Ayasofya’ya Euro ödeyerek girmek…

Ayasofya’da restorasyon çalışmalarının yavaş yavaş tamamlanmaya başlamasıyla yeni bir döneme girildi. Bu yeni dönemin başlangıcının startı ise Ayasofya’nın ikinci katında ziyarete açılan galeri için belirlenen giriş ücretinin, hem turistler hem de Türk vatandaşları için 25 Euro olarak belirlenmesiyle verildi.

Giriş 830 TL

15 Ocak tarihinden itibaren yürürlüğe giren uygulamayla turistik amaçla Ayasofya’yı gezmek isteyenler giriş için 830 TL, sesli rehber kulaklık için 100 TL, başörtüsü için ise 30 TL ödüyor. Bu ücretler camiye ibadet amacıyla ziyaret eden Türk vatandaşlarını kapsamıyor ancak, ibadet etmeye gidip müzeye girmek isterseniz 1000 TL gibi bir ücreti ödemek zorundasınız! Hem de bir Türk vatandaşı olarak!

Yeni belirlenen fiyat politikası tartışmalı bir konu

Hem Türk vatandaşlarından da Euro üzerinden giriş ücreti alınması hem müze kartı geçmemesi hem de müze girişinin Ayasofya’nın tarihi dokusundan çok uzak bir şekilde bir metro girişi gibi tasarlanmış ve restore edilmiş olması, bu konunun muhatapları tarafından açıklanması, aydınlatılması gereken bir mesele…

Ayasofya camii olarak ibadete açılmasından sonra müze vasfını yitirerek Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan ayrıldı, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlandı.

Bu nedenle Ayasofya’da yürütülen tüm yeni uygulamalar Diyanet İşleri Başkanlığı iradesinde gerçekleşiyor. Bu durumda sorulması gereken birkaç soruyu aşağıya bırakıyorum…

– Bir Türk vatandaşı olarak neden yabancı bir turist muamelesi görüyor ve Euro üzerinden giriş ücreti ödüyorum?
– Camiiye ibadet için gidenlerden galeri sergi için sembolik bir ücret alınmasının ne zararı var? Sonuçta Ayasofya Camii bizim, bu milli ve en kutsal kültürel değer bizim!
– Ayasofya Müze’si için giriş ücretinin 1000 TL’yi bulması bizlere “Siz buraya gelmeseniz de olur, ticari gelir için turistlik yer yaptık. Sizin göreceğiniz bir şey yok” demek mi oluyor?
– Neden müze kart geçmiyor?

Melis Güvenç

Paylaş

Son Yazılanlar

Akdeniz kıyısında saklı miras Lazkiye

Güney Komşumuz Suriye’nin Akdeniz kıyısındaki önemli şehri Lazkiye Son günlerde adını sıklıkla duyuyorsunuz. Şimdiye kadar hep olumlu güzel sıfatlarla anıyorduk komşumuz Suriye ‘yi. Çok kültürlü,

Geleceğin Mutfağı Geçmişimizden Geliyor

Bugünlerde küresel ölçekte derinleşen ekonomik dalgalanmalar, ekolojik dengesizlikler ve tarımsal üretimdeki zorluklar, hepimizi derinden etkiliyor. İklim krizinin tetiklediği beklenmedik hava olayları, gıda üretimini sekteye uğratırken,

Mayıs Salıncağında Uçmak

Pencereden başımı çıkarıp içime çektiğim derin soluğun, gözümü kapatınca tenime dokunan havanın, seslerin, bulutların, birbirinin gölgesinde gezinen yaprakların kendi halleri içinde, olanca endamlarıyla kendimi iyi

Girit’ten Side’ye dostluk festivali

Kasım ayındaydık telefonum çaldı. Manavgat belediyesinden aramışlardı. Side‘de ilkbaharda bir festival yapalım ne dersiniz? diye sordular. ‘Nasıl bir festival olsun?’ diye sorduğumda bana, 1870 yıllarından,

Enginarın Bereketi, Gastronomi Şöleni

Geçtiğimiz hafta Ege’nin incisi Urla, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi sadece bir ilçe festivalinin çok ötesine geçen bir gastronomi şölenine ev sahipliği yaptı. 24-27 Nisan tarihleri

Mevsimin Tadı Yarının Umudu

Günümüzde sürdürülebilirlik kavramı, çevresel dengeyi koruma ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma amacıyla her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Bu bağlamda, geleneksel tarım

Gastronomi ve Mitolojik Öyküler

İlkbaharla beraber doğanın bu masalsı dönüşümünü, ağaçların yeşermesini, çiçeklerin açmasını, mevsimin tatlarını, lezzetlerini ve mis kokulu ilkbahar günlerini hep beraber yaşıyor ve kutluyoruz. Masalarımız taptaze