Bebeklerde doğumsal kalp hastalığı

Tüm dünyada her yıl, bir milyon 200 bin, Türkiye’de ise yaklaşık bin 700 bebek ve çocuğa doğumsal kalp rahatsızlığı tanısı konuyor. Kalp damar, kapak veya kalp gelişimindeki bozukluklar ile büyük damarların yer değiştirmesi başta olmak üzere, 200’ü aşkın doğumsal kalp rahatsızlığı mevcut.

Ülkemizde her yıl bin 700 bebek kalp hastalığıyla dünyaya geliyor!

Acıbadem International Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Umut Karabulut, doğumdan itibaren bebeğin beslenmesi ve oksijen ihtiyacı gibi birçok yaşamsal fonksiyonu olumsuz etkileyen doğumsal kalp hastalıklarında erken tanı ve tedavinin hayati önem taşıdığını belirterek, “Günümüzde doğru tedavi yaklaşımlarıyla, doğumsal kalp hastalığıyla dünyaya gelen bebekler sağlıklı ve uzun bir yaşam sürebiliyorlar” diyor.

Karabulut, “Üstelik özellikle girişimsel kardiyoloji alanında son yıllarda geliştirilen birçok yöntem tanı ve tedaviyi oldukça hızlandırdı. Pek çok hastalık artık koroner anijyografi gibi girişimsel yöntemlerle, ameliyata ihtiyaç duyulmadan giderilebiliyor. Ancak tedaviden etkin sonuç alınmasındaki en önemli unsur, hastalığa erken tanı konulması. Bu nedenle çocukların rutin kontrolleri asla ihmal edilmemeli ve doğumsal kalp hastalığına yönelik belirtilerde zaman kaybetmeden hekime başvurulmalıdır.” diyor.

Bu sinyalleri asla gözden kaçırmayın!

Doğumsal kalp hastalıkları; bebeğin anne karnında iken kalp ve damar sisteminin oluşumu sırasında meydana gelen, normal dışı yapısal değişimlere bağlı olarak doğum sonrasında ciddi bulgulara yol açan hastalıklar olarak nitelendiriliyor. Doğum anından itibaren belirti vermeye başlayabiliyor veya tam tersine uzun süre belirtisiz bir seyir de izleyebiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Umut Karabulut, doğumsal kalp hastalıklarının en sık görülen belirtilerini şöyle sıralıyor:

Yenidoğan ve bebeklik döneminde

  • Doğum ağırlığının ortalamanın altında olması
  • Emme güçlüğü, emerken çabuk yorulma ve ara verme
  • Sık ve yoğun terleme
  • Boy ve kilo artışının yetersiz olması

Okul çağından itibaren

  • Çabuk yorulma
  • Efor kapasitesinin kısıtlı olması
  • Çarpıntı ve göğüs ağrısı gibi şikayetlerin sık sık olması
  • Dudak çevresinde, el ve ayaklarda ya da tüm vücutta morarma

 Anne karnında teşhis edilebiliyor

Doğumsal kalp hastalıklarının tanısı hamileliğin 18. haftasından itibaren anne karnında ekokardiyografi (ultrason)  yöntemiyle konulabiliyor. Bebeklik ve çocukluk çağında da seri kontroller ile teşhis edilebiliyor. Tanıda temel olarak; detaylı anamnez ve fizik muayene, temel laboratuvar tetkikleri, oksijen satürasyonu ölçümü, akciğer grafisi, EKG, EKO (Ekokardiyografi), 24 saatlik ritim takibi (holter), efor (koşu bandı) testi, kardiyak MR, bilgisayarlı tomografi ve anjiyografi yöntemlerinden faydalanılıyor.

Tedavide 4 yaklaşımdan faydalanılıyor

Doğumsal kalp hastalığının tedavisinde 4 yaklaşımdan faydalanılıyor: Tedavisiz periyodik izlem, medikal tedavi, girişimsel tedavi (anjiyografik yöntemler) ve cerrahi yöntem. “Hangi hastada hangi yöntemin seçileceği tamamen hastaya özeldir” bilgisini veren Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Umut Karabulut, şöyle devam ediyor: “Örneğin siyanotik, yani morarma ile giden kalp hastalıkları daha ağır seyrettiği için bu bebeklerin doğum anında tanısının konulması ve günler, en geç haftalar içerisinde cerrahiye alınmaları gerekiyor.

Aksi takdirde bu bebekler akut kalp ve solunum yetersizliği nedeniyle hayatını kaybedebiliyor. Siyanotik olmayan, daha hafif seyirli, örneğin küçük kalp delikleri okul çağına kadar kendiliğinden de kapanabildiği için çocuk düzenli olarak uzun süre izlenebiliyor. Bu periyotta gelişen çarpıntı ile nefes darlığı gibi şikayetlere yönelik ilaçlar da kullanılabiliyor.

Kalbe ‘Girişimsel yöntemler’ ile dokunuş

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Umut Karabulut, doğumsal kalp hastalığında ‘girişimsel tedavi’ yöntemlerinin de son derece önem taşıdığına işaret ederek, “Uygun hastalarda kardiyoloji uzmanları tarafından kalbin karıncıkları veya kulakçıkları arasında oluşan delikler anjiyografi ile kapatılabiliyor. Ayrıca ‘aort koarktasyonu’ denilen damardaki daralma stent ile genişletilebiliyor.

Bunların yanı sıra akciğer damarı ile aort arasındaki tünel de yine anjiyografi yöntemiyle kapatılabiliyor. Bu hastalıklarda girişim riskli ya da uygun değilse cerrahi yöntemle düzeltme yapılıyor.” diyor. Diğer tüm hastalıklar ise daha kompleks ve tehlikeli olduğu için ana tedavi yöntemi cerrahi oluyor. Erken teşhis edildiği takdirde tüm tedavi yöntemlerinden oldukça başarılı sonuçlar elde edilebiliyor; çocuk sağlıklı ve uzun yıllar yaşayabiliyor.

8 risk faktörüne dikkat!

Birçok etkene bağlı olabilmekle birlikte, doğumsal kalp hastalığının net bir nedeni yok. Genetik faktörler, hamilelik sürecinde yaşanan sorunlar ve anneye ait faktörler, en önemli unsurları oluşturuyor.

  • Akraba evliliği
  • Aile bireylerinde (anne, baba, kardeş) doğumsal kalp hastalığı ve genetik sendrom öyküsü
  • Hamilelikte radyasyon maruziyeti
  • Hamileliğin ilk üç ayında geçirilen viral enfeksiyonlar
  • Genetik hastalıklar
  • Hamilelikte diyabet olması
  • Hamilelikte alkol tüketimi
  • Hekim önerisi olmadan ilaç tüketimi

Paylaş

Son Yazılanlar

Hoşçakalın gittim ben…

Siz bu satırları okuyorsanız artık aranızdan ayrılmışım demektir. Ne çok konuştu o gece bizimki benimle. Aylardır ilk defa hıçkırarak ağladı. Yapabilecek bir şey kalmamıştı çünkü.

Bir Öğünle Dünyayı Değiştir!

Son yıllarda mutfaklarımıza ve sohbetlerimize giderek daha fazla dâhil olan “bitkisel mutfak”, aslında çok daha geniş ve derin bir olgunun sadece bir yüzü. Vegan yaşam

Bana bir yaşam öyküsü gerek

Bazı dağlar vardır, ne bir ot biter üzerlerinde ne bir ağaç tutunur. Bir ayak izi, kanat gölgesi düşmez yamaçlarına. Hayattan bir iz bulunmaz; ibadet, yakarış,

Sahte Sofralarda Gerçekle Yüzleşmek!

Son yıllarda market raflarına baktığınızda, gerçek ile sahte arasındaki sınırın giderek belirsizleştiğini gözlemlemek mümkün. Bu durum, yalnızca ekonomik bir hile değil, aynı zamanda kültürel ve

Artsın Eksilmesin, Taşsın Dökülmesin!

Türk mutfağı, yüzyıllardır sürdürülebilirlik ve israf karşıtı yaklaşımıyla örnek olmuş bir mutfaktır. Geleneksel yemeklerimizin özüne bakıldığında, her malzemenin bir şekilde değerlendirildiğini ve mutfakta israfın en

Ne güzeldi o eski bayramlar

Şeker bayramını kutladığımız bu günlerde Paskalya bayramının da yaklaştığını görüyoruz. Çocukluğumdan beri kendimi çok şanslı olarak düşünürdüm. Çünkü örf ve adetleri seven bir ailede doğdum.

Siyasi kaosun ekonomiye faturası

19 Mart’tan bugüne kadar olup bitenler gösteriyor ki, siyaset Türkiye ekonomisinin dengesini bozuyor. Bugün hâlâ dengesini kaybetmiş, ama yalpalayarak ayakta durabilen bir ekonomiden söz edebiliyorsak,

Nerede O Eski Bayramlar?

Bayram yaklaştığında içimizi bir özlem kaplar. Eski bayramlar, çocukluk anıları, mutfaktan yayılan o mis gibi kokular gözümüzde canlanır. Bayram sabahı uyanmanın heyecanı, büyüklerin ellerini öpüp

Değişen İklimle Değişen Tatlar

Geçtiğimiz günlerde ülkemizde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyrederek son 110 yılın sıcaklık rekorunu kırdı. Bu olağan dışı hava koşulları, ülkemiz tarımı, hayvancılığı ve gastronomisinin