Sinemadaki arkası dönük adamlar?

Kameraya arkası dönük.. Dolayısıyla seyirciye de.. Sempati beklemiyor, empati yapmanıza da ihtiyacı yok..

çünkü önemsemiyor.. bildiğini okuyacak, belli..

Peki kim bu adam?

Yönetmenler, önemli bir karakteri anlatmaya başlarken neden bazen bu yöntemi tercih ediyor? Kimi filmde ilk göründüğünde kimiyse ilerleyen bölümlerde dönüşerek karşımıza çıkan bu “arkası dönükler” kim?

Bunu anlatmak için iki farklı “Joker” ve “Hızlı ve Öfkeli” serisinin “Dominic Toretto”sunu seçtim..

Soldaki fotoğrafta, elinde maske ile gündüz saatlerinde soyguna başlamak üzere olan bir adam görürüz. Heath Ledger’ın oynadığı Joker ile böyle tanışır seyirci (Dark Knight 2008).

Yaralı ve makyajlı suratını sonradan seyirci bol bol görecektir ama ilk tanışmamız bu sahnedir. Neden? Birkaç ipucu bıraktık aslında ama önce bir örnek daha görelim..

Foto-2’de kendisine ait işyerinin arka tarafında, sırtı seyirciye dönük, oturmuş yemek yiyen bir adam. Serinin ilk filmi 2001 yapımı “Hızlı ve Öfkeli”de Vin Diesel’ın oynadığı Dominic ile tanışır

seyirci..

Neden sırtı dönük?

Çünkü o bir antikahramandır. Seyircinin özdeşleşebileceği bir kahraman olmak istemez. Başta dedik ya, yapacakları bellidir, o alanını baştan belirlemiştir!

Peki Ledger’ın Joker’i? Evet filmin kötü adamlığına soyunur, antikahraman değildir ama o da ilk sahneden itibaren “güçlü”dür!

İki karakter de seyircinin zihnindeki yolculuğuna arkası dönük başlamıştır. Bu anlatım tercihi, karakterin güçlü, baskın, tehlikeli veya kısaca alfa olduğunu seyirciye en başından hissettirir.

Peki ya diğer Joker niye böyle başlamamıştır? Eğer sarsıcı “dönüşüm” yaklaşmaktaysa yönetmen karakterin sırtını dönmesini öteler..

Joaquin Phoenix’in muazzam oynadığı Joker’i sırt kemikleri eşliğinde görürüz. Bu ve o ünlü dans sahnesinden önce filmde Joker yoktur. Doğuştan akli dengesizliği bulunan, annesiyle yaşayan, herkesin itip kaktığı Arthur Fleck vardır.

Ne zaman ki o an gelir, içindeki öfkeyi kusmaya başlar, o zaman kozasından çıkan bir böcek gibi devcileyin görür kendini. Dönüşüm başlamıştır. Arthur’un artık kameraya/seyirciye kendisini beğendirmeye ihtiyacı yoktur. O kendi içindekiyle barışır ve sırtını döner..

Orkan Şancı

 

Paylaş

Son Yazılanlar

Değişen İklimle Değişen Tatlar

Geçtiğimiz günlerde ülkemizde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyrederek son 110 yılın sıcaklık rekorunu kırdı. Bu olağan dışı hava koşulları, ülkemiz tarımı, hayvancılığı ve gastronomisinin

Sessizliğin görünmez dikişleri…

Çok katlı binaların bitmeyen tekrarlarının tenezzülü dahilinde gösterilen yollar ve boş bırakılan alanlarda yaşıyormuş gibi yapan insanlar, benzerlerinin benzersizliğini görmenin bıkkınlığı ile bir dirhem değişme

Otellerde Ramazan Sofraları

Ramazan ayının, İstanbul’un tarihî ve kültürel dokusu içinde bambaşka bir anlamı var. Şehrin dört bir yanında kurulan sofralar, aileleri, dostları bir araya getiriyor. Son yıllarda

İklim modelleri olanları açıklayamıyor

Bugün artık kafe ve bar muhabbetlerinde bile hemen herkesin ahkâm kestiği meselelerden biri haline geldi ‘iklim krizi’, eski adıyla ‘küresel ısınma’… Her kafadan bir ses

Geleneklerin ve sadeliğin mutfaktaki gücü

Mutfak, her toplumun kültürel hafızasını taşıyan bir alan. Gelenekler, alışkanlıklar, damak tatları burada şekilleniyor ve nesilden nesile aktarılıyor. Ancak, mutfaktaki muhafazakârlık, çoğu zaman durağan bir

Borsa İstanbul Psikolojik Eşiği Geçti

Borsa İstanbul yüzde 8.78 yükselişle ile 10507 puandan kapandı. Borsa 10200 teknik ve psikolojik eşik haline gelen seviyelerinin üzerine tırmandı. Ons altın ise 2900 seviyesi

Kışı geride bırakırken Portekiz yolculuğu

Bugünkü günlüğümün konusu, kış mevsimini geride bırakırken yaptığım bir Portekiz yolculuğu… İstanbul’da bir kış mevsimi daha yavaş yavaş geride kalıyor. Bazen güneşli, bazen bulutlu, bazen