Herkese yer bulunmaz kazan başında

Kuşatıldığınızı, arkanızda bir şeylerin döndüğünü, havayı kollayıp, koklayıp, yüreğinizin anlamsızca sıkıştığını duyumsarsınız ya; bulutlanır günler, güneş nereden doğuyor kestiremezsiniz, ezberinizdekiler tekinsiz karşılıklarla zihninizi bulandırır…  Sonra bir an gelir, duyumsadıklarınızın ne denli gerçek nasıl da kıyıcı, nasıl olamaz denilenlerden olduğunu gösterir birileri.

Davasını herkese ütopya diye yutturmaya çalışanlar

Bir ülkeyi dört duvar haline getirip, üzerine kapı, pencere, bacalar çizip, ortaya bir kazan koyup, bir çağı geride bırakmaya davet ederek, davasını ütopya diye yutturmaya kalkanlar, içimizden birileri, epey bir tanışımızdır aslında. Çok çalışırlar; siz uyurken sokakların yerini değiştirirler, denizlere beton dökerler, parklarda  değil, para döndüren çarklarda yatıp kalkarlar. Ama tanımayasımız tutar, aklımız izini yitirir.

Güruh, güruh uğultuları işgale başlar, sükunet ve sağduyu  buldukları İkaros kanatları ile kaçarlar. Hengameye şenlik denilir, herkes bulunduğu yerden tek tek başını uzatır. Kimileri de ülkenin her düzlüğünden, dağından, kıyısından, kayranından koşar gelir itiş kakışa. Çağıran başını kalabalık, yerini sağlam tutar.

Ama herkese yer bulunamaz doğal olarak kazan başında

Karşıtlıklar, itişmeler, öbeklenmeler baş gösterir. Gitgide diğerinin, kendi hakkı olan havayı soluyor olduğuna bile inanabilir birileri. Arayışlar, hakkına razı gelmeyişler, hakkına sahip çıkmalar konuşulur habire. İş bitiriciler köşebaşı, sokak ortası, masa başı dikilirler karşımıza, paylaştıran bıçaklar çıkar ortaya.  Cedelleşmenin dili kimin ne anlaması gerektiğine karar vererek konuşur orta yere.

Değinmeler, ayrıntılar,manidar kavramlar

Yok artık öyle; değinmeler, ayrıntılar, manidar kavramlar. Buyruklar ve bayraklar açılır sıra sıra. Anlatım açık, anlamak için zaman sınırsızdır. Geçmişin hesabını da getirir ütopya fedaileri. Her biri için ölçü alır geçmiş çağın terzileri. Ne başları nasipsiz kalır ne ayakları, üzerlerinde renk renk mintanları.

Kumsalları, denizi, ormanları koydukları gibi ülkede tüm canlıları, yekünü  kaygısız bir baş sayılanları, kum saati benzeri bir biçilmiş ömür kabına koyup ters çevirip, gün saydırırlar.

Herkes erkenden ölür, tersine dünyada. Sıkış tepiş, hiddet ve öfke ile itişip  duran kalabalıklar, tedavisi bilinmeyen bu akıl tutulmasını, bulaşıcı bir sayrı gibi yaşarlar.

Hep böyle kalsın dünya

Birce onun olsun diye çevirdiği yerlerin sahibi, açtığı kuyuların dibinden, diktiği kulelerin tepesine kadar içinde dört dönenidir. Kuyusundan hiddet, kulesinden şiddet saçar. Gözetmenleri, avenesi, dikenli teller-silahlı eller uygarlığının uyruğudur. İsterler hep böyle kalsın dünya; hüküm-dar, hükmün kapısıdır. Hükmün sesi çıksın da, çıt çıkmasın isterler.

Doğada ne varsa insan yüreğinde başlar, uzar gider günün ve gecenin yatağına. Çöllere bitişirse uzayıp gider susuzluğun, bilisizliğin meramsız karanlığına. Deniz kendine, derinlere dökülür, saklanır, gizemlenir, yürek vuruları gibi vurur kıyılara, bekleyenlere haber ulaştırır, aşıkların çözdüğü köpük beyazında. Yıkanıp gökyüzü, güneşe serildiğinde, her renk koşar istediği yere.

Zamanı uluorta yaşadığımız yer; görebilmenin, duyabilmenin uzaklıkları değil, çığlığımızın ulaşabildiği menzil, elimizin uzanabileceği boşluktan ibarettir. Birbirinin elini bırakanlar sadece gölgeleri ile yaşarlar. Bir gün hepimize yeten toprakların altını değil üzerini paylaşmayı öğrenirsek, ütopya derslerinin okur yazarı olmaya hak kazanacağız.

Safa Özkızıltan

Paylaş

Son Yazılanlar

Sektöre İlham Veren Gece

  Geçtiğimiz hafta İstanbul, ağırlama sektöründe yenilikçi bakış açısını ödüllendiren ve sektörde fark yaratanları bir araya getiren Creative People “Talks & Hospitality Awards 2024” etkinliğine

Bayramdan bayrama cumhuriyet

Özgür, eşit ve sorumlu yurttaşlar yoksa bayramdan bayrama cumhuriyet vardır Bir yüzyılın ardından cumhuriyetin bakiyesini değerlendirmek gerek sanırım. Söz gelimi ‘yurttaşlık’ denen cumhuriyetin varoluşunun olmazsa

Kadının topraktaki gücü tescillendi!

  Ebru Baybara Demir, Türkiye’nin gastronomi dünyasında adını uluslararası başarılarla duyurmuş bir şef. 2023 yılında gastronominin Nobel’i olarak görülen Basque Culinary World Prize ödülünü kazandı.

2024-2025 bitti, sıradaki gelsin

Borsa İstanbul dün sürpriz bir yükseliş yaparak yüzde 2.13 yükseldi. Hala 9000 puanın altında bulunan endeks toparlanma çabaları içinde. Zirveden yüzde 21 geride, borsa 11252

Alba ‘Trüf Festivali’ne yolculuk

İtalya’nın Alba şehrinde yaşayan arkadaşım Anna Maria arayıp, Ekim ayında gerçekleşecek trüf festivaline davet ettiğinde havalara uçtum. Son 4-5 senedir gitmeyi hayal ettiğim bu festivalin

Kayıp sokaklarda kaybolmak…

Yürüdüğünüz sokaklarda kaybolup gitme niyetinizi kaç kişi fark ederse, onların da yıldığı bir dünyada gezinmenin soluğunu taşırsınız. Dag Solstad, sokaklarda rast geldiği bütün gözlemlerin dönüşte