KADIN METABOLİZMASI VE ERKEK METABOLİZMASI
Peki çevremizde sürekli duyduğumuz bu östrojen nedir?
Hormonlar genel olarak organların fonksiyonlarını düzenleyen metabolik kimyasallardır. Östrojen başlıca yumurtalıklarda kolesterolden sentezlenen bir hormondur. Az miktarda yağ dokusu ve böbreküstü bezinden de salgılanır. Oluştuktan sonra kana geçerek yarım saat sonra etki edeceği organa ulaşır. Hedef organda kendi sinyallerini oluşturarak hücrelerin fonksiyonlarını değiştirir.
!!! Yumurtlama sonrası östrojen düzeyi hızlı bir şekilde düşer. Başka bir değişle yumurtlamanın yani türün devamlılığının sağlanmasının ana sebebi östrojenin vücutta düzenli bir şekilde salgılanmasıdır.!!!
GELELİM ÖSTROJEN HORMONUNUN GÖREVLERİNE…
Östrojen, dişi cinsiyet özelliklerinin gelişmesi ve korunmasında majör rol oynayan cinsiyet hormonudur. Esas görevi, meme gelişimi, genital bölge ve koltuk altı kıllanması, adet döngüsünün düzenlenmesi ve üreme fonksiyonunun gelişmesine yardımcı olmaktır.
Östrojen, adet döngüsü sırasında embriyonun döllenmesi ve endometriuma (rahim iç zarı) yerleşmesini sağlamak için uygun ortam oluşturur ve embriyonun beslenmesini sağlar.
Yumurtalıklar (overler) östrojen üretiminden esas sorumlu olan organlardır. Östrojen, erkek ve kadın bedenleri arasındaki yapısal farklılıklarda rol oynar. Örneğin, kadınların kalça kemiklerinin daha geniş olması ve saçlarının daha çok ve kalıcı olmasının sebebi östrojendir.
İlaç olarak kullanılan sentetik östrojenler, doğum kontrolünü sağlamak ve menopozun etkilerini azaltmak için tıpta ilaç olarak kullanılır. Östrojen, vücutta birçok sistemi etkileyen, hem sağlık hem de hastalık sebebi olabilen önemli bir hormondur.
ÖSTROJEN HORMONUNU NASIL ARTIRABİLİRİZ ?
Östrojen eksikliği sebebi menopozdur. Menopozda östrojen eksiliğinin yerine koymak için Hormon Replasman Tedavisi (HRT)verilir. Hangi hastaya verileceği uygun testler sonucunda belirlenir. Bu tedavide östrojen tek başına oral veya lokal (cilt üzerine, ya da vajinaya) verilebilir.
Sigarayı bırakmak, düzenli egzersiz ve dengeli beslenmek yağ dokusundan salgılanan östrojenin sentezini arttırarak östrojen eksikliği belirtilerinin azalmasına çok önemli yararlar sağlar.
Kanda östrojen hormon seviyesi ilaç dışı besin alımı ile yükselmez. Ancak fitoöstrojen gibi östrojenik etki gösteren gıdalar östrojen eksikliği belirtileri azaltabilir.
Fakat kanser varlığı söz konusu olduğu zaman (meme ve rahim) kanserlerinde bu oranın artması istenmez. Nedeni ise hem hastalık üzerindeki negatif etkileri hem de ilaç etken maddesini bloke etmesidir. Bu nedenli kanserli hastalarda östrojen düzeyi stabilizasyonu çok önemlidir. Bu da demek oluyor ki kanser tedavisinde fitoöstrojen içeren besinler kısıtlı şekilde verilir.
Bazı kadınlarımızda da östrojen düzeyleri düşüktür ve gelişme ve üreme kısıtlı olur. Bu nedenle östrojen düzeyi besinler verilerek hormon siklusu normal düzeye getirilir.
BESLENME ile ÖSTROJEN HORMONUMUZU ARTTIRABİLİRİZ…
PEKİ NASIL VE HANGİ GIDALARLA BUNU YAPABİLİRİZ? İŞTE O GIDALAR !
Baklagiller: Soya fasulyesi, bezelye, barbunya ve kuru fasulye
Meyveler: Yabanmersini, kuru erik, kayısı, hurma
Otlar: Keklik otu, adaçayı, meyan kökü, kızıl yonca, melek otu Siyah ve yeşil çay
Sebzeler: Brokoli, karnabahar, kuşkonmaz, lahana ve kırmızı pancar,
Susam, keten tohumu ve kuru üzüm
FİZYOLOJİK BİR DÖNÜM NOKTASI: MENOPOZ
Menopoz tıpkı bebeklik, ergenlik, cinsel olgunluk gibi hayatın bir dönemidir. Menopoz döneminde yumurtalıklardaki (overler) folikül miktarı azalır ve buna bağlı olarak östrojen üretimi azalır. Zamanla östrojen üretimi kesilir ve yumurtalıklar küçülür. Buna bağlı olarak adet döngüsü kesilir ve üreme durumu menapozun son evresinde kaybolur.
Dünya Sağlık Örgütü, menopozu yumurtalıkların aktivitelerini kaybetmeleri sonucu adet döngüsünün kalıcı olarak kesilmesi olarak tanımlamaktadır. Menapoz yaşı dünya genelinde 45-55 yaştır. Yapılan çalışmalar Türkiye’de ortalama menopoz yaşının 46- 48 olduğunu göstermektedir.
MENOPOZ WHO’YA GÖRE 3 DÖNEME AYRILIYOR…
İlk Olarak Premenopozla Başlıyor:
İlk belirtilerin görüldüğü dönemden menopoza kadar geçen süreyi kapsar. Yumurtalıklarda folikül aktivitesi yavaşlar. Adetler düzensizleşir. Bu süreç birkaç ay ya da yıl sürebilir.
Sonrasında İse Menopoz Dönemi:
En son adet kanamasının görülmesidir.
Son Olarak da Postmenopoz:
Menopozdan yaşlılık dönemine kadar süren 6- 8 yıllık süreyi kapsar. Bir kadının post menopoz olabilmesi için 12 aydır adet görmüyor olması gereklidir.
PEKİ MENOPOZA GİRMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER NELERDİR?
Genetik faktörler: Bir ailedeki kadınların genellikle benzer yaşlarda menopoza girdikleri gözlenmektedir.
Genital faktörler: Düzensiz adet gören kadınların düzenli adet görenlere göre daha erken menopoza girdikleri gözlenmiştir. Bunun dışında doğurganlık durumu, ilk adet yaşı, doğum kontrol hapı kullanma, iki yıldan uzun emzirme gibi durumlar menopoz yaşını etkileyebilmektedir.
Psikolojik faktörler: Psikolojik travmalar menopozun gelişimini hızlandırır. Savaş, göç, deprem ve uzun süren hapishane hayatı gibi faktörlerin erken menapozu tetiklediği gözlemlenmiştir.
Fiziki ve çevresel faktörler: Soğuk iklimlerde ve aşırı ağır şartlarda yaşayan kadınlarda menopoz yaşı daha erkendir.
Sigara kullanımı: Yoğun sigara içen kadınlar içmeyenlere göre 1-2 yıl daha erken menopoza girmektedirler.
Genel sağlık durumu: Ağır metabolik hastalıklar, genetik bozukluklar, enfeksiyon hastalıkları, kemoterapi ve radyoterapi menopoz yaşını etkileyebilir.
MENOPOZ DÖNEMİNDE NASIL BESLENMELİYİZ DİYE SORACAK OLURSANIZ EĞER…
- Östrojen yetmezliğine bağlı olarak metabolizma hızı yavaşlar ve hızlı kilo alımı başlar. Osteoporozdan korunmak için günlük 1500 mg kalsiyum alınmalıdır.
- E vitamini sıcak basmalarını ve halsizliği önleyebilir.
- D vitamini normal düzeyde tutulmalıdır.
- Tuz alımı kısıtlanmalıdır. Fakat iyot alımı eksik edilmemeli yani iyotlu tuz kullanılmalıdır.
- Menopoz döneminde düzenli egzersiz yapılması önemlidir.
GELELİM ERKEK SAĞLIĞINDA PROGESTERON VE ANDROPOZUN YERİNE…
İLK OLARAK PROGESTERON:
Progesteron hormonu genellikle kadın üreme sistemi ile ilişkilendirilse de, erkeklerde de bulunur ve cinsel sağlık açısından önemli bir rol oynar.
Progesteron Hormonunun Erkek Cinsel Sağlığı Üzerindeki Etkileri:
Testosteron Dengeleyici: Progesteron, vücutta testosteron seviyelerini düzenlemeye yardımcı olan bir hormondur. Erkeklerde testosteron, cinsel istek, sperm üretimi, kas kütlesi ve kemik sağlığı gibi bir dizi önemli cinsel sağlık işlevini etkiler. Progesteronun testosteronla etkileşimi, hormonal dengeyi korumada önemlidir.
Prostat Sağlığı: Prostat, erkek üreme sisteminin bir parçasıdır ve prostat sağlığı, erkek cinsel sağlığı ile yakından ilişkilidir. Progesteron hormonu, prostat bezinin büyümesini ve işlevini etkileyebilir. Prostat bezinin büyümesi bazı yaşlı erkeklerde benign prostat hiperplazisi (BPH) olarak adlandırılan bir duruma yol açabilir. Progesteron, prostatın büyümesini dengelemeye yardımcı olabilir.
Cinsel İşlev: Progesteron hormonunun cinsel işlevler üzerindeki etkisi, testosteronla birlikte çalışmasıyla ilgilidir. Testosteron, cinsel dürtüyü ve ereksiyonu destekler, ancak progesteronun testosteronla etkileşimi, bu işlevleri düzenlemeye yardımcı olabilir.
Ruhsal Sağlık: Hormonal denge, erkeklerin ruhsal sağlığını da etkileyebilir. Progesteron seviyelerinin dengelenmesi, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sağlık sorunlarının önlenmesine yardımcı olabilir.
Progesteron hormonunun erkek cinsel sağlığı üzerindeki etkileri, karmaşıktır ve bireyler arasında farklılık gösterebilir. Hormonal denge, yaş, genetik faktörler, yaşam tarzı ve diğer etkenler tarafından etkilenebilir.
Sonuç olarak, progesteron hormonu erkek cinsel sağlığı üzerinde önemli bir rol oynar. Hormonal denge, cinsel işlev, prostat sağlığı ve ruhsal sağlık gibi birçok yönü etkileyebilir.
SON OLARAK ANDROPOZ…
Andropoz, erkeklerin yaş aldıkça karşılaştığı hormonal değişikliklerin bir sonucu olarak ortaya çıkan bir durumdur.
Bu dönem, genellikle 40’lı yaşlardan itibaren başlar ve yaşla birlikte cinsel fonksiyonlarda, enerji seviyelerinde ve ruh halinde değişikliklere yol açabilir. Andropoz sırasında, testosteron seviyeleri yavaşça azalırken, diğer hormonlar da etkilenebilir.
Erkeklerin ölüm psikolojisine girmesi ile aynı kabul edilen andropoz dönemi erkeklerin yaşadıklarını kanıtlaması için psikolojik olarak evrimleşme sürecinden geçtiği ve daha çok yaşamsal olan buradayım ve ben varım psikolojisi ile daha küçük yaş grupları ile flörtleşerek evrimleşmemiş iç güdü ile hareket ettikleri dönemleri de doğurabilir. Kadınların lohusa dönemindeki psikolojik değişikliğini erkekler için andropoz döneminde birbirinden farklı şekilde semptomlar gösterdiği net olmakla birlikte gözlemleyebiliriz.
Andropoz dönemindeki hormonların etkileri şunlar olabilir:
ÖNCELİKLE TESTOSTERON
Testosteron, erkek cinsel fonksiyonlarının temel hormonudur. Andropoz sırasında testosteron seviyeleri düşmeye başlar, bu da cinsel isteğin azalmasına ve ereksiyon sorunlarına neden olabilir. Ayrıca kas kütlesinin azalması, enerji eksikliği ve ruh halinde değişikliklere yol açabilir.
SONRASINDA İSE PROGESTERON…
Progesteron hormonu, andropoz sırasında erkeklerde genellikle düşük seviyelerde bulunur ve testosteron ile bir denge içinde bulunması önemlidir. Progesteronun eksikliği, cinsel sağlık sorunlarına katkıda bulunabilir ve hormonal dengeyi bozabilir.
PEKİ ANDROPOZ’DA BESLENME NASIL OLMALIDIR?
Andropoz döneminde hormonal dengeyi korumak ve sağlığı desteklemek için sağlıklı beslenme önemlidir.
Bazı besinler, progesteron hormonunun seviyelerini artırabilir ve hormonal dengeyi destekleyebilir.
Gelin hep birlikte bakalım neymiş bu progesteron Hormonunu Artırıcı Besinler…
Baklagiller: Baklagiller, özellikle fasulye ve mercimek, progesteron üretimini artırıcı özelliklere sahip olan bitki östrojenleri içerir. Bu yiyecekler, hormonal dengenin korunmasına yardımcı olabilir.
Kabak Çekirdeği: Kabak çekirdekleri, progesteron üretimini teşvik eden çinko ve magnezyum gibi mineralleri içerir. Düzenli olarak kabak çekirdeği tüketmek hormonal dengeyi destekleyebilir.
Tam Tahıllar: Tam tahıllar, B vitamini grubu vitaminleri ve lif içerir. Bu besinler hormonal dengeyi düzenleyebilir ve enerji seviyelerini artırabilir.
Yapraklı Yeşillikler: Ispanak, pazı, lahana gibi yapraklı yeşillikler, folik asit ve diğer vitaminleri içerir. Bu yiyecekler hormonal dengeyi destekler ve cinsel sağlığı olumlu etkileyebilir.
Balık: Balık, omega-3 yağ asitleri içerir, bu da hormonal dengeyi korumada yardımcı olabilir. Ayrıca, balık tüketimi cinsel sağlığı destekler.
Sonuç olarak andropoz döneminde hormonal dengeyi korumak ve progesteron seviyelerini artırmak için dengeli bir beslenme önemlidir. Ayrıca, egzersiz, uyku düzeni ve stres yönetimi gibi yaşam tarzı faktörleri de hormonal dengeyi etkileyebilir. Herhangi bir hormonal değişiklik veya sağlık sorunu ile karşılaşan erkekler, mutlaka hekimleri ile görüşmeli ve alanında uzman bir beslenme uzmanından koruyucu ve önleyici sağlık hizmetleri ile nutrigenetik destek almalıdır.
Ben Uzman Diyetisyen Esra Şahin herkese sağlıklı bir hafta diliyorum.
Sağlıcakla hoşçakalın.