Tencerede beton kaynıyor!

Beşiktaş Kent Konseyi 5 Haziran Çevre Günü dolayısıyla bir etkinlik düzenledi. Etkinlikte Türkiye’deki betonlaşmanın alarm verdiği ve artık bunun önüne geçilmesi gerektiği vurgulandı. Kent Konseyi yetkilileri yaptıkları açıklamada, önümüzde duran facianın boyutlarını anlattı.  

Üç tarafı betonla kaplı bir yarımada

Bir beton denizinde, betona gömülmüş olarak yaşıyoruz. Doğamızın, hayatımızın, hayallerimizin, geleceğimizin üzerine beton dökülmüş, korkunç bir geleceği hareketsiz bekler haldeyiz. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü; maalesef böyle bir haldeyken kutluyoruz! Beton üzerine kurulu kalkınmanın faturasını bugün gökyüzünü göremeyen, ağaçsız, karanlık ve nefes alamayan şehirlerde ödüyoruz. Milyarlarca doları gömdüğümüz inşaatlar sebebiyle, ekonomik krizin ötesinde bir buhran yaşıyoruz.

Oksijensiz kalıyoruz

Benzersiz bir içdeniz olan Marmara’nın kıyılarını betona boğuyor, göz göre göre oksijensiz bırakıyoruz. Marmara Denizi ölümle pençeleşiyor, denizde yaşayan canlılar boğuluyor. Sonra da müsilaj  afetiyle karşı karşıya kalınca, şaşırıyoruz! Kuzey ormanlarını katledip, orman alanlarını beton ormanlarına dönüştürüyor, gereksiz altyapı yatırımları ve kamu-özel işbirliği (KÖİ) projeleriyle otoyollar, viyadükler, AVM’lerle ormanları betona boğuyoruz. Bu da yetmiyor, yarım asırlık milyarlarca dolar bedelli ödeme garantileriyle ülke ekonomisinin geleceğini de betona gömüyoruz.

Irmaklar kuruyor

Karadeniz’in derelerini, zaten cılız akan ırmaklarımızı, göllerimizi kurutmak için elimizden geleni ardına koymuyoruz. Adım başı HES’ler, tarım sulama kanallarıyla tatlı sularımızın ölüm fermanını imzalıyoruz. Elektrik üretelim derken ırmakları kurutuyor, yanlış sulama teknikleriyle tarım alanlarını verimsiz kılıyoruz. Betonun karın doyurmadığını bugün çarşı-pazardaki fiyat etiketleriyle acı bir şekilde deneyimliyoruz. Tarım reformuna harcanması gereken kaynaklar betona gömüldüğü için, mevsiminde domatesi 20 TL’ye yemek zorunda kalıyoruz. Kıtlık kapımızda, biz hala inşaat temelleri atıyoruz! Betonlaşmaya ve çevre katliamına engel olmak isteyen yurtsever vatandaşları, milyarlarca liralık yatırımlar yaparak betondan devasa ‘adliye sarayları’nda yargılayıp, yine betondan devasa hapishanelere kapatıyoruz. Şimdi; 5 Haziran Çevre Günü’nde geleceğimize gölgesi düşen devasa çirkin bir duvar var karşımıza dikilmiş… Ha çöktü ha çökecek üzerimize… Ya aklımızı kullanacak ve bu betondan hayatı değiştireceğiz ya da hep birlikte bu beton duvarın altında kalacağız. Tenceremizde beton kaynatıp, beton yiyemeyeceğimize göre, artık kutlama zamanı değil, uyanma zamanıdır! 5 Haziran Çevre Günü, bir milletin uyanış günü olsun!
Süleyman Karan
 

Videoları oynatmak için lütfen üzerine tıklayınız...

Paylaş

Son Yazılanlar

Hoşçakalın gittim ben…

Siz bu satırları okuyorsanız artık aranızdan ayrılmışım demektir. Ne çok konuştu o gece bizimki benimle. Aylardır ilk defa hıçkırarak ağladı. Yapabilecek bir şey kalmamıştı çünkü.

Bir Öğünle Dünyayı Değiştir!

Son yıllarda mutfaklarımıza ve sohbetlerimize giderek daha fazla dâhil olan “bitkisel mutfak”, aslında çok daha geniş ve derin bir olgunun sadece bir yüzü. Vegan yaşam

Bana bir yaşam öyküsü gerek

Bazı dağlar vardır, ne bir ot biter üzerlerinde ne bir ağaç tutunur. Bir ayak izi, kanat gölgesi düşmez yamaçlarına. Hayattan bir iz bulunmaz; ibadet, yakarış,

Sahte Sofralarda Gerçekle Yüzleşmek!

Son yıllarda market raflarına baktığınızda, gerçek ile sahte arasındaki sınırın giderek belirsizleştiğini gözlemlemek mümkün. Bu durum, yalnızca ekonomik bir hile değil, aynı zamanda kültürel ve

Artsın Eksilmesin, Taşsın Dökülmesin!

Türk mutfağı, yüzyıllardır sürdürülebilirlik ve israf karşıtı yaklaşımıyla örnek olmuş bir mutfaktır. Geleneksel yemeklerimizin özüne bakıldığında, her malzemenin bir şekilde değerlendirildiğini ve mutfakta israfın en

Ne güzeldi o eski bayramlar

Şeker bayramını kutladığımız bu günlerde Paskalya bayramının da yaklaştığını görüyoruz. Çocukluğumdan beri kendimi çok şanslı olarak düşünürdüm. Çünkü örf ve adetleri seven bir ailede doğdum.