Kasım ayındaydık telefonum çaldı. Manavgat belediyesinden aramışlardı. Side‘de ilkbaharda bir festival yapalım ne dersiniz? diye sordular.
‘Nasıl bir festival olsun?’ diye sorduğumda bana, 1870 yıllarından, 1922 mübadele yıllarına kadar Side‘ye Girit’ten göç edip, orada yaşayan ailelerin bulunduğunu anlattılar. Şimdiyse bu ailelerin torunları ve Belediye Başkanı, Girit Adası’ndan Side‘ye dostlar misafir edelim ve hep beraber bir lezzet, kültür ve kardeşlik köprüsü kuralım istediler.
Hanya ilçesinin Belediye başkanını arayıp bu fikri anlattığımda büyük bir mutlulukla bu festivali hemen organize edelim cevabında bulundu.
Öncesinde çok kolay görünen bu iş hakikaten büyük zorluklar ve büyük masraflarla yürümeye başladı. Ama öyle bir heyecan sarmıştı ki hepimizi, tüm engelleri aşmamız için gece gündüz çalıştık.
Oğlum Pascal, Girit ile ilgili tüm haberleşme işlemlerini üstelenince ben de ekip kurma işine koyuldum. Girit Adası’ndan, Belediye başkan yardımcısı, turizm başkanı, kültür başkanı ve basın müdürü, yanlarına 13 Girit folklor dansçısı, iki müzisyen ve iki şef olmak üzere bir grup oluşturdular.
Atina’dan sekiz gazeteci, Selanik’ten Girit yemekleri yapan iki şef, bir İtalyan şef, ikinci grubu oluşturdu.
Side’nin Giritli şefi Rasim Sakarya, İzmir’den Girit kökenli olan sevgili arkadaşım Dilek Yetkiner, İstanbul’dan akademisyen şef Esat Özata davetimize hemen olumlu cevap verdikten sonra, şef gruplarımızı tamamlamış olduk.
Yunanistan’dan ödüllü sanatçılar Sofia Vossou, Chrissoula Stefanaki Türkiye’den Rock group Niyazi ve Saykolar festival gecelerimizde şarkıları ve müzikleriyle renk katmaya hazırdılar.
Türkiye tarafındaki organizasyonu üstelenen sevgili Yasemin Arslan, İstanbul Ankara ve İzmir’den 150’yi aşkın basın grubunu organize etti.
Manavgat Belediyesi Dr.Niyazi Nefi Kara, sponsorlarımız Cengiz Barut ve Ali Güneş ‘in sayesinde 24-26 Nisan’da Girit’ten Side’ye Kültür ve Lezzet festivalimizin birincisini büyük bir başarıyla gerçekleştirmiş olduk.
Mersin ve Manavgat folklor ekipleri Girit adasından gelen dansçılar, yaptıkları gösterilerle herkesi kendilerine hayran bıraktılar.
Panellerde konuşan akademisyenler, bilim adamları ve gazeteciler Apollon Tapınağı Meydanı’nda toplanan binlerce kişiye bilgiler aktardılar.
Manavgat, Side ve çevredeki yörelerden gelen Girit kökenli kadınlar çeşitli ot yemekleri ile damaklarımızı şenlendirdiler.
Biz altı şef yaptığımız yüzlerce porsiyon yemeklerimizi meydanda toplanan dostlara dağıtmaktan büyük bir keyif aldık.
Enginar dolgulu kabak çiçekleri, kuzu etli Şevket’i bostanlar, arapsaçları, bal kabaklı otlu müjverler, otlu makarnalar, Girit’tin peynirli ve etli börekleri üç gün boyunca pişirip dağıtık.
Side‘nin restorantları kapılarını açıp misafirlerimizi sundukları yemeklerle mest etti.
Türkiye ve Yunanistan basını bu festivali sayfalar dolusu yazılarla duyurdu. Son gün ayrılık saati geldiğinde gözyaşlarımız akmadı desem yalan olur. Birbirimize, yeniden buluşmak üzere sözler verdik.
Her zaman dediğim bir laf vardır. Sofralarda buluşmak, lezzet ve kültürü konuşmak, dostluk köprüleri kurmak, halkları birleştirmek kadar başka güzel bir duygu yoktur.
Önümüzdeki sene Girit ve Manavgat’ın kardeşliğini ilan edecek festivalimizde görüşmek dileğiyle…