Salgından korunmak için nasıl beslenmeli?

Salgınların farkı, bağışıklık sistemi ile ilişkileri̇

İnsanoğlunun oluşumundan itibaren birçok istenmedik, ani, ailenizden derinden gelen olaylarla karşı karşıya geldi. Bu olayların neler olduğuna bakılırsa deprem, sel gibi doğal olaylar; savaşlar, kazalar gibi insani olayların gerçekleştiği durumlar görülür. Bu olağanüstü olaylar arasında bozulmaların yaşandığı da yer almaktadır.

Bulaşıcı hastalıklar

Bulaşıcı hastalıklar insandan insana; hayvandan insana; topraktan, sudan, havadan insana geçişi olan hastalıklardır. Çevremizde gözle görülemeyen küçük canlılar (mikroorganizmalar) vardır. Bunlardan mikroplar, yani mantar, virüs, bakteri, prion, DNA parçaları gibi bazıları vücuda saldırarak bulaşıcı hastalıkların oluşmasına sebep olurlar.

Bağışıklık sistemi zayıf kaldığı zaman daha çabuk ya da çok hasta olunur. Örneğin verem hastalığının iyi beslenemeyen kişilerde ortaya çıkmasının sebebi budur. İyi beslenmeyen birinin bağışıklık sistemi zayıf kaldığı için mikroplar savunma sistemini rahatlıkla geçer.

Başlıca bulaşıcı hastalıklar nelerdir?

Üst solunum yolu enfeksiyonları (influenza, covid), bel soğukluğu, bruselloz, çiçek, difteri, dizanteri (amipli veya basilli), grip, kızıl, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, kolera, menenjit, sıtma, suçiçeği, tetanos, tifo, tifüs, tüberküloz, viral hepatitler.

Bulaşıcı hastalıklardan korunmak için ne yapmalıyız?

Vücut mukavemeti korunmalı, bunun için dengeli ve sağlıklı yeme içmeye dikkat edilmeli ve düzenli bir hayat tarzı sürdürülmelidir. Ayrıca doğal bağışıklık sistemi, gerekli aşıları yaptırarak koruyup güçlendirmelidir.

Bulaşıcı hastalık salgını olan yerlere mecburen gitmek gerekiyorsa, alınacak tedbirler ve yapılacak aşılar konusunda doktora danışılmalıdır. Temizlenmemiş kirli yiyecekler yenmemeli, vücut temizliğine gereken dikkat gösterilmelidir.

Mikrobun vücuda giriş yerleri nerelerdir?

Genellikle vücudun dışa açılan boşluklarıdır: Kulak, burun, boğaz, ağız boşluğu, cildin yaralanmış herhangi bir yeri.

Mikropların saldırdığı bölgeye ve türüne göre değişmekle birlikte bulaşıcı hastalıkların ortak belirtileri arasında çoğunlukla ateş, hâlsizlik, iştahsızlık, baş ağrısı, genel vücut ağrıları, bazı hastalıklarda (kızıl, kızamık, su çiçeği vb.) döküntüler, bazı hastalıklarda ishal, titreme bir mikrop örneğin bademciklere ya da yutağa yerleşmişse önce orada mevzi kazanır.

Vücudun savunma hücrelerini geçerse soluk borusuna, hatta akciğerlere kadar ilerleyebilir. Bu durumda vücudun reaksiyonu da değişir. Eğer vücut enfeksiyonu sınırlandıramazsa enfeksiyon artık daha sistemik hasarlara yol açabilir.

Salgın hastalıkların nasıl önüne geçebiliriz?

Salgın hastalıkların önüne geçmek için bazı önlemler alabiliriz. Hijyen kurallarına dikkat etmek ve düzenli beslenmek önemlidir. Sık sık ellerimizi yıkamak, yüzümüze dokunmamak ve temizlik önlemlerini uygulamak bulaşma riskini azaltır.

Ayrıca maske takmak, sosyal mesafeyi korumak ve kalabalık ortamlardan kaçınmak da salgın hastalıkların yayılmasını engellemeye yardımcı olur. Sağlık otoritelerinin yönergelerini takip etmek de önemlidir. Hep birlikte bu önlemleri alarak salgın hastalıkların yayılmasını kontrol altına alabiliriz.

Salgın hastalıklarından korunmak için tıbbi beslenme tedavisi:

Beslenme insanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak yaşaması için gerekli olan besin ögelerini yeterli miktarda alıp vücutta kullanabilmesidir.

Neyi, Ne Kadar Yemeli?

Vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için enerji ve besin öğelerine ihtiyaç vardır. Enerji ve besin öğelerinin yeterli miktarda alınmasına ve vücutta uygun şekilde kullanılmasına “yeterli ve dengeli beslenme” denir. Yeterli ve dengeli beslenme için dört temel besin grubunda yer alan besinler her gün yeterli miktarda tüketilmelidir.

Toplumumuzda salgın hastalıklardan korunmak için antiinflamatuvar diyet önerilmektedir. Anti-inflamatuar diyet, vücut sağlığını en iyi derecede tutmayla ilgili bilimsel bilgiye dayanarak, gıdaları seçme ve hazırlama yoludur. İnflasmayonu (iltihap) etkilemesinin yanı sıra, bu diyet vücuda enerji, vitamin, mineral, yağ asitleri ve koruyucu bitkisel besinleri sağlar.

 Anti-inflamatuar diyette nasıl beslenmeli?

Genel olarak anti-inflamatuar diyetin önerileri:

  • Bol bol meyve ve sebze yiyin,
  • Donmuş ve trans yağı en aza indirin,
  • Balık, balık yağı takviyeleri ve ceviz gibi iyi omega-3 yağ asidi kaynakları tüketin,
  • Makarna ve pirinç gibi karbonhidrat tüketimine dikkat edin,
  • Kahverengi pirinç ve bulgur gibi tam tahıllı gıdalar tüketin,
  • Tavuk gibi yağsız protein kaynakları yiyin; kırmızı eti ve tam yağlı süt ürünlerini tüketmeyi bırakın,
  • Rafine ve işlenmiş gıdalardan uzak durun,
  • Baharat kullanın; zencefil, köri ve diğer baharatların anti-inflamatuar etkisi vardır.
Esra Şahin

 

 

Paylaş

Son Yazılanlar

Lavanta ve altın otu dünyası

Küçüklüğümden hep hatırlarım. Açtığım her dolap çekmecesinde lavanta kokusu sarardı beni. Gardıropta, elbiselerin arasında, el işlemeli keselerin içinde, yatak çarşaflarının arasında, yastıklarda, bembeyaz keten masa

Dünya Ekonomisi Büyüyemiyor

Borsa İstanbul haftaya düşüş ile başladı. 10 bin 200 seviyesi altında seyrini sürdürüyor, yatırımcı ise tercihini mevduattan yana kullanmaya devam ediyor. Ons altın 2685 dolar

Ana Arı Kraliçenin Gıdası Arı Sütü

ANAERKİL KOVANLARDA DÜNYA VARLIĞINA VE İYİLİĞİNE ÇALIŞAN ARILAR Uzun ömür ve doğurganlığın sırrı arı sütü nedir ? Arı sütü, genç işçi arılar tarafından üretilen beyaz,

Kavanozlarda sakladığım yaz lezzetleri

Eylül ayına geldik ve yavaş yavaş yaza veda ediyoruz. Sonbahar hafifçe esen rüzgârlarıyla, arada sırada çişeleyen yağmuruyla kendini belli etmeye başladı. Mevsimlerden en sevdiğim sonbahar

Narsisizm Hakkında Sık Tekrarlanan 10 Yanlış

1. Narsisistiklerin özgüvenleri fazladır. Narsisizmin temelinde özgüven eksikliği vardır. Dışarıdan bakınca özgüvenli gibi görünen tutum ve davranışlar, özgüven eksikliğine karşı geliştirilmiş defansif işlemlerdir. Övünme, böbürlenme

Lezzetin sessiz bekçileri

Türk gastronomi dünyasında esnaf lokantaları, sadece bir yemek kültüründen öte toplumsal belleğimizin önemli bir parçasını oluşturur. Bu lokantalar, şehir yaşamının ve çalışma hayatının hızlı temposunda,