Demokrasilerde seçim; iktidarın değişme olasılığını doğal karşılayan, değişen koşul ve olanaklarda halkın yeni bir yönetimi iş başında görme isteğine gerçekleşme şansı veren bir eylemdir. İktidarların değişmesi ve yeni bir yönetimi işbaşında görme istencinin varlığı, tek ve ilahi güçlerin tartışılmaz egemenliğinin gölgesinde yönetilmiş olan halkların, kendi esenliği için değiştirmeye çabaladığı zorlu bir yolu anlatır.
Ülkemiz bir anlamda seçimi, bir yandan da, kendi esenliğini tartışma olanaklarını koruyacağı bir sistemin devam geleneğini oylayacak. Seçime kalan sayılı günleri, sefere çıkacağımız sakin bir denizi hayal ederek geçirmek isterdik.
Oysa ülke neredeyse bacaklarından ikiye ayrılıyor, çatıyor kurgulanmış beyinlerin biri ötekine. Ufuk kararıyor, görüş kapanıyor, dökülüyor ortalığa kışkırtılmış bendeler; hükmünü almış dalga dalga geliyor, niyeti belli, kuşatıyor kendinden olmayanı.
Ortalığı çekip çeviren bir güç var, istediğine razı ettiriyor, ne isterse ayağına kadar götürülüyor. Sanki ‘Tepegöz ’ söylencesinden fırlamış, aramıza karışmış, yaşıyor. Nesillerin misli geçip gitse de gözü aralanıyor önce, o tek gözü. Sadece dikiyor, ne varsa her şeye göz dikiyor; var olmanın tek anlamı onu doyurmak ve isteklerine boyun eğmek. Dedem Korkut anlatısında günde üç yüz koyun, iki insanla yetiniyordu.
Dedem Korkut masalı
Anlaşılmış, beklense Tepegöz doyasıya, ortalıkta ne koyun kalacak, ne kuş, ne kız, ne kızan. Dur diyecek bir yiğidin çıkageldiğine tanık olmuş o acıyı yaşayanlar. Masalın sonunu hayatta kalanların yazdığı kesin. Gelecek soylara yaşadıkları bunca acıyı anlatıp onları kurtaran kahramanı övse de, asıl Tepegözleri tanıyıp, halkını korumanı öğütlüyor Dedem Korkut. Durup durduk yerde akla gelmez bazı şeyler; dersini almayana, sonu belli olanın tekrarına kendini kaptırana, aymazlardan yan tutana sözü. Kendi derdine düşüp, tercihini kendi ‘çıkar yollarında’ kullanan hercai insanlara ulaşsın istemiş sesi.
Bunca zamandır görünmeyip, izini kaybedip, ismini unutayazdığımız Demokrasi hop bitiverdi bir yerden, tellallar çıktı; dört bir yanda seçime çağrıldı halkım. Dedem Korkut’un kulakları çınlasın, öğütleri dört bir yanda kulakları çınlatsın; oy oyladık, boy boyladık, bir ateş bulup etrafında toplandık.
Yine de sabahı sabah ettiren bir dolu korku içim. Gözlerimi yumar yummaz, bir elektrik düğmesine dokunmadan hemen önce… Ne yapsam benimle.
Umut desen zalim bir bekçi, buzullar gibi kalmış yüreğimizde.