Dokuz dalda Oscar adayı olup hiçbirini kazanamayan ama benim çok beğendiğim, The Banshees of Inisherin bir ayrılık hikayesi.. ya da kuantum dolanıklık ilkesi…
Biraz açalım: Bir taraf kafasında bitirmiştir, diğer taraf başka bir kafadadır. Bitiren, neden bitirdiğini anlatmaz. Bitirilen, durumu kabul etmez. İncinen, anlayamadığı için ağlamaz ama ağlamamak için anlamaya çalışır..
1920’lerde İrlanda’nın küçük bir adasında Colm ve Padraic isimli dostların hikayesi böyle ilerler.. Colm, monotonluktan sıkılır yeni bir sayfa açmak ister. “Sen sıkıcısın” diyerek Padraic’i öteler, ama ada küçüktür.
İki dostun, bakışlarını kaçıramayacağı kadar küçük. Padraic ayrılığı, dostluğun bitişini kabullenmez. Colm el artırır, elini feda etme pahasına… Ama Padraic anlamaz,
bir neden arar. Etrafına “ben sıkıcı mıyım?” diye sorar.
İngiliz tiyatrosundaki “In- yer face” akımının öncülerinden Martin McDonagh, “In Bruges”(2008)’taki favori ikilisi
Brendan Gleeson ve Colin Farrell’ı buluşturduğu yeni filminde; bu tiyatro akımının gerektirdiği biçimde, “herkesin kabullendiği şey”e savaş açar.
İyilik ve sıkıcı olmak arasındaki ilişki
Dostluk, sevgi, aşk ya da herhangi bir bağlılık, karşı tarafa nedeni anlatılmadan bitirildiğinde “bedel ödemelisin” der.
Enerji farkı doğar. Oysa enerji korunmalıdır.. Colm filmde bu bedeli ödese de filmin duygusu orada bitmez. çünkü Padraic,
-öyle olduğu halde- sıkıcı biri olmadığına inanır. Bu dünyada “iyi bir insan” olmakla övünen sıradan bu köylü, iyi biri olmaktan vazgeçer. kötülük yapar. En azından artık sıkıcı değildir.. Colm, kendi hayatını değiştirirken onu seven dostunun hayatını da değiştirmiştir.

Kuantum demiştik.. Aynı frekanstaki iki parçacığın birbirlerinden uzaklaştıklarında bile birbirini etkilemesine kuantum dolanıklık denir. Bir taraf pozitife döndüğünde “eş”ini negatifleştirir. Bu bir muammadır.. Ama bu gizem, küçük bir İrlanda adasında çözülemeyecek kadar büyüktür.
Son bir not: Yeni bir “In Bruge” bekleyenlere uyarı: Yılın en dokunaklı, en sembolik filmlerinden “The Banshees of Inisherin”i
şöyle tarif etmek lazım.. Eğer tadı keskin şaraplardan hoşlanıyorsanız bu film size göre değil. Dilinizin bu tadı alabilmesi için
geçmişte çok fazla keskin şarap içmiş olmanız lazım…
Orkan Şancı