronomisinin küresel arenada daha fazla tanınması için önemli bir platform sunuyor.

Özellikle “Farm to Table” ödülünü kazanan Osman Sezener’in OD Urla’sı ve “En İyi Sürdürülebilirlik” ödülüne layık görülen Telezzüz, bu yılın sürdürülebilirlik temalı ödül sahipleri olarak dikkat çekti.

Bunun yanı sıra Gault & Millau’nun özel ödülleri arasında, Fatih Tutak’ın restoranı Turk’un hem “En İyi Restoran Tasarımı” hem de “En İyi Şef” ödüllerini alması, çağdaş Türk mutfağının estetik ve tat anlamındaki başarısını perçinledi.

YEŞİL YILDIZLAR VE YENİ UFUKLAR

MICHELIN Rehberi’nin 2025 seçkisi ise Türkiye gastronomisinin ne denli çeşitli ve yenilikçi olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Toplamda 32 yeni restoran rehbere dâhil edilirken, 6 restoran “Yeşil Yıldız” ile ödüllendirildi.

Özellikle çevreye duyarlılık konusundaki bu ödül, doğal kaynakların korunmasına ve yerel topluluklarla iş birliğine verilen önemi gösteriyor.

Casa Lavanda, bahçesinden topladığı ürünlerle hem sürdürülebilirlik hem de gastronomi anlamında ilham verici bir örnek oluşturdu.

Bir diğer önemli gelişme ise, İzmir’deki Narımor’un ve İstanbul’daki Casa Lavanda’nın 1 MICHELIN yıldızlarını kazanması oldu.

Her iki restoran da yerel lezzetleri rafine yorumlarla sunarken, gelenek ve modernliği aynı potada eritme konusundaki başarılarıyla öne çıkıyor.

MICHELIN’in “Bib Gourmand” kategorisi, uygun fiyatlarla yüksek kaliteli gastronomik deneyimler sunan restoranları ödüllendirirken, geleneksel Türk mutfağının ikonlarını öne çıkardı.

Bu kategori, Türk mutfağının sadece fine-dining restoranlarla değil, aynı zamanda samimi ve köklü mekânlarla da uluslararası arenada takdir gördüğünü kanıtlıyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE YARATICILIKTA ORTAK ZEMİN

Her iki rehberin de altını çizdiği ortak nokta ise sürdürülebilirlik.

Gault & Millau ve MICHELIN, bu kavramı sadece bir moda trendi olarak değil, geleceğin mutfak anlayışının temel taşı olarak görüyor.

Türk mutfağının zenginliği ve çeşitliliği, bu rehberlerin rehberlik ettiği çerçevede değerlendirildiğinde, global gastronomi sahnesinde çok daha sağlam bir yer edinme potansiyeline sahip.

Bu iki önemli gecede, gastronominin bir sanat ve bilim dalı olarak görüldüğü, yerel ürünlerin ve tekniklerin modern yorumlarla harmanlanarak nasıl uluslararası başarıya dönüştürüldüğü bir kez daha ortaya çıktı.

Gault & Millau ve MICHELIN, sadece birer derecelendirme sistemi değil, aynı zamanda birer vizyon rehberi olarak karşımıza çıkıyor.

UNUTMAMAMIZ GEREKEN GERÇEK

Değer yaratmanın temelinde dürüstlük, sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda yer alır; korumak ise ancak bu temellere sadık kalmakla başarılır.

Reha Tartıcı

Paylaş

Son Yazılanlar

Trump 2.0 kazandı, dünyada ne olacak?

Borsa İstanbul haftanın ilk iş günü 10 bin puan üzerinde kapanış yaptı. Altın, haftaya yatay başladı, ons 2700 dolar seviyelerinde, gram altında ise 3100 TL

Türk Gastronomisinin Altın Kaşıkları

Mutfak Dostları Derneği’nin 2018’de onur ödülü vererek başlattığı Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri bu yıl çok önemli bir kategoriyi de Yılın Servis ödülü başlığı altında değerlendirmelerine

Kadın emeğinin gastronomiye yansıması

Senelerdir severek yaptığım iş gastronomi yazarlığı ve bunun gibi yeme içmeye, damak tadına ilişkin konulardaki  etkinlikler. Resmi bir tanımı yok, verilmiş unvan da  değil. Sadece 

Gastronominin evrensel gücü

Altın Kaşık Ödülleriyle Mutfak Dostları Derneği’nin ödüllendirdiği yaratıcılık, FSUMMIT 2025’in vizyonuyla sektöre kazandırdığı yenilikler ve Husin belgeselindeki derinlemesine hikâye, gastronominin sınırları aşan gücünü gözler önüne

Prada dertsiz başına dert mi arıyor?

Tasarımlarından marka kimliğine, müşteri portföyünden sattığı hayallere kadar birbirinden çok farklı iki marka hakkında bir söylenti dolaşıyor lüks moda sektöründe… İtalyan moda devi Prada’nın, Capri

Sofralarımızın Ortak Dili

Yemek sadece fiziksel bir gereksinim değil; kültürel kimliğimizi şekillendiren, tarihimizin sessiz tanıklığını yapan ve insanlar arasındaki bağları güçlendiren evrensel bir unsurdur. Her ülkenin, her yörenin