Furkan Öztekin’in “çoklu zamanlı evren”i

Simbart Projects’in Çukurcuma Caddesi’ndeki mekanında, Furkan Öztekin’in Dahili/Harici isimli kişisel sergisi 20 Ocak ve 5 Mart tarihleri arasında izlenebilecek.

Çoklu zamanlı bir evren

Öztekin, sergide bellek ve mekan arasında kurulabilecek kırılgan ilişkileri incelediği işlerini bir araya getiriyor. Sanatçı, “Kağıt üzerine mürekkep ve kolaj, fotoğraf, nesne ve yerleştirme gibi farklı ifade biçimlerini kullanarak belleğin kayganlığını, mekan ve nesnelerin değişkenlikleriyle harmanlayarak araştırma yöntemlerinin plastik kararlarla pekiştirildiği çoklu zamanlı bir evren yaratıyorum” diyor.

Tek bildiğimiz düşmek

Öztekin manevralarını resim ve resmin tanıdığı imkanların farkında olan bir yerde yapıyor. Mimari yapıların çatılarında kullanılan alüminyum levha kalıntılarını kağıdı tutan bir yüzey olarak kullandığı Tek Bildiğimiz Düşmekserisi, kağıdın bir malzeme olarak geçici olma halini araçsallaştırıyor; öncesini bilmediğimiz, görmediğimiz bir binayı bir nebze de olsa dış etkenlerden korumak için kullanılan alüminyumun atıkları, keskin olduğunu tahmin ettiğimiz köşeleri ve dalgalı halleriyle kendi içinde bir tezat barındırıyor.

Evin kayıp parçaları

Malzemenin gergin durağanlığını kullanan Öztekin, kağıt çalışmalarını bu yüzey-nesnelere uygulayarak aslında iki malzemenin de kendi doğasının dışında davranmasına yol açıyor. Evin Kayıp Parçalarıda benzer bir şekilde neresi olduğu bilinmeyen mekanların detaylarını bağlamlarından kopararak görselleştirilenin her zaman olmayanla ilişkili olduğunu anımsatıyorlar. Sanatçının renklendirdiği fotoğraf ve kağıtların arka yüzlerinde oluşan tesadüfi boya birikmelerini mürekkep, akrilik ve kömür aracılığıyla yeni bir yüzeye aktardığı, kalıcılaştırdığı Yepyeni Gözlerserisi ise aslında izini sürdüğümüz, aradığımız şeylerin bu tesadüfi şekillerde bulunabileceğini düşündürüyor. Bu lekesel araştırma, aktarılmış olan lekelerin var olmuş olduğunu varsaydığımız kağıtların ön tarafında ne olduğunu düşünmenin yersizliğinin altını çizerek -ki soyut lekeleri bir yüzeyden başka bir yüzeye aktarma tam da bu sorunun aslında merkezde olmadığına işaret ediyor- resmetmeyi bir lekesellik olarak konumlandırıyor.

Fotoğrafın kusurlu belleği

Devir’de çevrimiçi emlak fotoğraflarını leke yüzeylerine dönüştüren Öztekin belli bir amaca hizmet için çekilmiş ve yayınlanmış olan fotoğrafların göstermelerini lekelerle önleyerek, işlevini yitiren bu fotoğrafları sadece birer yüzeye indirgiyor. Son zamanlarda Google Maps aracılığıyla Ülker Sokak’ı farklı bir şekilde gezmeye başlayan sanatçı, bu gezinmelerinin sonucunda topladığı bitki örtüsü fotoğraflarıyla kendi tanık olmadığı, olamadığını başka türlerin tanıklıkları üzerinden kaydediyor ve bu tanıklıkları kartpostallara dönüştürerek kendi konumunu tanığın şahitliğini tutan bir yerde belirliyor; tanıklığı iletişim aracı olarak konumlandırıyor. Öztekin, fotoğrafı aktarım aracı olarak değil de iletken birer turnusol kağıdı olarak kullanıyor; fotoğrafın kusurlu belleğinin yerine bitkilerin belleğinin konulabileceğine işaret ediyor.

Direnişin önemli mekanları

Öztekin’in resimsel çabalarının temelinde siyasi ve sosyal koşulların ve direnişlerin belirlediği bir hassasiyet var. Sanatçının çalışmalarında, LGBTİ+ direniş tarihinde önemli olmuş olan mekanlar, lekeler, kalıntılar, olmayanların, anlatılmayanların, görülmeyenlerin hafıza nesnelerine dönüştüğü başka bir aktarımı mümkün kılıyor.

 

Paylaş

Son Yazılanlar

Putin de olurmuşum ben!!!!

Sizin kırmızı çizginiz nedir ? Hani o çizgiyi geçince savaş ilan edebileceğiniz yer. İşte geçen gün bizim evin “minik” Puta’sına

Farkındayım ama bir şey yapamıyorum

‘Yahuu kafamı bir türlü toplayamıyorum.’ ‘Aslında ne yapmak istediğimi de biliyorum ama elimden mi gelmiyor nedir yapamıyorum.’ ‘Gözlerim kapanıyor, keşke

Eylül’ün en kritik haftası

Borsa geçen haftayı yüzde 4,3 kayıpla 7961 puandan kapattı. Borsada keskin yükseliş sonrasında düzeltme yaşanıyor. Düşüşlerin devamı için bu hafta

Gökhan Abur Abimiz: Benim Yolum!..

16 Eylül 2023 gece yarısı 01:44’de Japonya’da yaşayan kızım Nagihan’ın orada sabah kahvaltısını yaparken, “Müzisyen ve meteoroloji editörü Gökhan Abur

Eskiden biz arabulucuyduk

Kiracı-ev sahibi arasındaki uyuşmazlıklar dağları aşınca arabuluculuk sistemi zorunlu hale getirilerek uygulanmaya kondu. Düşünün 2020 yılında 27 bin, 2021 yılında

Başak burcunda yeni ay zamanı

İlişkiler içinde kendi değerinin sahibi olmakla alakalı deneyimlerin altının yeniden çizileceği, krallık ve kraliçelik tahtına kimin sahip çıkacağına dair cümlelerin

Dayatılan koşullara direnmek

Ne yaman ikilem; bir yanda, şemsiyesi altında yaşayanlara bağışladığı özgürlüğün tek savunucusu rolünü oynarken, diğer yanda soluksuz çalıştırdığı insanları kendisine