Yaz sezonu öncesi, Fedon bile denize düşmemişken dedim ki; ‘Güneydeki işletmeler, lüks mekanların fiyatlarına aldanmayın. Hesabınızı kitabınızı düzgün yapın. Eylül geldiğinde üzülürsünüz.’
Kime neyi anlattık. Hem siz mutsuz oldunuz, hem de size yıllardır gelen tatilcileri mutsuz ettiniz.
Yunan Adalarındaki vizeyi dilinize doladınız. Yahu, adalar her zaman Bodrum’a göre daha makuldü. Geçmiş yıllarda, Kos’ta Nick The Fisherman, Symi’deki Manos resmen Türklerin istilasını uğraşmıştı. Hatta öyle bir hal aldı ki, sahipleri bile Türkçe öğrenmek zorunda kaldı. Teknesine atlayan soluğu burada alıyordu. Hem de cemiyet hayatının önemli insanları müdavimi olmuştu.
O zamanlar kimsenin gıgı çıkmadı
Şimdi ne oldu?
2000’lerin başında Bodrum’da lüks sadece Türkbükü’nden ibaretti. Orada da belli başlı üç beş yer lüksü temsil ediyordu. Yıllar içinde üst segment mekanlar çoğaldı. Çoğaldıkça, Bodrum’daki her yer lüksmüş gibi algılandı.
Türkiye’de taş çatlasa lüksü tüketebilenlerin sayısının 10 bin kişi civarında olduğunun farkına varamadı. Koca yarımada resmen gaza geldi.
Hepiniz lüks olamazsınız
Geçtiğimiz yıllarda Bodrum’da her bütçeye uygun yerler vardı. Bodrum’a gelen tatilciler bütçelerini uygun yerlerde tatilleri geçirirdi. Lüks mekanların fiyatlarına bakıp tüm Bodrum anlaşmışçasına lüksü temsil ettiniz. Çok büyük gol yediniz. Yıllardır Bodrum’a gelen büyük çoğunluğun unuttunuz. Halbuki sizin varlığınızı sağlayan onlardı.
Hedef kitlenizi unuttunuz
Sezon öncesi de söylediğim gibi; ‘Çok büyük bir çoğunluk o paraları kazanamıyor. Lüks mekanların fiyatları bakıp aldanmayın. Sizin hedef kitleniz bambaşka. Yanlış fiyat politikası yaparsanız insanlar otellerinden evlerinde çıkmazlar. Sezon sonu üzülürsünüz’ Dedim.
Ama nafile
Yıllardır sizlere gelen insanların önüne set çektiniz. Bodrum’da uçaklarda yer yok. Peki nerede bu insanlar otellerinden, evlerinden çıkmıyorlar. Umarım bu yazdan gerekli mesajları almışsınızdır.
Size üst segment yerlerde fiyatlar neden böyle?
Söyleyeyim. Herkes dikkatlice dinlesin.
-Zaten buraların sahipleri işletmecileri, aynı sosyal çevreden. Lüksü tüketen insanların, tüm alışkanlarının, beğenileri, damak tatlarını, müzik zevklerini çok iyi biliyorlar. Hemen hemen aynı hayatı yaşıyorlar.
Tüm bu söylediklerime hakim olunca, böylesi bir yer yapmak çok ciddi bir maliyet.
Dekorasyonu konuşuyorsak, bugün üst segment gelebileceği bir yer için metre kare başına 2 bin doları gözden çıkaracaksınız. Bu sadece dekora yatıracağınız miktar. İşin birde ekibi var. Normalin iki kat üzerinde para kazanıyor her çalışan.
-Yaptığınız yatırım maliyeti orada tükettiğiniz herşeyin bedeli belirliyor.
-Sonrası, sınırlı sayıdaki insanlara ulaşabilmek.
-Birde lüks temsil eden dünya markaları var. Bütçeniz uygunsa, Türkiye’de bir şubesini açarsanız. Tüm networkü getirdiğiniz marka sağlar.
-Lüks yerler yatırımların dışında, özellikle yüksek fiyat politikası uygularlar. Nedeni? Aynı sosyal çevredeki insan grubunu bir arada tutmak için yapılır. Mekandaki ahengi bozmamak adına.
Onların keyfi yerinde
Marka olmuş, rüştünü ispatlamış yerel işletmeler ve üst segment yerlerin hepsinin keyfi yerinde. Çok yoğun bir yaz sezonu geçiriyorlar. Şu sıralar başlarını kaşıyacak vakitleri yok. İnsanların keyifli tatil geçirmeleri için canla başla çalışıyorlar.
Ama yanlış strajesi yüzünden geri kalan her yer, bu yazdan hiç te mutlu değil. Çok huzursuzlar. Umarım gelecek yaza daha akıllı işletme politikaları uygularlar.
Ersin Süzer