Deniz kıyısında bir aile oteli Villa Kore

Çoğumuz tatil planlarını tamamladı, bavullarını hazırladı bile. Kimimiz kendi yazlığında dinlenme planları yaparken, kimilerimiz büyük otellerde odalarını ayırtıyor bugünlerde. Butik oteller de değişik tatil konseptleri arasında öne çıkan, dikkat çeken seçeneklerden. Uzun yıllardır butik otel işleten Ayşen Ertenü ile sahibi olduğu butik otel “Villa Kore” üzerinden, bu konseptin keyifli yanlarını ve zorluklarını konuştuk.

Öncelikle otelinizin isminden başlayalım, neden Villa Kore?

Aslında Villa Kore, 70’li yılların başından itibaren bizim evimizdi. Babamla dayım ortak iş yapardı. Tütün tüccarıydılar. Türkiye’de fahri konsolosluklar açılmaya başlayınca dayım Güney Kore Fahri Konsolosu oldu. Bunun üzerine babama, tütünleri Güney Kore’ye ihraç etme fikrinden bahsetti. Babam da kabul etti.

Böylece kazandıkları ilk parayla şu anda üzerinde otelin bulunduğu arsayı aldılar ve 1975’te ilk binayı yaptılar. Eve ilk girdiğimizde kapının kenarına tahtaya oymayla Villa Kore yazdıklarını gördük ve bunun ne olduğunu sorduk. Bize evin adını Villa Kore koyduklarını çünkü bu ismin onların uğuru olduğunu söylediler. Ben genç kızken bu ismi çok saçma bulmuştum ama o zaman hiç bilmiyordum otele isim olacağını.

2015’te otele dönüştürdük

İlk başta bir ev olan Villa Kore, nasıl otele dönüştü?

Seneler geçti, ev birkaç değişime uğradı ve artık evin içinde yalnızlaşmaya başladık.  Bunun üzerine oturduk, düşündük ve burayı bir işletmeye çevirelim dedik çünkü deniz kenarında bir binaya bakmak oldukça zor.  Böylelikle bakımı yapılan bina aynı zamanda bize, çocuklarla bir gelir kapısı olur, diye düşündük. Arka bahçedeki zeytin ağaçlarını Alaçatı’ya taşıdık ve oraya ekstradan bir bina ekledik. İlk iki sene restoran olarak işlettim ama evlerin arasında kalmış olmamız bu işi zorlaştırdı. 2015’te de burayı bir otele dönüştürmeye karar verdik.

İşletmeciler olarak pandemi dönemi sizin için nasıl geçti?

Diğer butik oteller adına konuşmayayım, çünkü biz deniz kenarında olduğumuz için denize girebildik. Pandeminin başlamasından kısa bir süre sonra ise hafta sonu izinleri çıkmaya başladı. Sadece hafta sonuna mahsus olmakla beraber gelen misafirlere burada kaldıklarına dair belge veriyorduk. Biz yazlık bir otel olduğumuz için mayıs itibariyle izinler çıktığından bunu yapabildik ama daha sonra seyahat yasağı gelince yurtdışından gelen turistler artmaya başladı. Onun için biz pandeminin o ağır şartlarını yaşamadık.

Pandemide dezenfeksiyona çok önem verdik hala da sürdürüyoruz

Pandemi döneminde nasıl önlemler aldınız?

Ateş ölçme aletleri alındı, testler getirildi, odalar düzenli dezenfekte edildi, hava filtreleri takıldı, spa ve havuz kapatıldı yani alınması gereken bütün önlemler alındı.

Gelen misafirler sizi en çok neden tercih ediyorlar?

Bizi en çok denize çok yakın oluşumuzdan dolayı tercih ediyorlar. Hatta bize sosyal medya üzerinden en çok gelen soru da bu. Denize gerçekten bu kadar yakın olup olmadığımız, çünkü plajlara girişlerin fahiş fiyatlarda olması misafirleri rahatsız ediyor. Son dönemlerde de otelin çocuk alıp almadığını soruyorlar.

Gelmek isteyen misafirler için, otele çocuk kabul ediyor musunuz?

Biz bu işe ilk başlarken otelin +18 olmasına karar vermiştik fakat gelin görün ki her plan her zaman tutmuyor. Tanıtım için profesyonel kişilerle de anlaştık ama bizim canımız mı tez bilmiyorum, bize yavaş gidiyor gibi gelince oteli çocuk kabul eder şekilde değiştirdik. Elbette bizim isteğimiz de +18 bir otel olmak, +18 olmasa bile +12 diyebilirim ama bu dönem evet, kabul ediyoruz.

Otelinizi nasıl tanımlarsınız? Nasıl bir işletmesiniz?

Burası bir aile oteli. Dolayısıyla biz de içinde yaşıyoruz ve hemen hemen her yerinde gösteriyoruz kendimizi. Yeri geliyor memnuniyetsizliğe de cevap veriyoruz gün geliyor misafirimizle oturup bir şeyler de yiyoruz, yanımızda senelerdir birlikte çalıştığımız 3-4 kişi var. Ailemizden gibi yani.

Misafirlerimiz burada kendilerini evlerinde hissedebiliyorlar ve bir aksilik ya da problem yaşadıklarında onlara yaptığımız açıklamada samimi olduğumuza inanıyorlar. Biz ailecek çok geçimli bir aileyiz, annemle babam da öyleydi ve biz de onu devam ettiriyoruz. İnsan memnun etmek, misafir ağırlamak çok zor ama seviyoruz. En azından evimizin içindeyiz. Gitmedik buradan onu değerlendirdik. Ona göre de misafirlerimizi ağırlıyoruz.

Sezon ne kadar sürüyor peki?

Çok kısa maalesef, Temmuz’da yeni başlıyor en azından bizim için hemen Eylül 15’te başlar bomboş olmaya ki burada Ekim sonuna kadar denize girilir.

Defne Saka

 

Paylaş

Son Yazılanlar

Dijital içeriklerin gastronomiye etkisi

Gastronomi, bir yandan kadim geleneklere ve yerel tatlara dayanırken diğer yandan sürekli yeniliklerle şekillenen dinamik bir alan. Bu hızlı değişimin önemli bir ayağını, hiç şüphesiz

Gastronomide geleceği şekillendirmek

Turizm, gastronomi ve ağırlama sektörleri, hem ekonomik hem de toplumsal açıdan dünyada çok önemli bir yer tutuyor. Bu alanlar, hem yerel kültürlerin korunmasını hem de

Bu resimlerde herkesin duygusu saklı

Bilinçdışı renklerle konuşuyor. “Bazı organik meseleler” Ressam, oyuncu ve iç mimar Melis Babadağ, “bazı organik meseleler” isimli ilk kişisel resim sergisini The Art Capsule Gallery’de

Edebiyat ve popüler kültür

Popüler kültüre hapsolmuş en popüler davranışlardan biri nedir diye sorsanız, hiç düşünmeden popüler kültüre küfretmektir, derim. Sondaki lafı başta söyledim ama mevzunun özeti bu sevgili

Tarihin en eski rehberi olan genetik

Son dönemde ne kadar çok duyar olduk değil mi ? DNA artık kulağımıza eskisi kadar uzak gelmese gerek. Sahi uzak mıydı ki, bizler genetik parçacıklar

Emlak işletmeleri sosyal medyadan mahrum

2025 yılı emlak sektörü için yeni kararlarla başladı. ⁠1 Ocak 2025 tarihi itibarıyla, sadece kiralık taşınmaz ilanları için, “Yetki doğrulaması yapılmadan ilan verilemeyecek” şekilde karar

Gıdada gelecek için yol haritası

Aralık ayında yayımlanan ve Sodexo ile Harris Interactive iş birliğiyle gerçekleştirilen İkinci Uluslararası Sürdürülebilir Gıda Barometresi, 7 binden fazla kişinin katılımıyla sürdürülebilir gıda sistemine geçişin