Dünya, Covid-19’dan yavaş yavaş kurtuluyor gibi görünüyor. Belki de Türkiye’de vakaların azaldığı haberlerini okuyor olmamız bu sanrıyı yaratıyor olabilir ama konumuz halen covid olanların sayısı değil, aksine covid geçirenlerin üzerinde kalan etkiler. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Doktor Özlem Esen ile kalp hastalıkları ve Covid-19 ilişkisini konuştuk.
Geçtiğimiz iki yıl içinde, neredeyse hepimiz covid olduk. Pandeminin başlangıcında hastalığın seyri şiddetliydi, ölümlerle sonuçlanan, çok korkulan bir gidişat vardı. Ama geçtiğimiz aylarda, Omicron varyantının ortaya çıkmasından itibaren grip gibi geçirmeye başladık. Fakat, nasıl geçerse geçsin hastalığın bıraktığı etkiler hala aynı ve özellikle de kalp üzerinde ne gibi hastalıklar bırakıyor dersem bana neler söyleyebilirsiniz?
Evet çok doğru. Zaman geçtikçe covid geçirenlerin sayısı arttı. Aşı gerçekten koruyucu oldu, ağır covid vakalarını ve ölümü önledi ama covid enfeksiyonunu almaya karşı koruyuculuğu olmadığı için, covid-19, omicron varyantıyla son 3-4 aydır yine gündemde. Ve hastalığı bu defa anlamadan ya da grip gibi geçirmeye devam ediyoruz. Tabii daha az yoğun bakım ihtiyacı, daha az hastaneye yatış söz konusu. Yeni varyantla ilgili, o nedenle grip gibi diyebiliyoruz ama gripten farkı; kalp dokusunu bozuyor, kalp kası ve kalp zarı iltihabı oluşturabiliyor veya damarlarda akışkanlığı bozarak kalp krizi şeklinde gelişen kalp sorunları daha belirgin ortaya çıkmaya başladı. Özellikle omicron varyantının akciğer tutulumu daha az. Zatürre daha az görünüyor ama bu tarz kalp etkilenmelerini daha çok görür olduk.
Covid’in yeni belirtilerinden biri de kalp çarpıntısı
İngiltere’de ‘Covid’in farklı yeni belirtileri’ adı altında yeni bir belirti şeması yayınlandı. Bunlardan biri de kalp çarpıntısı. Enfeksiyon bittikten sonra bile kalp çarpıntısının düzelmediği belirtiliyor. Ritim bozukluğu olarak, tansiyon dengesizliği yaptığını biliyorduk enfeksiyon sırasında ama ayrıca ritim bozukluğu da gündeme geldi şimdi ve belirtilerin arasına girdi. Çok enteresan olarak göğüs ağrısı da belirtilerden biri.
Dolayısıyla değişen bir yüzü var Covid enfeksiyonunun. Buna karşı bilinçli olmak gerekiyor aslında. Aşılarımızı olduğumuz için biraz daha rahatız bu anlamda ama bu tarz belirtiler olduğunda biraz önemsemek, doktora başvurmak ve arkasından gerekiyorsa tedavisine devam etmek gerekiyor. Hatta yeni bir çalışmada Covid geçirdikten bir yıldan sonra bile kalp krizi ve kalp yetersizliği açısından iki kat risk var.
Kalp kası iltihabı, damarların kan akışkanlığını bozması veya başka şeyler bunları tek tek açarsak eğer?
En sık görülenden başlayalım önce. Kalp zarı iltihabı, perikardit dediğimiz kalp zarında bir iltihaba neden oluyor, hafif bir sıvı birikmesi meydana geliyor kalbin etrafındaki zarda. Dolayısıyla bu sıvı biriktiği zaman göğüste batma, sızı şeklinde ağrılar meydana geliyor. Bazı kişilerde ağrılardan ziyade nefes almakta güçlük oluyor. Çok enteresan noktalardan biri de şu, akciğer tutulumu görülmediği için kişiler bir noktada bu durumu Covid’e bağlamıyor. Covid’in spike protein dediğimiz o çıkıntılarının olduğu proteinleri, ace proteinleri kalp zarında da bulunduğu için, kalp kasında da bulunduğu için bir kros reaksiyon oluyor. Bu çapraz bağlaşma sayesinde bir iltihap meydana geliyor. Bu aynı zamanda çarpıntı da meydana getirerek, kişide yüksek nabız atışları, kalp hızının birden yüzlerin üzerine çıkması, kalp atışlarının düzensizleşmesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada mutlaka tedavi vermek gerekiyor.
Dinlenme sorasında nabız 100 üzerindeyse tehlike var
Bunu nasıl tespit ediyorsunuz, aşırı bir çarpıntı demek için atımların kaça kadar çıkması gerekiyor, kalp zarı iltihabı durumunu nasıl tespit ediyorsunuz?
İstirahatte nabzın 100’ün üzerinde olması bizim için önemli bir gösterge. Yani kalp atışlarımızın oturduğumuz zaman 75- 85 aralığında olması doğaldır. Ama kalp hızınız 100 üzerinde ise bu, o kalp dokusunda bir şeylerin ters gittiğini söyler bize. Bu önemli bir gösterge. Bir de bizim aritmi dediğimiz ritim bozukluğu, kalbin düzensiz atışları var ise o zaman kalp nabız düzenleyicilerle tedavi ediyoruz. Kalp zarındaki iltihabi süreci tedavi etmek için de antienflamatuar etkileri olan ilaçlara baş vuruyoruz.
Aslında kalp kazı ya da zarının iltihaplandığını anlamak için, kanda birtakım enzim dediğimiz maddeleri pozitif buluyoruz. Bu yüzden nefes darlığı, göğüs ağrısı olup bir acil ünitesi başvuran kişilere bu testler otomatik olarak yapılıyor zaten ve buradan teşhis koyabiliyoruz. Bu değerler pozitif olduğu noktada tabii bir kriz mi geçiriyor, kalp kas hasarı mı var diye hastaneye yatış yapmamız gerekiyor. Normalde eğer bu enzim değerimiz yükselmez ise hastaneye yatırmadan evden tedavi yürütebiliyoruz. Yani özetle, bu tablolar çok ağır olmuyor çok hafif tablolar ama tedavi edilmezse de kalıcı kalp hasarına yol açabiliyor. Onun için önemli bu satır aralarını okumak. Yani kalp hızınız yüksekse bu büyük ihtimal kalp zarının etkilendiğinin bir göstergesi olabilir.
Covid hastasıyken hastaneye gittiğinizde bu enzimlere bakıldığında bir sorun yoksa sonrasında da sorun yok mu demektir?
Evet, büyük oranda bir kalp zarı, kalp kası etkilenmeniz yok demektir. Bir de kalp ultrasonografisi ile tabii teşhisi koyuyoruz. Ekokardiyografi dediğimiz yöntemle. Eğer şiddetli göğüs ağrısı var ise yine de bir ekokardiyografi ile değerlendirmek gerekiyor. Bu, zardaki sıvıyı görebilmek için çok önemli. Anlattığım bu tabloda herhangi bir kalp damar hastalığı söz konusu değil. Ama diğer bir tablo var ki kalp damar hastalığı riski taşıyanlar. Örneğin kolesterol yüksekliği, yüksek tansiyon, ailede genç yaşta kalp krizi olan kişilerin Covid enfeksiyonunu takiben damarlarındaki plak adını verdiğimiz bu kireçlenme ile oluşmuş damar sertliği bölgelerinin artış gösterdiğini biliyoruz. Üzerine pıhtı eklenerek krize neden olduğunu görmekteyiz. Dolayısıyla kan sulandırıcı tedaviyi bu kişilerde o yüzden veriyoruz. Bu tedavinin de üç ay devam etmesini istiyoruz. O anlamda koruyucu olsun diye.
Kan sulandırıcıların bu kişilere mutlaka verilmesi mi gerekiyor?
Evet. Yani riskleri taşıyan kişilerin 45 yaş üstü, örneğin ailede kalp krizi riski olan, hatta yüksek tansiyon hastalarına da kan sulandırıcı tedavi veriyoruz. Birtakım değerlerle de bunu takip ediyoruz. D DİMER dediğimiz bu değerler yüksekse bu tedaviye daha da uzun devam ediyoruz. 3 ay kadar devam ediyoruz çünkü bu değerlerin 3 ay kadar aktif olduğu gösterilmiş. Özellikle altını çizmek istediğim, obezite çok ciddi bir problem. Hiç bir riski olmadan sadece kilo problemi olanların, miyokard perikard dediğimiz kalp, kas ve zar iltihaplarını daha çok yaşadığını gördük. Dolayısıyla hiçbir sağlık problemim yok ama kiloluyum dediğimiz nokta da karaciğer yağlanması ve kilonun Covid’i daha ağır geçirmeye neden olduğunu biliyoruz.
Özellikle kan sulandırıcı deyince, aspirin türevi mi kullanacaklar?
Evet düşük doz Aspirin türevi alabiliyor kişiler tabii ki doktorla görüşmeden almamaları gerekiyor. Bu tür tedavileri kesinlikle doktor kontrolünde veriyoruz. Düşük doz yüz miligramlık aspirin asetilsalisilik asit olarak veriyoruz veya bu D DİMER seviyesi yükselen yani kanda akışkanlığı ciddi bozulduğu hastalarımıza düşük molekül ağırlıklı heparin dediğimiz daha çok göbekten iğne olarak bilinir, o tarz kan sulandırıcı iğnelere başvuruyoruz onları daha çok iki hafta süre ile kullanıp daha uzun süre tedaviye aspirinle devam edebiliyoruz. Bu gerçekten hayat kurtarıcı oluyor. Çünkü Covid sonrası ani ölümlerin çok büyük oranda böyle bir pıhtılaşma sonrası olduğunu biliyoruz. Ama bunun ötesinde en sevindirici tarafı kalp kası tutulumu aslında yüzde 70- 80 düzeliyor yani bir kalıcı hasar bırakmıyor kalpte. Bu yakın vadede sevindirici ama yakın vade dediğimiz işte 3 6 aylık göstergeler ama işte yeni yayınlandı, bu benim bahsettiğim Amerika’da şubat ayında yapılan çalışma. Bu çalışma bir yıl sonra kalp yetersizliğinin daha da arttığını söylüyor. Belki uzun vadedeki etkilerini daha sonra göreceğiz. Belki en iyisi Covid hiç geçirmek ama bu tarz olayları da önümüzdeki yıllarda göreceğiz gibi görünüyor.
Size gelen hastalar içinde ne oranda görüyorsunuz kalbi etkilenenleri yani bir yüzdeye vurmak belki zor olabilir ama siz nasıl izliyorsunuz?
Çok enteresan bir gösterge var artık böyle kalp zarının yan duvarında birikmiş çok ufak sıvılar gördüğümüzde yakın zamanda Covid geçirdiniz mi diye soruyoruz artık o kadar kas zarında sıvı sıradan bir şey oldu Covid’le. Hastalık belirtisi vermeden bile o sıvıyı biz görür noktadayız ama şikayet olarak aslında biz en çok kalp atışlarında hızlanma, ritim bozukluğu için geliyorlar. Bu gerçekten çok fazla. Özellikle kadın genç hastalarda daha çok ritim bozukluğu olurken daha ileri yaşta erkeklerde kalp krizi, kalp damar hastalıklarının şiddetlenmesi tablolarını görüyoruz. Yani örneğin Covid öncesi kontrollerini yaptırmış, gayet sağlıklı olduğu bilinen kalp damarlarında çok ciddi problem olmayan hastaların Covid sonrası bir takım baypas stent ihtiyaçları geliştiğini görebiliyoruz. Dolayısı bu enteresan bir virüs. Özellikle kalbe özgü bir tutulumu var. Bunu yakız zamanda böyle bilmesek de herhalde daha sonra Covid’in böyle bir kalp hastalığı yarattığı özelliği kalıcı olarak bilinecek. Çünkü artık akciğer tutulumlarını çok çok daha az görüyoruz, Yani önce evet önceleri akciğer diye bakılıyordu fakat şimdi kalp üzerinde konuşuyoruz çünkü etkilerine öyle çıkıyor.
Peki Covid geçirdikten ne kadar süre sonra size başvurmak gerekiyor?
3- 4 haftasında, yani birinci ayında mutlaka bir kardiyoloji kontrolünü tavsiye ediyoruz. Bu noktada yapılacak kalp ultrasonu ve Ekg bize yeterli bilgiyi verebiliyor. Dediğim gibi ama çok ciddi şikayetler varsa onun için beklemekten ziyade bir acile başvurup o an o tabloyu aydınlatmak adına kan tahlili, elektro çekilmesi çok daha doğru. Nedir bunlar? Şiddetli göğüs ağrısı, kalp atışlarında ciddi hızlanmalar, nefes alamama, fenalık hissi, bunlar acile başvurmak için sebepler. Bu etkileri çok gördüğümüz kişilerin yetersiz aşı olduğunu vurgulamak istiyorum. Yani, aşı programını, hatırlatma dozunu tamamlamamış kişilerde daha çok bunu görüyoruz veya MRNA aşı tercih etmemiş hastalarımızda maalesef daha çok bunları görüyoruz. MRNA aşılanmanın çok çok önemi var. Özellikle hatırlatıcı doz önemli. Önümüz yaz ve dediğiniz gibi enfeksiyon hafifledi geçti gitti düşüncesine kapılmayalım. Hatırlatma dozu mutlaka olunmasını tavsiye ediyoruz.
Belki artık sizler de izlemesini yapıyorsunuzdur diye düşünüyorum ve MRNA aşı diyorsunuz ama MRNA aşılar da kalp zarı iltihaplanması ya da gençlerde kalp krizi gibi sorunlara neden oluyor deniyor. Siz bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Bu bir gerçek yani bu bir data özellikle Almanya ve İsrail bilgilerinde paylaştıktan sonra yan etkileri arasına girdi. Bu tarz kalp zarı iltihabı oluyor. Ama onun için de şöyle bir uygulamaya geçmişti Israil, bunu belki diğer ülkeler de bildirirse çok daha iyi olur. Bu, miyokardit pediyardit etkisini daha çok aşı olduktan sonraki takip eden iki günde ağır spor yapanlarda olduğu gösterilmiş. Daha çok erken dönem, yani ilk iki günden sonra bu etkiler çıkıyor, çok geç dönemde çıkmıyor. Özellikle de gençlere aşı olduktan sonraki takip eden 48 saatte ağır fiziksel aktivitede bulunmayın diye tavsiye ediyoruz aslında ve de yine kiloları buradan uyarmak istiyoruz. Kilo problemi olan daha doğrusu, vücut kitle endeksi 30’un üzerinde olan kişilerin daha çok yine miyokardit pedikarkardit vakası olduğu görülmüş. Yani aşının bu etkisini önlemlerle uzaklaştırıyoruz ama Covid’in yaptığı hasar maalesef daha büyük. O yüzden aşıyı gerçekten kafamızdan endişe olmadan olmanızı tavsiye ediyorum.
Diyelim ki Covid geçirildi, ne kadar sonra aşı olunabiliyor tekrar?
Evet genelde 3 ay sonra yapılmasını tavsiye ediyoruz. Eğer çok riskli hastalar varsa bazen bir aydan sonra da tekrar gerekiyor çünkü Omicron’un özelliği de altını tekrar tekrar çizmek gerekirse enfeksiyonun kısa aralıklarla yaşanabiliyor olması. Dolayısıyla bu noktada 3 ay sonra mutlaka eğer hatırlatıcı dozlar olunmadı ise kişilerin olması gerekiyor.
Covid geçirdikten ne kadar sonra spor yapabiliriz?
Aynı aşı gibi Covid geçirenlerin de ağır spor aktivitesine başlamadan önce böyle bir yoğun sportif aktivite içinde ise kişi önce bir kardiyoloğa görmesinde fayda var. Ondan sonra spora başlamasını tavsiye ediyoruz.
Bunlardan bağımsız gibi görünüyor ama sizin kendi kliniğinizde Eforlu EKO aleti görmüştüm. Bunu yaptırmanın da Covid’den sonra yararı var mı yada nasıl öneriyorsunuz diye soracağım?
Bu egzersiz stres ekokardiyografi dediğimiz özel bir yöntem, kalp ultrasonuyla kalbin istirahatte ve sonrasında yorgun halde olan, yani koşu yaptıktan sonraki kalp atışlarında görüntüyü inceleyerek kalp damar tıkanıklığı var mı? Kalbin kasların beslenmesinde bir problem var mı diye incelediğimiz bir yöntem. Söylediğim gibi kalp damar hastalığı riski taşıyanlara bunu periyodik olarak yapıyoruz. Covid sonrası da işte bu noktada kim spor yapabilir, nasıl ne kadar bir yol izlemeliyim dediğimiz hastalara bu testi yapıyoruz. Stres ekokardiyografi yöntemiyle kanın akışkanlığını değerlendiriyoruz.
Ritim bozukluğunun tedavisi sadece ilaç mı?
Covid sonrası hasar varsa, özellikle kalp zarında tutulum dediğimiz etkilenme varsa, o insan bu süreci tedavi ettikten sonra bazen tamamen kendi düzelebiliyor. Ama genellikle beta bloker dediğimiz kalbin üzerinde bu adrenalin deşarjını veya kortizol etkilerini bertaraf eden ilaçlar kullanarak rahatlatıyoruz kişiyi. Bu ilaç tedavisinde genellikle 2- 3 ay devam ediyoruz. Bazen daha kalıcı kullandığımız hastalarımız oluyor. Yine burada çok önemli bir bilgi de paylaşmak istiyorum. Çarpıntıların bazılarının altında tiroit dengesizliği de tespit edilmiş. Yani Covid 19 hem tiroidi etkiliyor. Tiroit hormonları kanda oranları değişiyor bu sayede de ritim bozukluğuna neden olabiliyorlar. Bu da çok enteresan bir tablo. Öyleyse yine aynı kontrol sürecinde bir de TSH dediğimiz tiroit fonksiyonlarını ölçen testlerin de yapılması tavsiye ediliyor.