Disney Plus bünyesinde altı bölümlük bir dizi halinde yayınlanması planlanan Atatürk, 29 Ekim’de ilk kez seyirciyle buluştu. Mehmet Ada Öztekin’in yönetmenliğini üstlendiği filmde Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamı iki farklı filmde gösteriliyor.
Aras Bulut İynemli’nin Atatürk’ü canlandırdığı film, kamuoyu tarafından öncelikle heyecanla karşılansa da Disney Plus’un kararı filme yönelik önyargıları artırmıştı. Ancak 29 Ekim’de televizyonda gerçekleşen ilk gösterim hem kurgusu hem de karakter yaratımıyla ince düşünülmüş bir film olduğu gerçeğini sunuyor izleyiciye.
Sanat, toplum için mi yoksa sanat için mi sorusu klişeleşmiş bir tartışma olsa da günümüzde üçüncü bir şık da mevcut. Sanatın siyaset ile ilişkisi artık doğrudan sanat eserinin akıbetini etkiliyor. Sanat eseri bir siyasi fikrin propaganda ürünü olmasının yanında siyasi iktidarın veya grubun eleştirinin ötesine giden boyutta sansürü ile karşılaşabiliyor.
Özellikle bu son cümle aklınıza Türkiye’yi getirmiş olsa da dünyada da bunun örnekleri görülüyor. Küresel çapta görülen en yakın örnek ise Disney Plus’un 6 bölüm halinde yayınlamayı planladığı Atatürk dizisi. Türkiye’de de büyük heyecan uyandıran bu proje yayınlanmasına az bir süre kala, üstelik Cumhuriyet’in 100. yılında Ermeni lobisinin Disney’e baskıları sonucu rafa kaldırıldı.
Sonrasında Disney Plus dizinin iki bölüm haline bir film haline getirildiğini ve sinemalarda gösterileceğini duyurdu. Bu iki karar arasındaki zamanda birçok eleştiri geldi, hem Atatürk’ü canlandıran Aras Bulut İynemli’ye hem de Disney Plus tanıtımlarında yer alan ünlülere.
Bu konuda İynemli, alınan kararın projenin önüne geçmemesi gerektiğini söylediği zaman çoğu kişi için “yumuşak” bir cevap olarak gelse de kulağa haklıymış ünlü oyuncu. Cidden filmin hayata geçirilmesi için ortaya konulan çaba ve emek, Disney Plus’un aldığı yanlış kararın çok çok ötesindeymiş.
29 Ekim’de Fox TV’de yayınlanan özel televizyon versiyonu ise uzun zamandır televizyon ile ilgisi olmayan beni oldukça heyecanlandırdı. İynemli’nin Atatürk rolünü içtenlikle kotarmasının yanında gösterilen Atatürk figürü de alışılagelen lider ve komutan Atatürk değil.
Henüz Harbiye’den yeni mezun olmuş mesleğinin başından itibaren parlak bir profil çizse de kendisi dahil bütün bir devleti yöneten köhnemiş zihniyetin baskısındaki genç bir asker. Tek nefes kaynağı ise hürriyet uman genç meslektaşları. Özellikle arkadaşlarıyla sohbetlerinde Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyet döneminde arkadaşlarına, bilim insanlarına ve sanatçılara yer verdiği sofralardan izler görüyoruz.
Fakat yine belirtmek gerekir ki filmde henüz lider ve komutan değil, hedefi hürriyet olan başarılı ve genç bir asker izliyoruz. Bundan dolayı arkadaşları tarafından bazen sözlerine gülüp geçiliyor, bazen hayretle karşılanıyor fikirleri. Tam da burada insan ve arkadaş Mustafa Kemal’i görüyoruz. Kendini geliştirmiş, arkadaş grubunda lider ama henüz mesleğinde kendisini gösterebilmek için gerekli makamlara ulaşması engellenmiş. Burada fragmanlarda görmediğimiz bir karakter olarak Enver Paşa’yı da izliyoruz.
Sarp Akkaya’nın canlandırdığı Enver Paşa, gerçekten de Şevket Süreyya Aydemir’in Enver Paşa’nın yaşamını anlattığı üç ciltlik eserdeki karaktere oldukça uyumlu. Enver Paşa’nın Mustafa Kemal’i hem siyasi hem de askeri bir rakip olarak görmesinin sonuçlarını da yakından izlediğimiz gibi o yılların imparatorluk manzarasını da yakından izliyoruz.
Beylik ünvanını paşalık ile taçlandıran Enver’in yanında imparatorluğun ücra noktalarında askerlik mesleğini, aykırı bulunan fikirlerinden dolayı sürgün olduğunu bilse de en iyi şekilde icra eden Mustafa Kemal. Bununla birlikte her ikisi de ülkeyi kurtarma düşüncesi içinde olsa da yollar farklıdır ve tarih hangi yolun başarılı olduğunu göstermeden önceki süreci izliyoruz Atatürk filminde.
Atilla İlhan’ın Aynanın İçindekiler serisinde Gazi Mustafa Kemal’in konuşmaları hep Rumeli ağzı ile yansıtılır yazar tarafından. Özellikle arkadaşları ve ailenin yanında hele kızdırıldığında Rumeli ağzıyla konuşur Mustafa Kemal. Bu ayrıntıyı da görüyoruz filmde. Dil konusunda İynemli sadece Rumeli ağzını değil, Atatürk’ün bildiği ve öğrendiği dillere de proje öncesinde çalışmış. Bu şekilde Mustafa Kemal’in hem arkadaş hem abi hem de oğul yönlerini görebiliyoruz.
Yıllar önce Can Dündar Mustafa belgeselinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün insan yönünü gösterme iddiası ile “yalnızlık ve unutulma korkusu yaşayan despot bir lider” profili çizmişti. Atatürk filminde ise idealleri olmasına rağmen şartlar ve sistem uygun olmadığı için henüz planlarını gerçekleştiremeyen bir genç askeri izliyoruz.
Kadınlarla ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerinin yanında Şam’da ve Çanakkale’deki parlak zaferleri ile. Elbette kostümden seçilen mekanlara, çekim öncesinde girişilen tüm hazırlıklar, oyuncuların samimi çabasını da göz önünde tutarsak 3 Kasım’da vizyona girecek Atatürk filmi kesinlikle izlenmeye değer bir film olarak karşımıza çıkıyor. Disney Plus’ın skandal ve yanlış kararının film izlenirken akıllara getirilmemesini söylemiyorum bile.