Hayat her zaman insana iyi davranmıyor
Bazan zamanlı bazan zamansız vedalar insanı bir boşluğa itiyor. Bazı durumlarda hele de bizim gibi hukuk kurallarıyla dini kuralların, geleneklerin zaman zaman çeliştiği ama çoğunlukla kadının aleyhine işlediği ülkelerde bu vedalar, kadınları yaşadıkları kayıp dışında maddi kayıplar da meydana getiriyor.
Örneğin kadınlar bugün bile miras konusunda sıkıntı yaşayabiliyor. Miras, ölen bir kimsenin tüm malvarlığının alacakları ve borçlarıyla birlikte mirasçılara geçmesi anlamına geliyor. Miras hukukunun temel ilkeleri arasında yasal mirasçıların kimler olabileceği konusu önem taşıyor.
Ülkenin doğusunda, evlenen kadına ölen babadan toprak kalmıyor
Ülkenin doğusunda, ölen babadan kalan mallar bir yana, toprakların evlenerek ayrılmış kadınlara verilmediği, almak isteyen kadının ayıplandığı bir ülkede yaşıyoruz. Deniz kıyısı yerlerde turizmin daha bilinmediği zamanlarda kızları başından savmak için verimsiz olduğu düşünülen denize daha yakın toprakların kızlara, ekilebilen, zeytin yetişen toprakların erkek evlatlara verildiği, ancak zamanla deniz kıyılarının değerlenerek ilahi bir adaletle ender de olsa kadınların sevinebildiği bir coğrafya bizimkisi… O nedenle kadınların miras haklarının ne olduğunu bilmesi en iyisi.
İkiye bir değil, eşit
Medeni kanundan önce, islam miras hukukunun geçerli olduğu zamanlarda, kadına, erkeğe verilen miras hissesinin yarısı kadar hisse verilmesi öngörülüyordu. Medeni hukukla birlikte miras konusu da kadınlar lehine değişti. Yasal mirascılar yeniden belirlendi.
Miras bırakanın birinci derece mirasçıları, o kişinin altsoyu olarak kabul edildi. Evlat edinilmiş çocuklar ile evlilik dışı doğmuş çocuklar da evlilik içi hısımlar gibi mirasçı olarak kabul edildi.
Miras bırakanın çocukları arasındaki mal paylaşımı cinsiyet ve yaş ayrımı olmaksızın eşit kılındı. Kız çocukları mirastan eşit oranda pay alma hakkına sahip oldu.
Medeni kanun, eğer ölen kişi vasiyetle bir mal paylaşımı yapmadıysa ölen eşten kalan varlığın dörtte birini kadına, dörtte üçünü de çocuklara eşit olarak kalacağını düzenliyor.
Başka hak da var
Ancak kadının eşini kaybetmesiyle aralarındaki mal rejimi de değişiyor. Miras kanunun öngördüğü şekilde paylaşılıyor. Ancak bu, oturduğunuz ve bankadaki para ya da yazlık ne var yok paylaşıma konu olacak diye bir durum doğurmuyor. Bu çoğu zaman adil de olmuyor. Hayatırnızda ihtiyaç duyduğunuzda yanınızda olmayan ya da olmayan kişilerin ödüllendirilmesine de dönüşebiliyor. İyi günde kötü günde birlikte olduğunuzu zamanlar geride kalıyor ve eşinizi kaybettikten sonra dörtte üç payın hesabı yapılır oluyor. Bu noktada hukukçular Türk Medeni Kanunun 236. maddesini hatırlatıyor. Bu madde “Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir” diyor. Artık değeri de aynı kanunun 231. maddesi açıklıyor:
“Artık değer, eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır.” Aynı kanunun 222. maddesine göre, “Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir” diyor. Böyle bir durumda, evlilik oyunca edinilmiş mallar ya da para toplam varlıktan çıkarılak miras paylaşımı yapılıyor. Buna ilişkin yargıtay kararları olduğu da belirtiliyor.
Bir de eş ya da babanın kaybıyla kadına kalan başka haklar var ki onlar bir başka yazının konusu.http://www.cumhuriyat.com.tr