Yürüdüğünüz sokaklarda kaybolup gitme niyetinizi kaç kişi fark ederse, onların da yıldığı bir dünyada gezinmenin soluğunu taşırsınız. Dag Solstad, sokaklarda rast geldiği bütün gözlemlerin dönüşte bir öykü malzemesi olduğunu söylemiş. İnsanları ve yaşamlarını yerli yerinde ifade eden, uğraş ve duygularını anlayıp, kendi esinlerini esirgemeyen yazılar olmalı bunlar.
Anlattıklarını kimin dinleyeceğini, kimin burun kıvıracağını, kimin sözünü kesip devamını getireceğini az çok bilir yazar. Solstad’ı benim ülkemin sokaklarında da görmek isterdim.
Kendi ülkemde dolaşa geldiğim sokakların çoğunda artık yorgunluk, yılgınlık, bakışımsızlık, yalnızlık görüyorsam, bu utançla da olsa yazmayı deneyeceğim veya buralarda yaşamaktan vazgeçip sokaklarda kaybolacağım.
Kötülüklerin, çaresizliğin, korkunun asimile ettiği yerde en doğal hakkınızdır kendi hesabınıza kaybolmak. Oysa söylediklerim, savunduklarım ile bir yere varamamışsam, görünen yolların tümü çarkıfeleğin olasılıklarından ibaret ise bir başka yolu da düşleyebilmeliydim.
Kendi tarafını bulmaya çalışır insan, sokaklardan medet umar. Bildiğimiz yerlere adımlarken bir yolu, bir yolcusu vardır. Oysa yerinizden olmuşsanız, sönmüş sahne ışıklarının karanlığında kalmışsanız, yollara düşüren seferberliklerden geriye bir şey kalmadıysa, iki tarafı bilenmiş sokakların sırtında dolaşmaya mecbursunuz demektir.
Kiminde çember kiminde kare bulmaca içindeymiş gibi kayboluyorum.
Sokaklar diklenir insana, seslerin ve görüntülerin akıntısında bilenini ve bilmeyenini ayırır. Geçip gidenler; yergilerin nesnesi, sade suya tirit umudunun alacaklısıdır. Bu karmaşada soğurulup, derişimine katılırsanız, kendi hesabına kaybolma şansını hepten yitirirsiniz.
Bir yenilgi havası çöktü ne zamandır, bir çileci gibi yalınayak gözlerden yitmek istiyorum. Veya zaten kaybolduğumu, evimden çok uzaklara bırakıldığımı, dönüş yolunu arayan bir köpek gibi yollarda gezindiğimi varsaysam. Her durumda atılan zar gibi dolaşıyorum sokaklarda.
Umursamasam, her durumun kasvetini aralayacak sözler bulunur her nasılsa. Gömleğim yelken bezinden, kapılır bulduğu her rüzgara, bungunluğu atlatacak bir yer de bulurum nasıl olsa.
Tükenmiş bir çağda kendince başka bir yol bulmanın cılız umudunu taşımak, yok olmaya bu denli yakınken yaşama tutunma yılışıklığı olsa gerek.
Safa Özkızıltan
Fototğraflar: Füsun Saka