İlaçların aklı olması mümkün mü?

Kanserde Hedefe Yönelik Tedavide AKILLI İLAÇ kullanımı giderek yaygınlaşıyor. Biz, Tıp Fakültesinde iken çok meşhur bir laf vardı; hocalarımız, “Hastalık yoktur, hasta vardır” derlerdi. Bu söz her hastanın belirtilerinin, hastalığının şiddetinin birbirinden farklı olduğunu ne de güzel anlatıyor.

Nasıl ki boyumuz, kilomuz yüzümüz birbirinden farklı ise işte hastalıklar karşısında vücudumuzun verdiği cevaplar da birbirinden öyle farklı. Covid-19 bunun en güzel örneği değil mi? Düşünsenize; kimileri Covid-19 nedeniyle hayatını kaybederken, kimileri öksürmedi bile.

Akıllı ilaçlar neden kullanılmalı?

İşte bilim insanları buradan yola çıkarak her hastada aynı ilacın etkili olamayacağını düşündüler. Ben de son zamanlarda kanser hastaları ile bol bol görüşen bir Genetik Doktoru olarak Kanserde AKILLI İLAÇların nasıl ve neden kullanılacağını anlatacağım size.

Daha önceki yazılarımda anlattığım gibi vücudumuzdaki bütün hücrelerin DNA dizilimi (ben buna daha anlaşılır olması için ALFABE diyorum) aynı. Yani ben sizin kanınızdan da, derinizden de karaciğerinizden de…  birer örnek alsam hep aynı DNA dizisini bulurum.

Ancak, vücudunuzda sonradan ortaya çıkan tümör ya da kanser dokusu aynı alfabeye (DNA dizisine) sahip değil, harflerin yeri değişmiş, araya bazı harfler girmiş, ya da bazı harfler silinmiş durumda. Yani mutasyona uğramış. Bu aslında hastalık oluşturduğu için kötü bir şey olsa da AKILLI İLAÇLAR işte bu “alfabetik farklılıkları” hedefleyerek, kanser hücrelerini sizin vücudunuzdaki normal hücrelerden ayırıyor.  Nasıl mı?

Kanser tedavisinde rutinde kullanılan kemoterapi ilaçları, hücreleri hasta ya da sağlıklı olmasına bakmaksızın o anda hızlı çoğalan tüm hücreleri öldürür, yok eder. İşte bu nedenle aslında hedeflenen sonsuz çoğalma kapasitesine sahip kanser hücreleri iken, bunun yanında o anda çoğalan bir takım normal hücreler de yok edilir. O nedenledir ki, kemoterapi sonrasında hastanın saçları dökülür (çünkü saç kökü hücreleri ölmüştür), ishal olur (çünkü bağırsak epitel hücreleri etkilenmiştir), halsizleşir (çünkü kan hücrelerinin bir kısmı ölmüştür)…

Ancak akıllı ilaçlar böyle çalışmaz, vücuda girdikten sonra hücrelerdeki alfabeyi okur. Nerede alfabesi bozuk (DNA’sı mutasyona uğramış) bir hücre bulursa onu öldürür. Bu şu anlama gelir; hem hastanın sağlıklı hücreleri hemen hiç etkilenmeyecek yani saçları dökülmeyecek, ishal olmayacak, kanı düşmeyecek vs., hem de o kişinin kanser dokusundaki mutasyonlara uygun hedefi 12’den vuran bir ilaç seçeneği uygulanmış olacaktır.

Akıllı ilaçların seçimi genetik testler ile olmaktadır. Bu Genetik Testler için hastanın ameliyatla ya da biyopsi ile çıkarılan tümör dokusundan alınan örnekte DNA/RNA izolasyonu yapıldıktan sonra yeni jenerasyon dizileme sistemleri ve yazılımları ile 600’den fazla geni analiz ederek mutasyonlu genleri belirliyoruz.

Ardından bu mutasyonlara özel, tüm dünyada onaylanmış ya da henüz çalışma düzeyinde olan AKILLI İLAÇ seçeneklerini eşleştiriyoruz ve bunları onkoloğunuza sunuyoruz. Onkolog ise bu seçenekleri değerlendirerek kemoterapi ile kombine ya da yalnız başına hastaya ve tümörün cinsine göre uygun tedaviyi uyguluyor.

Bir kanser hastasında her şey düzelmiş, iyileşmiş, normal seyrinde giderken yeni bir tümör dokusu, lenf nodu tutulumu ya da uzak metastaz çıkarıyorsa artık o kişide kanserli dokunun doğasının (ALFABESİNİN-DNA’sının) değiştiğini düşünebiliriz. Var olan ve o anda kullanılan kemo- ya da hormonoterapiler yetersiz kalıyor ve/veya işe yaramıyor olabilir.

Böyle bir durumda o kişinin yeni çıkan kanserli dokusundan alınacak bir örnekten ya da dokuya ulaşılamıyorsa KANINDAN LİKİT BİYOPSİ YÖNTEMİ ( bir sonraki yazımda anlatacağım ;)) ile Tümör Genetik Profillemesi yapılarak HEDEFE YÖNELİK ALTERNATİF AKILLI İLAÇ seçenekleri araştırılmalı, hastanın tedavisi yeniden düzenlenmelidir.

Ben de Memorial Şişli Hastanesi Genetik Değerlendirme Merkezimizde kendisi başvuran ve Onkologlarımızın yönlendirdiği hastalarıma Onkolojik Genetik Testleri uyguluyor ve  uzun uzun Genetik Danışmanlık veriyorum. Çünkü bilgi vermek ve bilgiyi paylaşmak çok tüm genetik hastalıklar için çok önemli.

Sayıları ve kullanıldıkları kanser türleri her geçen gün artan akıllı ilaçların ilk örneği 90’ların başında hormon pozitif meme kanserlerinde kullanılan Tamoksifen olsa da mutasyona spesifik ilaçların çoğu insan genom haritasının çıkarılmasıyla 2010 yılından sonra keşfedilmiş ve kullanılmaya başlamıştır. Günümüzde meme, akciğer, kolon, mide ve yemek borusu, prostat, böbrek, yumurtalık, santral sinir sistemi tümörleri, lösemi ve lenfomalarda kullanılan 100’ den fazla onaylı akıllı ilaç seçeneği bulunmaktadır…

Kansere “Çağın Hastalığı” dense de aslında tarihteki ilk kanser vakası 70- 80 milyon önceye ait bir dinazor fosilinde tespit edilmiş ve 2016 yılında Nature Dergisi’nde yayınlanmıştır. İnsanlık tarihinde tespit edilmiş ilk kanser vakası ise 1.6 milyon yıl öncesine ait bir kemik tümörüdür.  Uzun lafın kısası kanser hep vardı ve bundan sonra da olacaktır. Gelişen teknoloji ve genetik biliminin ilerlemesiyle kanserlerde uygulanan tedavi seçenekleri giderek artmakta ve hastalar daha az yan etki ve daha uzun bir hayat yaşayabilecekleri uygun ilaçlarla tedavi edilebilmektedir.

Biz Türk Hekimleri olarak onur ve gururumuzla hep burada ve yanınızdayız!!

Sağlıcakla kalın…

Yeşim Özdemir

Paylaş

Son Yazılanlar

Dijital içeriklerin gastronomiye etkisi

Gastronomi, bir yandan kadim geleneklere ve yerel tatlara dayanırken diğer yandan sürekli yeniliklerle şekillenen dinamik bir alan. Bu hızlı değişimin önemli bir ayağını, hiç şüphesiz

Gastronomide geleceği şekillendirmek

Turizm, gastronomi ve ağırlama sektörleri, hem ekonomik hem de toplumsal açıdan dünyada çok önemli bir yer tutuyor. Bu alanlar, hem yerel kültürlerin korunmasını hem de

Bu resimlerde herkesin duygusu saklı

Bilinçdışı renklerle konuşuyor. “Bazı organik meseleler” Ressam, oyuncu ve iç mimar Melis Babadağ, “bazı organik meseleler” isimli ilk kişisel resim sergisini The Art Capsule Gallery’de

Edebiyat ve popüler kültür

Popüler kültüre hapsolmuş en popüler davranışlardan biri nedir diye sorsanız, hiç düşünmeden popüler kültüre küfretmektir, derim. Sondaki lafı başta söyledim ama mevzunun özeti bu sevgili

Tarihin en eski rehberi olan genetik

Son dönemde ne kadar çok duyar olduk değil mi ? DNA artık kulağımıza eskisi kadar uzak gelmese gerek. Sahi uzak mıydı ki, bizler genetik parçacıklar