Yaygınlaşan yoksulluk yoksullaşan yaşlılık

İnsan bizim gibi bir ülkede yaşıyor ve azıcık da ekonomi ile ilgileniyorsa mutsuz oluyor, bu kesin… Bayramların gelişine, yaş alıp emekliliğe yaklaştığına, çalışmak zorunda olmayacağı günlerin yaklaşmasına sevinemiyor… Bayram günlerinde çalışmıyor oluşuna, ‘İstanbul sokaklarının tadını çıkarırım, sakin sessiz’ klişesine sevinemiyor…

Çünkü bayramlarda İstanbul sokakları ne sakin ne de sessiz…

Uzun zamandan beri ilk kez bayramda ne nöbet, ne çalışma ve üstelik üç buçuk gün izin… Şehir dışına çıkmak da yok, ailevi nedenler diyelim… ‘O zaman gelsin İstanbul sokakları’ dedik… Dedik de ne oldu. Benim için büyük bir hüzün…

İlk gün mezarlık ve aile büyükleri ziyareti, ikinci gün fakülte zamanları ahbapları ile buluşup bir arkadaşımızın Kumkapı’da büyüdüğü sokakları ziyaret ve ardından Samatya’da rakı balık  diye plan yapıldı…

Marmaray’da buluşmak üzere sözleştik. Ayrılık Çeşmesi’nde trene binecektik, biraz kalabalık bekliyorduk tabii ki ama böylesini değil… Zor bindik ve arkadaşları göremedik. Zaten Sirkeci’de toplanacaktık… “İşte kalabalık bu” dedirten Hindistan’dan bile kaotik, gelir düzeyi ortanın altı ve daha altı olduğu belli bir insan seli…

Dışarıda bile nefes alması zor bir kalabalıkla Gülhane Parkı’ndan Arkeoloji Müzesi’ne geçiş hayal olurken Sultanahmet meydanının her noktası insandı…

Meydanda oturmak üzere hazırlanmış banklar, duvarlar hınca hınç doluydu ama, yine meydanda olabildiğinde büyük çay bahçeleri, yani bir çayın 35 liraya satıldığı cafeler değil, bildiğin çay bardığında çay içilen bahçeler boştu…

Evet boş… O kalabalığın ortasında önce yer bulduk diye sevinmiştim ama sonra tatsız bir burukluk…

Bazı haber siteleri, “Tatili fırsat bilerek sabah erken saatlerden itibaren Sultanahmet’e gelenler, aldıkları mısır, simit ve kestanelerle banklarda ve çimlerde oturarak güzel havanın tadını çıkardı” diye yazdı…

Ama, bayramı maddi imkansızlıklar nedeniyle tatile çeviremeyen ve toplu taşıma ücretsiz olduğu için 7- 24 hatta, 38 durak öteden gelebilenlerin, belki vapura ilk kez binenlerin neden o simitleri bir çayla yemediklerini yazmadılar…

Yaşlı yoksulluğunda rekor artış

Bu yaygın yoksul manzara tam da TÜİK’in kısa bir süre önce açıkladığı yoksulluk istatistiklerinin üstüne geldi. Artık yaş biraz kemale erince bu veriler daha çok merak uyandırıyor yalan yok… Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan rapora göre, Türkiye’de yaşlı nüfus oranı da yaşlı yoksulluğu da rekor seviyede.

2019 yılı ile 2023 yılı arasındaki dönemi kapsayan rapora göre, 2019 yılında yüzde 14,2 olan yaşlı nüfusun yani yaşları 65 ve fazlası olan nüfusun oranı  2023 yılında yüzde 21,7’ye fırladı.

Ve 65 ve üstü yaştaki kadınlar arasında yoksulluk oranı erkeklere göre daha yüksek. Yaşlı nüfustaki yoksullaşma oranının artışını aslında pek de şaşırtıcı bulmamak gerekiyor.

Zira seçimin bile sonucunu belirleyen aslında yoksulluk, yani emekli yoksulluğu… Zira söz konusu verileri tam da emeklilerin yaşadığı yoksulluğun teyidi niteliğinde.

Söz konusu yoksullaşmanın en önemli nedenlerden birini; emekli aylıklarının gerilemesi, emekli aylıklarının sistemli olarak düşürülmesi oluşturuyor.

TÜİK verilerine göre ülke nüfusu hem yaşlandı, hem de yaşlıların yoksulluk oranı hızlı bir artış gösterdi.

Yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus, 2018 yılında 7 milyon 186 bin 204 kişi iken son beş yılda yüzde 21,4 artarak 2023 yılında 8 milyon 722 bin 806 kişi oldu.

Yaşlı nüfusun yoksulluk oranı 2019 yılında yüzde 14,2 iken 2023 yılında yüzde 21,7 oldu.

Peki bu veriler başka ne söylüyor?

Rapora göre, yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus, 2018 yılında 7 milyon 186 bin 204 kişi iken son beş yılda yüzde 21,4 artarak 2023 yılında 8 milyon 722 bin 806 kişi oldu.

Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2018 yılında yüzde 8,8 iken, 2023 yılında yüzde 10,2’ye yükseldi. Yaşlı nüfusun 2023 yılında yüzde 44,5’ini erkek nüfus, yüzde 55,5’ini kadın nüfus oluşturdu.

Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının 2030 yılında yüzde 12,9, 2040 yılında yüzde 16,3, 2060 yılında yüzde 22,6 ve 2080 yılında yüzde 25,6 olacağı öngörülüyor.

Çalışan yaşlı oranı da arttı

İşgücü istatistiklerine göre, işgücüne katılma oranı 2019 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus için yüzde 53,0 iken 2023 yılında yüzde 53,3 oldu. Bu oran yaşlı nüfus için 2019 yılında yüzde 12,0 iken 2023 yılında yüzde 12,2 oldu. İşgücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oran yaşlı erkek nüfusta 2023 yılında yüzde 20 iken yaşlı kadın nüfusta yüzde 6,1 civarında.

Eşi ölmüş yaşlı kadınlar aynı durumdaki erkeklerin dört katı.

Yaşlı nüfus yasal medeni duruma göre incelendiğinde, cinsiyetler arasında önemli farklılıklar dikkat çekiyor. Yaşlı erkek nüfusun 2023 yılında yüzde 1,4’ünün hiç evlenmemiş, yüzde 83,7’sinin resmi nikahla evli, yüzde 3,9’unun boşanmış, yüzde 11,1’inin eşi ölmüş olduğu görülürken yaşlı kadın nüfusun yüzde 2,8’inin hiç evlenmemiş, yüzde 46,4’ünün resmi nikahla evli, yüzde 4,4’ünün boşanmış, yüzde 46,4’ünün ise eşinin ölmüş olduğu görülüyor.

Türkiye nüfusunun yaş yapısı değişti

Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 10’u geçmesi nüfusun yaşlanmasının bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Türkiye’de yaşlı nüfus, diğer yaş gruplarındaki nüfusa göre daha yüksek bir hız ile artış gösteriyor.

Küresel yaşlanma süreci olarak adlandırılan “demografik dönüşüm” sürecinde olan Türkiye’de, doğurganlık ve ölümlülük hızlarındaki azalma ile birlikte sağlık alanında kaydedilen gelişmeler, yaşam standardının, refah düzeyinin ve doğuşta beklenen yaşam süresinin artması ile nüfusun yaş yapısının şekil değiştirmiş olduğu izleniyor.

Çocuk ve gençlerin toplam nüfus içindeki oranı azalırken yaşlıların toplam nüfus içindeki oranı artıyor. Türkiye, oransal olarak yaşlı nüfus yapısına sahip ülkelere göre hâlâ genç bir nüfus yapısına sahip olsa da, yaşlı nüfus sayısal olarak oldukça fazlalaşıyor.

Yaşlı bağımlılık oranı 2023 yılında yüzde 15

Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı, 2018 yılında yüzde 12,9 iken bu oran 2023 yılında yüzde 15’e yükselmiş durumda.

Nüfus projeksiyonlarına göre, yaşlı bağımlılık oranının 2030 yılında yüzde 19,6, 2040 yılında yüzde 25,3, 2060 yılında yüzde 37,5 ve 2080 yılında yüzde 43,6 olacağı tahmin ediliyor.

Öyle görünüyor ki yaşlı bezlerinin çocuk bezlerinden daha fazla satlığı Japonya gibi olma yolunda hızla ilerliyor ülke. Üstelik bu gidişi daha rahat geçirmeye yönelik yaşlı koruma, sosyalleşme, sağlık ve diğer akla gelebilecek önlem ve ortamların oluşturulması için en küçük bir fikir ve çaba da ne yazık ki bildiğimiz

Paylaş

Son Yazılanlar

Borsa Yükseliyor, Altın Yol Ayrımında

Borsa İstanbul yüzde 2.29 artış ile 9915 puandan haftayı kapatırken, Nisan ayı boyunca iyi bir performan sergileyerek yüzde 8.46 değer kazandı. Yıl başından bu yana

Jeopolitik risk ve TCBM

Borsa İstanbul haftayı yüzde 1.23 kayıpla 9693 puandan kapattı. Ons Altın 2390 dolar seviyesinden haftayı kapatsada satış baskısının etkisi ile bu haftaya başladı. Dolar 32.59,

Ya tiyatro izlememiş ya tarihten bihaberler

Belki bu yazı yayımlandığında, İsrail, İran’a yönelik misillemesini yapmış olacak. İsrail’in yapacağı misillemenin seviyesine göre belki İran bu kez başka bir saldırı düzenleyecek. Sonuçta burası

Tebrikler Fenerbahçe kadın basketbol

Bir sporcu için en büyük hedeflerdir bunlar. Yerelde şampiyonluk, bölgesel şampiyonluk, kıta şampiyonluğu ve uluslararası büyük turnuvalarda şampiyonluk. Zordur. Çok zor. Büyük sporcular, büyük takımlar

Gayrettepe’de İtalyan lezzetleri

Bu yazıda tanıtacağım mekan Akdeniz yemekleri, Akdeniz mutfağı ve özellikle İtalyan mutfağı sevenlere … Bir ülkenin geleneğini öğrenmenin en iyi yollarından bir tanesi o ülkenin yemek

Borsa ve altının gidişatı

Borsa İstanbul hızlı bir toparlanma ile haftayı yüzde 5.21 artış yaparak 6918 puandan kapandı. Yeni haftaya ise yükseliş ile başladı. Seçim haftasında borsanın kapalı olacak