Gedik Eğitim Vakfı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için hazırladığı kitapta mühendisinden fabrika işçisine, profesöründen öğrencisine çalışan, emek veren, bugünün ve yarının inşasına katkı sunan 50 kadının işte fotoğraflarına ve hikayelerine yer veriyor.
Tecrübeli foto muhabiri Çağrı Kılıççı’nın objektifinden, ekonomi gazetecisi Hande Demirel’in kaleminden çıkan çalışmada, kadının emeğinin değerine; sosyal iktisadi ve toplumsal önemine işaret ediliyor. Hande Demirel ile kitabı konuştuk…
Gedik Eğitim Vakfı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için hazırladığı kitapta yer alması için seçtiği kadınları nasıl belirledi?
Gedik Grubu şirketleri içerisinde çok farklı alanlarda görev yapan farklı sosyo kültürel alanlardan farklı eğitim seviyelerinden yüzlerce kadın var. GEV bu kitabı hazırlarken temsili 50 kadın seçti. Fabrika işçisi, mühendis, akademisyen, öğrenci her kesimden olmasına özen gösterildi. Söylediğimiz gibi projede yer alan 50 kadın sembolik. Bu kadınlar çalışan emek veren tüm kadınları temsil ediyor.
Kadınların organizasyon becerisi yüksek
Bildiğimiz kadarıyla Gedik Holding bünyesinde çok fazla kadın istihdam ediyor. Kadınların iş dünyasında; en alttan tepe yönetimlere kadar verimi erkeklerden farklı mı?
Bunu söylemek bize düşer mi bilmiyorum ama araştırmalar bunu teyit ediyor. Kadınlar her ne kadar iş hayatında ve sosyal yaşamda erkeklerin gerisinde kalsalar da, eşitliği yakalayabilmiş olanların daha başarılı oldukları görülüyor. Kadınlar organizasyon becerileri, çok yönlü düşünebilme kabiliyetleri ile öne çıkıyor. Hele ki eğitim ve sorumluluk alma imkanı bulduklarında çok çok hızlı ilerliyorlar. Üstelik aileyi çekip çevirmek, çocukları doğurmak yetiştirmek gibi görevleri de üstlenmelerine rağmen. Bilhassa karar verici pozisyonlarda kadının olduğu toplumlarda şirketlerde refahın başarının daha yüksek olduğu görülmekte.
Kadın olmanın iş dünyasına getirdiği önemli ayrımlar, katkılar neler?
İş dünyasında kadın olmak zor. Aslına bakarsanız toplumda kadın olmak zor. 21. Yüzyılda dünyanın her yerinde zor. Kadın ile erkek eşit değil. İş dünyasında kadın maça 1-0 geride başlıyor. Kadın annedir, kadın evdedir inancı o kadar yayın ki. Pek çok yerde hala kadınların yüksek eğitim görmeleri bile tuhaf karşılanıyor. Ya da kadına göre olmayan işler var deniyor. Örneğin Gedik Grubu’ndan örnek vereyim. Sanayi şirketleri var. Döküm gibi ağır sanayi faaliyet kolları var. Buralarda kadınlar bugün erkeklerle birlikte çalışıyorlar ama sayıları az. Geçmişte daha da azmış. Şimdi kadınlar kendilerini ispat ettikçe yani bu işi ben de yaparım dedikçe destek görüyorlar. Hala daha fazlasına ihtiyaç var. Pozitif taraftan baktığımızda ise kadınlar hem becerikli oldukları hem kendilerini ispat etmek için mecburen hırslı olmak zorunda kaldıklarından başarılı oluyorlar. Kadın isterse yapıyor. Diğer yandan elbette hala eşitlik sağlanmadığı için pozitif ayrımcılık da görüyorlar. Bugün daha çok bir erkeğin yaptığına alışageldiğimiz bir işte bir kadın başarılı olduğunda belki de erkekten daha fazla alkışlanıyor. Bunda sorun yok. Böyle olmalı.
Kadının erkek egemen sektörde gösterdiği başarı ve yetkinlik için neler söyleyebilirsiniz?
Alkışı hak ediyor. Çünkü hiç kolay iş değil. Bugün hala yönetim katında kadınlar tuvaleti olmayan şirketler var. Herhalde daha fazlasını söylemeye gerek yok.
Siz kitabı hazırlarken, görüştüğünüz kadınların sizde bıraktığı izlenim ne oldu?
Her kadının hikayesi başka. Kimisi eğitim imkanı bulmuş ilerlemiş kimisi bulamamış yapabildiğini yapıyor. Kimisi maddi zorluklardan ötürü çalışıyor. Kimisinin büyük idealleri var. Ancak sanırım hepsinin ortak noktası kendi ayaklarının üzerinde durabildikleri için mutlu olmaları. Daha düşük eğitim ve gelir grubundan kadınlar “erkek eline bakmadıklarından” memnunlar, eğitimli olanlar erkekler kadar başarılı olduklarından. Ve gördük ki işin kadını erkeği yok. İmkan bulunursa kadının yapamayacağı iş yok.
Kadınlar ne zaman ne isterse o
Bir kadın öncelikle evinde kadın, çocuklarının annesi ve sonra iş yerinde çalışan olarak ne gibi zorluklar yaşıyor ve bu kadınlara iş dünyasının getirisi ne?
Aslında yanlış. Bir kadın öncelikli o bu şu değil. Öncelikleri toplum, kadınlar için belirliyor maalesef. Kadın ne zaman ne isterse o. Evinde önceliği eşi çocuğu, işinde önceliği işi, sosyal yaşamında önceliği arkadaşları. Kadının erkeğe göre çok daha fazla kimliği var sadece ve bu kimlikleri istediği zaman istediği şekilde ön plana çıkarabilir. Kadının çok kimlikli oluşunu bir dezavantaj değil avantaj olarak görmek lazım. Akıllı kadınlar bunu biliyor.
Erkekler kadınlara göre yüzde 30 fazla kazanıyor
Günümüzde hala kadınların erkeklerin gerisinde para kazanmaları konusunda bu kadınların düşünceleri ve istekleri neler?
Yapılan tüm araştırmalar, yayınlanan resmi istatistikler kadınların erkeklerden daha az kazandıklarını gösteriyor. Örneğin Türkiye’de erkekler bugün kadınlara göre yüzde 30 daha fazla kazanıyor. Bazı mesleklerde bazı iş kollarında bu oran artıp azalabiliyor ama hiçbir yerde eşitlik yok. Elbette kadınlar bu durumdan rahatsız ancak iş sesini yükseltmeye geldiğinde zaten pek çok zorluğu aşıp iş güç sahibi olduklarından geri duruyorlar. Sıra oraya gelememiş durumda henüz.
Hülya Gedik bu kitabı 8 Mart’ta kadınlara sunarken sanayide kadınların varlığı konusunda neler düşünüyor, gelecekte onları nerede görmek istiyor?
Kendi sözleriyle yanıtlayalım: “Türkiye’de çalışan kadınların sayılarının artması ile aile ekonomisine katkı yapmaları ve dolayısıyla ülke ekonomisine katma değer sağlamaları ile Türkiye’de kadının emeği var diyebilecek bir noktaya ulaşmalıyız.”http://www.radyogedik.com.tr http://www.gedik.com.tr
Füsun SAKA