Gel yanıma iliş, merdümgiriz

Kulaklarımı pür dikkat açıyorum. Bizim eve gelip gidenlerden, Uzun’dan, bahçeden, komşudan bir laf çıkar mı diye. Tesadüfen duydum bu sözcüğü, kim kime dedi, orası hiç önemli değil. Otursak da saatlerce konuşsak üstünde diye geçti aklımdan. Uzun’a söylesem başlar, “Aslında o Farsçadan değil de, esası der” ve Rusya’ya kadar götürür bizi.  Yok, yok sizin birbirinizden kaçmanız üzerine yazayım ben en iyisi.

Birbirinden kaçan insanlar

Şu muhteşem kalabalığınızda, takipçi sayınızla övünürken, yedik, içtik, gezdik paylaşırken nedir bu merdümgiriz haller. Ne güzel paylaşımlar yapıyoruz, dostluk, arkadaşlık üzerine, beğeniyoruz, olmadı bir de kalp emojisi koyuyoruz. Daha ne olsun?

Gel de sen böylesine bir sevgi böcüğü ortamda merdümgiriz ol. Hiç anlamıyorum, insan denilen hayvan kaçıyor, yine insandan. Etrafta bu kadar dostluk, arkadaşlık söylemleri varken, sosyal arılar vızıldarken, sen kimden, neden kaçıyorsun merdümgiriz?

Farsçadan geliyormuş, merdüm insanmış, giriz kaçmakmış. İnsan bu kaçma noktasına değişik nedenlerle gelebilir diye düşündüm ben filozof Eflatun. Bak biz kediler, sizdeki bu anlamsız verme isteğine sahip değiliz. Biz sıkıntıda olduğunuz zaman sizin yanınızda oluruz ama kendimizi feda etmeyiz. İşte siz o kavramı anlayamadınız. Hani bizim böyle soba başı, örgü başı, çeşme önü mışıl mışıl fotolarımızı paylaşıyorsunuz ya…

İşte o tam anlamıyla yanında olmak. Sessizce durmak, dinlemek. İşte siz bunu beceremiyorsunuz. Birisi bir şey anlatıyor, hemen atlıyorsunuz, şöyle yapa böyle yap diye ya da aşırı fedakarlıklar, bir şeyleri yaparken de beklentiye girmeler…  Sonra da ne mi oluyor? Dengeler bozuluyor.

İki ayaklı hayvanlar, siz, merdümgiriz mi doğuyorsunuz? Psikolojik durumları falan bilmem ama gördüklerimi yazıyorum, hayatın ikiyüzlülüğü birden katlanılmaz oluyor yüreğinizde. Kalabalıklar içinde sahte bir gülümseme yerleştiriyorsunuz yüzünüze. Biz dört ayaklılar hissediyoruz bunu. Artık çemberin içinden çıkma vaktinin geldiğini de. Olamıyorsunuz o kalabalığın içinde.

Bir merdümgiriz aslında kendini mi sorgular?

Peki ne oluyor? en dost paylaşımların yapıldığı, en iyi sarılma emojilerinin dolandığı bir dünyada, bir merdümgiriz yapıyor tercihini. Anlaşılamadığı için susmayı tercih ediyor, hayal kırıklığına uğramamak için istemekten de vaz geçiyor ve orası burası derken bu dünyada kendine bir yer bulamıyor.

Kısaca, nev-i şahsına münhasır dediklerimden, merdümgiriz. Gel kaç insanlardan, otur yanı başıma. Ben anlarım seni… nedenini de sormam, bakarım gözlerinin derinliklerine. Anlarız biz birbirimizi.

Eflatun

Paylaş

Son Yazılanlar

Kadın emeğinin gastronomiye yansıması

Senelerdir severek yaptığım iş gastronomi yazarlığı ve bunun gibi yeme içmeye, damak tadına ilişkin konulardaki  etkinlikler. Resmi bir tanımı yok, verilmiş unvan da  değil. Sadece 

Gastronominin evrensel gücü

Altın Kaşık Ödülleriyle Mutfak Dostları Derneği’nin ödüllendirdiği yaratıcılık, FSUMMIT 2025’in vizyonuyla sektöre kazandırdığı yenilikler ve Husin belgeselindeki derinlemesine hikâye, gastronominin sınırları aşan gücünü gözler önüne

Prada dertsiz başına dert mi arıyor?

Tasarımlarından marka kimliğine, müşteri portföyünden sattığı hayallere kadar birbirinden çok farklı iki marka hakkında bir söylenti dolaşıyor lüks moda sektöründe… İtalyan moda devi Prada’nın, Capri

Sofralarımızın Ortak Dili

Yemek sadece fiziksel bir gereksinim değil; kültürel kimliğimizi şekillendiren, tarihimizin sessiz tanıklığını yapan ve insanlar arasındaki bağları güçlendiren evrensel bir unsurdur. Her ülkenin, her yörenin

Heyecanla beklenen birinci sayfa

Dag Solstad, her gün yazdığı bir sayfa ile romanlarını tamamladığını söylemiş. Ayağına gelen güne, dönme dolaba atlama adımı ile başlamanın hikayesi midir yazdıkları veya bitirdiği

Yılbaşı ve Vasilopita çöreği

Bir yılı geride bırakıp uğurlarken yeni umutlarla başlayan yeni bir yıla ‘hoş geldin’ diyoruz. Dilekler her zaman sağlık, mutluluk, sevgi ve barış olmak üzere; dostlar

Manav Türklerinin sofrasında zamanın izleri

Geçtiğimiz hafta sonu Tuzla, gastronomi tutkunları için benzersiz bir deneyime ev sahipliği yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Daire Başkanlığı’nın hayata geçirdiği “Gastronomi Günlükleri” serisinin