Borsa İstanbul, son haftalarda hep aynı… Simgesel 10,000 puanı aşma umudunu hafta kapanışına doğru kaybediyor. BİST 100 endeksinde direnç seviyeleri 10,000 puan değil, o daha çok psikolojik bir eşik… Direnç seviyeleri sırasıyla 10,120, 10,150 puanlar ve bu direnci kırması hiç de ihtimal dahilinde değil.
Uzun bir süredir endeksi yukarı taşıyacak bir somut gelişme, bir ipucu, risk iştahını artıracak herhangi bir veri yok. Bir süreliğine uluslararası derecelendirme kuruluşlarının not artırımlarıyla moral bulmaya çalışan borsa yatırımcısı için, söz gelimi Fitch Ratings’in son not artırımı neredeyse motivasyonun m’sini bile yaratmadı.
Fed’in 50 baz puanlık faiz indirimi küresel ölçekte endeksleri yukarı taşırken, Borsa İstanbul’da beklenen ölçüde yukarı yönlü kalıcı bir ivme yakalanamadı. Daha öncesinde endeksi biraz yukarı taşıyan kredi risk primi (CDS) de artık yatay seyrettiğinden pek bir etkisi yok.
Bunların haricinde BIST 100’ün yukarı yönlü hareketi için bir sebep var mı? Yok! Peki ya aşağı yönlü hareket için sebepler?.. Fazlasıyla var gibi! Öncelikle Borsa İstanbul derinlikli bir borsa olma niteliğini hâlâ kazanabilmiş değil. Orta ve uzun vadeli yatırım yapan yatırımcı sayısı hâlâ azınlıkta.
Borsa yatırımcılarının sayısı dikkate alındığında değişkenlik oranı da oldukça yüksek. Mayıs 2024 ortalarında borsa yatırımcısı sayısı 8 milyon 614 bin 243’e yükselmişti. 31 Ağustos 2024 itibarıyla bu rakam 5 milyon 480 bin 60’a gerilemiş durumda. Bu rakamlar borsa yatırımcısındaki istikrarsızlığın bir göstergesi.
SPEKÜLASYON, MANİPÜLASYON, INSIDER TRADING…
Yine Borsa İstanbul’un tarihinde pek çok spekülasyon, manipülasyon ve insider trading vakaları var. Bu da yatırımcı güvenini sarsan bir diğer unsur. Sadece ‘Yeni Ekonomi Modeli’ denen akıldışı uygulama süreci içerisinde yaşanan bu manipülasyon ve insider trading vakalarının sayısı bile ‘güvenilirlik’ açısından sıkıntıyı ortaya koyuyor.
Halka arzlar da başlı başına bir sorun! Geçen yılki halka arzlar sonrasında bu şirketlerin hisselerini satın alan pek çok küçük yatırımcı büyük bir hayal kırıklığı yaşadı.
Bir başka mesele de enflasyon… Borsada pozitif reel getiriden şu sıralar söz etmek mümkün değil, tersine bir durum var. TÜİK’in komik enflasyon verilerine göre bile bu böyle! Ekonomi yönetimine ve resmi verilere olan güvenin de düşük olduğunu hesaba katarsanız, yatırımcıların borsaya yönelmesi pek akıl kârı değil.
YABANCI YATIRIMCI ‘VUR KAÇ’ PEŞİNDE
Yabancı yatırımcıların borsada kalma süreleri de öyle, kısa vadede yüksek kâr hedefiyle gelip, kâr realizasyonu fırsatı doğar doğmaz hızla çıkıyorlar. Yine aynı saikle hisse senetlerine yatırım yapan bireysel küçük yatırımcı ise genelde hüsrana uğruyor.
Bunun bir sebebi de küçük yatırımcıların çoğunun kısa vadede yüksek getiri hırsıyla al-sat yapma amaçlı bir yatırımcı profili çizmesi ve yatırımlarını uzmanlara danışarak değil, piyasa dedikoduları üzerine şekillendirmeleri. Hal böyle olunca, bazı büyük yatırımcıların spekülasyonlarına karşı korumasız oluyorlar. Borsada bu kadar sık ‘keriz silkelemesi’nin olması işte bu sebeple!
Spekülasyon olmasa bile, bata ülke ekonomisi olmak üzere, hem iç hem de dış siyasi gelişmelerde sık sık şoklar yaşanması küçük yatırımcıyı gafil avlıyor. Kısa vadeye pozisyonlanmış, hemen tüm tasarrufunu hisseye yatırmış bu yatırımcı profilinin uzun süre bekleme ve direnme şansı yok. Zararına satıp borsadan çıkmak zorunda kalıyor.
AYLIK DEĞİŞİM ORANLARINDA BIST 30 HARİÇ HEPSİ KIRMIZI!..
Hangi endekse bakarsanız bakın, yıllık bazda negatif reel getiriyi görüyorsunuz. BIST 30 dışındaki hisselerin uzun vadeli yatırıma en uygun hisseler olduğunu söylemek mümkün değil, ancak onlar da endeksi taşıyan hisseler olduğundan, sert iniş çıkışlarda ciddi kayıplara neden olabiliyor.
BIST 100 endeksi için de benzer bir yorum yapılabilir. BIST 500’e gelince!..
Şimdi BIST500, temel bir endeks olarak hayatımıza girdi. BIST100’den temel bir farkı var. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın (İMKB) kurulduğu 1986 yılında kurulan BIST 100 endeksi, o dönemde borsaya katılan ilk şirketlerin yer aldığı bir endeksti.
1996’da BIST30 endeksiyle en yüksek işlem hacmi bulunan 30 şirket, 1999’da ise BIST50 endeksinde ilk 50 şirket bir araya toplandı. Zaman içinde halka arz edilerek borsada işlem görmeye başlayan şirketlerle doğal olarak şirket sayısı 100’ü geçti. 2023 sonu itibariyle halka arz edilen şirket sayısı 500’ü de geçince BIST500 endeksi hayatımıza girmiş oldu.
Halihazırda BIST500, borsadaki temel endeks konumunda. BIST30’un ilk 30 ve BIST50’nin ilk 50 şirket olduğu gibi, BIST100 de artık ilk 100 şirketin içinde bulunduğu bir ara endeks. Ancak yapısı gereği BIST500’de geçmişe dönük olarak grafikleri izlemek mümkün değil.
Sadece son bir aylık süreçte kapanış fiyatlarıyla hesaplanan 500 endeksi, 2023’ün bitmesine sadece bir hafta kala, 22 Aralık tarihinden itibaren eşanlı verilerle izlenebiliyor. Dolayısıyla BIST500’ün teknik analizlerde kullanılması için biraz zamana ihtiyaç var.
Ancak BIST500 kurulana kadar BIST100 endeksi nasıl tüm hisse senetlerini kapsamıyorsa, BIST500 de tüm hisse senetlerini içermiyor, sadece ilk 500 şirketi içinde barındırıyor. Şirket sayısı 500’ü geçtiği için tüm hisse senetlerini hâlâ BISTTUM endeksiyle izleyebiliyoruz.
Tabloda tüm bu endekslerin performansları yer alıyor. Yukarıda sözünü ettiğimiz sebeplerle, aylık değişim oranlarına göre, BIST 30 hariç hepsi kırmızı!..
YIL SONUNA GÖRE DEĞİŞİMLERE BAKTIĞINIZDA SEKTÖREL ENDEKSLERİN REEL GETİRİSİ NEGATİF
Gelelim sektörel endekslere… BIST Mali, BIST Banka, BIST Finansal Kiralama ve Faktoring ile BIST Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı endeksleri haricindeki tüm sektörel endekslerde aylık değişim oranları negatifte… Bu arada şunu hemen hatırlatalım, pozitifte olanların da enflasyondan arındırılmış haliyle, BIST Banka endeksi hariç yıl sonundan bu yana getirileri gerçek enflasyon oranlarının altında.
Bu getirilerin oranlarını alttaki tabloda görebilirsiniz! Rakamlar çok açık, son dönemde borsa yatırımcısı zarar ediyor. Bırakın reel getiriyi, nominal olarak da öyle… Peki hal böyleyken ve Borsa İstanbul’un bir hikâyesi yokken, endekslerin kısa vadede yükselmesi nasıl mümkün olacak?
Borsada herhangi bir yükseliş trendi başlasa dahi, büyük olasılıkla kâr realizasyonuna gidecek yatırımcılar sebebiyle çıkışlar yaşanması çok muhtemel. Kar realizasyonu dedik, ama aslında bunun doğrusu ‘zararın neresinden dönersen kâr’ eğilimi! Bu da endekslerin yükselişinin sürdürülebilir olmasına temel engel. Eğer ki paranızı borsaya yatırmadıysanız, şimdilik en iyisi uzak durmak.
Altın, değerli metal fonları, TL mevduat faizi dururken, borsaya yatırım kısa vadede hiç akılcı görünmüyor. Bu yatırım enstrümanlarının riski en azından borsaya göre çok düşük. Hemen belirtelim, şu anda ‘düşükten al’ kuralı bu süreçte geçerli değil. Hele ki dezenflasyon sürecinde olumlu beklentilerin gerçekleşme ihtimali oldukça düşükken!.. Ekimden itibaren göreceğiz zaten!
Süleyman Karan