Buzullar eriyor, deniz seviyesi yükseliyor, yeryüzünde büyük miktarlarda su kütleleri buharlaşıp atmosfere karışıyor ve sıcaklık-basınç farkından dolayı şiddetli rüzgarlar meydana geliyor. Küresel ısınma sadece hava olaylarını değil hayatın her alanında etkilerini hissettiriyor. Buzullar eriyor, çölleşme artıyor, sulak alanlar kuruyor, kuşların göç rotaları değişiyor.
Yalnız iklimler mi değişen?
Değişen tek rota kuşlara ait olanlar değil. Küresel ısınmayla birlikte tatil rotaları da değişiyor. Trendler, hatta tatil aktiviteleri de değişimden payını alıyor. Son yıllarda aşırı sıcak geçen yazlar tatilcileri farklı rotalara yöneltti. Artık daha çok sayıda tatilci; daha serin ve açık havada daha uzun zaman geçirebileceği, doğal yapısı bozulmamış rotalara yöneldi. Bu beklentiyi en iyi karşılayan destinasyonlardan biri de Giresun.
Karadeniz’de bir gizli cennet
Giresun sahip olduğu tarihi mekanları, geniş kumsalları, ziyaretçilerini her köşesinde bir sürprizin beklediği tabiat parkları, İsviçre’yi aratmayacak güzellikteki bozulmamış yaylaları ve tarihi İpek yolunun da geçtiği kanyonlardan oluşan ormanlarıyla gizli bir cennet sayılabilir.
Şehre giriş yaptığınız ilk andan itibaren sizi iki taraflı bol renkli bir manzara karşılıyor. Bir yanda sonsuz maviliğiyle Karadeniz, diğer yanda yeşilin her tonuyla süslenmiş, zaman zaman üzeri bembeyaz bir örtüyü anımsatan sisle kaplanmış dağlar çarpıcı bir etki yaratıyor.
Giresun her mevsim çok etkileyici
Bahar ve yaz başında Giresun’a yolunuz düşerse çok şanslısınız. Çünkü Giresun yaylaları baharla birlikte rengarenk oluyor.
Yayla yolları boyunca çok zengin bitki örtüsü insanı şaşırtıp büyülüyor. Özellikle koruma altında bulunan dağ gülleri pembe ve sarı renkleriyle eşsiz bir pastoral tabloyu andırıyor. Yemyeşil ağaçların arasından sızarak yol boyunca size eşlik eden ve dünyada sadece Giresun’da görebileceğiniz altı farklı renkte açan orman gülleri de bu yayalarda kendini gösteriyor.
Burada her şey doğayla ilişkili
Kiraz’ın anavatanı olarak bilinen Giresun, ismini de Yunanca kiraz anlamına gelen Kerasus veya Keresea kelimelerinden almış. Giresun’da her yer, her şey yeşil. Kırlar, yaylalar, dağlar endemik bitki örtüsü ile kaplı. Giresun’un dağları dünya üzerinde başka yerde yetişmeyen 4 bitkiye ev sahipliği yapıyor.
Bu zengin endemik bitki örtüsü bölgenin mutfağına da yansımış. Özellikle vejetaryen beslenmeyi seçmiş kişiler için Giresun sofraları bir şölen.
Doğayla lezzetlenen sofralar
Burada yemekler mutlaka çorba ile başlıyor; mendek, çalı çiçeği, karalahana ve ısırgan otu çorbası yöreye has vaz geçilmez başlangıçlar.
Sakarca kızartması, karalahanadan yapılan dolma, fasulye turşusu, dikenucu otundan yapılan mücver, kiraz ve taflan kavurması yine yöreye has lezzetler.
Özellikle kavrulmuş otların üstüne haşlanmış pirinç ve kavrulmuş soğan ile servis edilen karalahana ve fasulye diblesi çok lezzetli vejeteryan lezzetler.
Giresun’un havası sürprizlerle dolu. 5 dakika içinde sizi ısıtan güneş yerini şiddetli bir yağmura bırakabilir. Bu değişken hava yanınızda şemsiyle taşımak gibi bir zorunlulukla beraber sürpriz lezzetlere de neden oluyor.
Giresun dağları değişken iklimi sayesinde yenilebilen 45 mantar türüne sahip. Bu mantarlar mutfağına zenginlik ve lezzet katıyor.
Karadeniz’in en renkli mutfaklarından biri
Giresun mutfağı sadece vejetaryenleri mutlu etmiyor. Deniz ürünleri; özellikle hamsiden yapılan yemekler, meraklısının yüzünü güldürüyor. Yörenin nefis mısırlarından üretilen mısır ekmeği, çeşit çeşit pideler, fındıklı katmerler kadayıflar mutluluk verici tatlar.
Bölge halkı tüm bu çeşitliliği hem yeme içme hem de sosyal hayatın merkezine almış.
Biri geleneksel diğeri modern; iki lezzet durağı
Tirebolu’da denizin içine doğru ilerleyen bir yarımadaya kurulmuş, nefes kesen bir manzaraya sahip Doğal Dükkan; Giresun ve bölgenin tüm lezzetlerini bulabileceğiniz özel bir mekan.
Burada fındık, reçel, yağ, peynir gibi yöreye has en kaliteli yerel ürünleri satın alabilirsiniz. Doğal Dükkan’da gün batımı eşliğinde geleneksel reçetelerle hazırlanmış, yöreye ait yemekleri de huzurla tadabilirsiniz.
Kent merkezinde yer alan Hughs Kafe ise Giresun mutfağı ve gastronomisinde geleceğe açılan bir kapı. Hughs Kafe yöresel lezzetlere yaptıkları modern dokunuşlarla anılan bir şef restoranı.
Eşini İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerde bile kolayca bulamayacağınız bu restoranın mutfağında, yöresel yemekler konusunda tecrübeli ve yetenekli bir kadro misafirlerine çok şaşırtıcı gastronomik deneyimler yaşatıyor.
Ünü dünyaya yayılan ‘ Giresun Yağlısı’
Giresun‘da neredeyse tüm yamaçlar fındık ağaçları ve çay bahçeleriyle kaplı.
Dünyanın en önemli çikolata markalarının, Michlen Yıldızlı restoranlarının tercihi hep Giresun fındığı olmuştur. Bu fındıga “Giresun Yağlısı “adı verilir ve taşıdığı aromalar, mineraller ve yüksek yağ oranıyla özel bir cinstir.
Dünyada değerli ve nitelikli fındık ‘Giresun kalitesi’ deyimiyle anılır.
Dünyanın en lezzetli fındığı bu ününü Karadeniz’in iklimine, doğasına ve tabii ki çalışkan, alçakgönüllü insanına borçludur.
Bir yudum çay için binbir emek
Asya ülkelerinde çay demleme ve içme ritüellerine verilen önemi anlamak için baharda Giresun köylerinde gezmek yeterli.
Çay çok emek isteyen bir bitki. Genellikle sık yağış alan yörelerde yatişiyor. Bu sert, çalımsı bitki daha çok dağların, tepelerin değil ağır koşullarda çalışmanın ayakta durmanın bile zor olduğu dik yamaçlarına ekili. Çay bitkisinin bakımı ekim-kasım aylarında yapılıyor.
Karadeniz ikliminin en yağışlı dönemlerinde bitki budanıp, altı yabani otlardan temizleniyor. Mayıs ayından itibaren de 3-4 kez hasadı yapılıyor.
Çay toplamak ise bu sürecin en meşakkatli ve emek gerektiren kısmı.
Sabahın ilk saatlerinden itibaren dik yamaçlardaki çay bahçelerinde başlayan hasat akşamüstüne kadar devam ediyor.
O yorgunluğumuzu alan, kahvaltılarımıza, dost sohpetlerimize eşlik eden bir bardak çayın arkasında aralıksız 10-12 saat elinde makasla çay toplayan çiftçinin emeği var.
Tirebolu’da demlenen dünyaya yayılan koku
Çay toplama dayanışma, emek ve tecrübe isteyen bir işlem.
Çay toplanırken etrafa yayılmaya başlayan ve çay işleme fabrikalarında doruğa ulaşılan koku da en az çayın lezzeti kadar çarpıcı.
Tirebolu çayı hoş kokusu ve yumuşak tadı ile ünü dünyaya yayılan bir lezzet. Parlak kırmızı bir renge, buruk ve aromalı bir tada sahip olan Tirebolu çayı bitkinin filizlerinin en üst kısımdaki iki buçuk yaprağından hazırlanıyor.
Giresun dağlarında ‘orman banyosu’
Bulutların üstüne çıkmak, bol oksijen depolamak, sessizliğin tadını çıkarmak için Giresun yaylarına çıkmak yeterli.
Giresun’un sık, rengarenk ve oksijen dolu ormanları ziyaretçilerine tam anlamıyla “orman banyosu ” vaadediyor.
Yaylalarda ormanların ihtişamı daha da hissediliyor. Özellikle Kulakkaya yaylasındaki büyüleyici manzara karşında nefesiniz kesiliyor.
Burada dağların üzerine çöken sis, ziyaretçilerine akıl oyunları oynayabilir. Büyük sonsuzlukta sanki deniz yükselmiş ve o yüksekliğe kadar erişmiş gibi.
Deniden uzak deniz feneri
Denizden 40 kilometre uzaklıkta Kulakkaya yaylasına komşu, Çaldağ Tepesi’nde dünyada ‘denize en uzak olma’ özelliğiyle bilinen bir deniz feneri mevcut.
Her mevsim yoğun sis alan 2 bin rakımlı tepede yerleşim kuran yöre halkı atalarının bu feneri hikayesini mizaha yatkın zekasıyla anlatıyor.
Rivayete göre bu köyün yerlilerinin ataları, bir sabah uyanıp tepelere doğru yükselen sisi deniz sanıp, tepeye deniz feneri yapmış.
4 mevsim doğa
Rakımları 2000’i bulan yaylalarda dört mevsim insanı büyüleyen doğa harikası göller bulunuyor. Çoğu yayla hala tertemiz, insan kaynaklı kirlilikten etkilenmemiş.
Kuzualan Tabiat Parkı’nda yer alan Mavigöl ve Göksu Traventenleri en çok ziyaret edilen yerlerin başında geliyor.
Tüm yörede karşımıza çıkan çoşkulu akan dereler ve bir çok yerden dökülen şelaleler zengin doğal su kaynaklarının varlığının kanıtı gibi.
Kümbet’te yıldızlara dokunmak
Kümbet Yaylasında yer alan Birun Kümbet Dağ Evleri 12 ay misafirlerine hizmet veriyor. Bahar aylarında rengarenk çiçeklerin kapladığı düzlükler kış aylarında yerini beyaz örtü gibi kaplayan kara bırakıyor.
Yazın yaylada konaklarsanız; geceleri kendinizi gökyüzündeki yıldızlara dokunacak kadar yakın hissedebilirsiniz.
Hayat dolu ormanlar
Ormanlarda Yaban hayat çeşitliği çok fazla. Üç kuşaktan ormancı Metin Koç rehberliğinde yapacağınız orman safarisi sizi orman içindeki yaban yaşamı görmenizi sağlayacak. Bu gezi sırasında belki yemeklik bitkiler, mantar toplayabilir, hatta şanslı gününüzdeysiniz tıpkı Metin bey gibi ormanda yaşayan ayılardan biriyle selfi bile çekebilirsiniz.
Giresun’a yapacağınız gezi sizi doğaya biraz daha yaklaştıracak. Unutmamak gerekiyor doğa her şeyi onarır ve yeniler.