Ocak ayından itibaren yavaş yavaş gerileyen konut satış adetleri Nisan ayında tam anlamıyla dibe çakıldı. 2022 yılının Nisan ayına göre satılan konut sayısı yüzde 35,6 oranında düşerek toplamda 85.000 adeti ancak buldu. Pandemi dönemi olan 2021 yılında bile Nisan ayında 95 binin üzerinde konut satılmıştı.
Peki sektör olarak buna şaşırdık mı?
10 yıldır gayrimenkul sektöründe çalışan biri olarak neler yaşadık neler… Yani sektör bu tür durumlara şerbetli ama bu konuya sadece aracılık yapanların gözünden bakarsak yanılırız. Çünkü rakamlar bize başka şeyler anlatıyor.
Mesela, yabancıya satış geçen yılın aynı ayına göre yüzde 60 azaldı. Bir ayda 2.500 konut yabancılar tarafından satın alındı. Siz sadece yerli alıcıların mı konut alımını ertelediğini sanıyorsunuz? Bu rakamlar bize yabancı alıcıların da “Du bakayım seçim sonucu ne olacak?” diye beklediğini, Türkiye’nin deprem riskini satın almak istemediğini gösteriyor.
Pek çok yabancı konutunu sattı
Keşke TÜİK sadece yabancı alıcıların değil, konutunu satan yabancıların istatistiğini de verse… Çok sayıda yabancı mülk sahibinin bu dönemde satışa geçtiğine dair yorumuma sektörden arkadaşlarımın katılacağını düşünüyorum. 3 yıllık bekleme süresini dolduran, vatandaşlık kimliğini cebine koyan yabancılar satma eğiliminde.
Seçimin ikinci tura kalması konut alıcılarını iki hafta daha bekleme odasında kalmaya itti. Biz Nisan ayında satışlar dip yaptı diyoruz ya, Haziran’da açıklanacak Mayıs verilerinde dibin de dibi olduğuna şahitlik edeceğiz. Mayıs son yılların en az satış olan ayı olarak tarihe geçebilir.
Farkındaysanız henüz konutların satış fiyatlarını konuşmuyoruz. Herkes merak ediyor ne olacak diye. Denklem çok basit aslında. Birinci elde ve yapım aşamasında olan konutların satış fiyatları artacak. Mart ayında bir önceki yıla göre inşaat maliyetleri yüzde 60, işçilik maliyeti yüzde 105 oranında arttı. Artış devam ederken fiyatların aynı kalmasını beklemek safdillik olur. Bankalar kredi kullandırtmaz iken, nakdi olanların kafası karışık iken pazarda bizi ne bekliyor?
Satılık konut stokunda birikme olur. Bu birikme en çok da dönüşüme girme ihtimale düşük eski binalarda yaşanır. Nakdi olanlar kral olur, pazarlık gücünü elinde tutar. Alayım mı – almayayım mı ikilemine düşenler hep zarar eder, daha yüksek fiyatlardan satın alma yapar. Satayım mı – satmamayım mı diye gelen teklifleri elinin tersiyle iten satıcı ise hem zamandan hem de paradan kaybeder. Kısaca çarşı pazar karışır. Biz yine konuttaki arz-talep dengesizliği nedeniyle oluşan fiyatlamayı konuşuruz.