Genetikte yeni trend Epigenetik

Eğer bir timsahsanız ve bir “timsah oğlunuz” olsun istiyorsanız yumurtalarınızı daha sıcak bir yerde (31-34 oC) ya da “timsah kızınız” olsun istiyorsanız yumurtalarınızı daha serin(28-30 o C) bir yerde tutmanız önemli. Yok eğer bir kaplumbağa iseniz tam tersi….

Larva iken kaderinize kraliyet jölesi düşmediyse…

Peki; kısır, küçük işçi arılar ile bütün kovana yavru arılar üreten (oğul veren), görkemli görüntüsü ile koskoca kovanın lideri olan kraliçe arının aynı DNA dizilimine sahip olduğunu biliyor muydunuz?  Aradaki farkı açıklıyorum; larva iken farklı beslenme biçimleri. Eğer kovanda KRALİÇE olmaya aday seçildiyseniz larva iken KRALİYET JÖLESİYLE besleniyorsunuz ve bu jöle sizin üretken olmanızı sağlayan genleri aktive diyor.

Boyunuz büyüyor, kanatlarınız genişliyor, kovanınıza bir sürü yumurta üretmeye hazır; gösterişli bir KRALİÇE ARI haline geliyorsunuz. Larva iken kaderinize kraliyet jölesi düşmediyse ömrünüz boyunca, o çiçekten o çiçeğe konarak tozları kovana taşıyan işçi arı oluyorsunuz.

Arılar ve insan genetiği farklı mı?

Ee bütün bunların insan genetiği ile ne alakası var? dediğinizi duyuyorum. Aslında bu durum daha doğmadan yani embriyo döneminde maruz kalınan çevrenin ve aldığınız besinlerin önemini ortaya koyuyor.

1940’ların ortalarında Almanya-Hollanda savaşı sırasında HOLLANDA AÇLIK KIŞI meydana geldi. İnsanlar bu savaş sırasında çok ciddi kıtlık yaşadı, tüm halk (tabii ki anne adayları da) çok düşük kalori ile proteinden aşırı yoksun diyetle beslenebildi ama anneler çocuk doğurmaya devam ettiler. Yıllar sonra bir grup araştırmacı 2000’lerin başlarında işte bu Açlık Kışı sırasında hamile kalınan ve o anda 60’lı yaşlardaki bu kişileri araştırdı.

Hollanda açlık kışı

Araştırma sonucu şöyle; AÇLIK KIŞI sırasında anne karnında olan kadın ve erkekler, kendi kardeşlerinden ve açlığa maruz kalmayan aynı yaştaki diğer kişilerden daha yüksek oranda kalp ve damar hastalığı, diyabet ve obezite riski taşıyordu. Ayrıca başka bir çalışma bu kişilerde daha fazla obsesif kompulsif bozukluk, depresyon ve panik atak görüldüğünü gösterdi.

Bütün bunların nedeni Epigenetik etki

Anne karnında iken maruz kaldığımız bu çevresel faktörler 10 yıllarca sonra bile bizi etkilemesi, gelecekte başımıza gelecek hastalıkların ve durumların hazırlayıcısı olması çok ilginç.

İşte bütün bunlarda olduğu gibi DNA’mızın diziliminde bir değişiklik olmadan genlerin çalışma hızlarını değiştiren bu çevresel faktörlere EPİGENETİK etkiler diyoruz. Bunun en güzel örneği tek yumurta (monogenik) ikizleri. Adından da anlaşılacağı gibi bu çocuklar (ya da yetişkinler) aynı DNA dizisine sahip. Hani bebekken birbirine tıpatıp benzediğini düşündüğümüz ama küçücük detaylarla ancak aileleri tarafından ayırt edilen o ikizler. Aradan yıllar geçtikçe giderek farklılaşan birbirinden görünüm olarak uzaklaşan bu bireylerde değişen şey; DNA’ları değil, maruz kaldıkları çevresel faktörlerin farklılığı.

Çeşitli nedenlerle ayrı yerlerde farklı ailelerde büyüyen bu çocuklarda 6-7 cm ye kadar boy farkı bile görülmüş. İkizlerden biri diyabet ya da hipertansiyon hastası olurken diğerinde hiçbiri yok. Bütün bunların nedeni EPİGENETİK ETKİ ile farklı genlerin aktif ya da inaktif olması, DNA aynı DNA.

Hayatımız boyunca epigenetik değişim içindeyiz

Dolayısıyla  anne karnından başlayarak tüm hayatımız boyunca epigenetik olarak bir değişim ve dönüşüm içindeyiz. Yediğiniz besinler, aldığınız toksin ve zararlı maddeler(sigara, tütün vs) maruz kaldığımız olaylar, yaşadığınız çevre, sosyal statünüz, egzersiz yapıp yapmamanız, mikrobiyatanız ve bazen kullandığınız ilaçlar epigenetiğimizi değiştiriyor, iyi ya da kötü yönde.  Gerisi size kalmış….

Gelecek konu; Besinlerin ve mikrobiyatanın DNA’mıza etkisi ve Epigenetik Mekanizmalar ( Uzun lafın kısası; “Ne yerseniz, O’sunuz!! cümlesi doğru mu?)

Sevgiyle kalın, DNA’nızı koruyun…

Yard. Doç Dr. Yeşim Özdemir
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik AD Bşk
Memorial Hastaneleri Genetik Tanı Merkezi Sorumlusu

Paylaş

Son Yazılanlar

Emeklilik bahçesinin olasılıkları

Akıllarının nazlı ilgisine iliştirilecek bir kelebek başlık arayan gözlere, ciddi konuları emanet etmek cesaret ister. Kelebek başlıklar nereden aklıma esti bilmiyorum; çevredeki her şeyden ayrı

Ali Rıza Dayı

Daima şık, bakımlı ve güler yüzlüydü. İnsanlarla etkileşimde olmayı sever, sohbetten hoşlanırdı. Lafı uzatmayı sever, biraz çok konuşurdu. Saçları vaktinde briyantinliydi ama jöle çıktıktan sonra

Sporda fair play woke kültür saldırısı

Ben lisedeyken atletizm takımındaydım. Yüksek atlama, uzun atlama, üç adım uzun atlama, sprint kategorilerinde vasat bir performansım vardı. Hâlâ atletizmi çok severim, Diamond League, Dünya

Sokaklarımızın sahip olduğu gizli hazine

Türkiye’nin sokakları, sadece insan kalabalığıyla değil, benzersiz tatlarla da dolup taşıyor. Her köşe başında, her kaldırımda bir lezzet durağına rastlamak mümkün. İstanbul’da simit kokusu eşliğinde

Sanatın problemi sermaye ile olan ilişkisi

Çağdaş sanatçılarımızdan hiç kuşkusuz en yaratıcı ve önemli isimlerden biri Ali Alışır. Sadece biz değil, dünya da Alışır ve eserlerini keşfediyor. Ali Alışır’ın “In Motion”

Rodos’tan Karpathos Adası’na

Uzun zamandır Rodos Adası’na ufak bir tatil yapmak için fırsat bekliyordum. Rodos’un Lindos köyünde, Akropolis’in tam altında butik oteli bulunan 20 senelik arkadaşım Melenos beni

Eylül ayında dengeler bozulabilir

Borsa İstanbul geçen haftayı yüzde 1.71 artı ile 9833 puandan kapattı. Gram altın yatay bir hafta geçirdi ve 2741 TL ile kapanış yaptı. Ons altında