Gastronomi’nin geleceği…
Lezzetin yapay zekaya geçmesi ve sürdürülebilirliğin yolculuğu…
Gastronomi dünyasına ve lezzete yıllarını vermiş biri olarak gastronominin sadece damak tadı değil aynı zamanda kültür, bilim, teknoloji ve çevreyle kurduğumuz ilişkinin aynası olduğuna inanıyorum.
Geleceğe baktığımda yemek pişirme ve yemek alışkanlıklarımızın büyük bir dönüşüm geçireceğini görüyorum. Yapay zeka ile oluşturulmuş menüler, laboratuvarlarda üretilen etler, kimyasal tozlarla elde edilen tatlandırıcılar artık hayatımıza ve mutfaklarımıza girdi.
Kendi mutfaklarımızda bu tip ürünlere karşı ne kadar dirensek ve doğal malzeme için köy köy dolaşsak da acı bir gerçek var. Yeni bir dönem, bir akım başlamış ve nerede duracağı belli olmayan bir gastronomi tehditi altında bulunuyoruz.
Peki, bu yeni dönemde geleneksel tatlar kaybolacak mı yoksa yeni tekniklerle yeniden mi doğacak? Geleneksel mutfak kendine bu yeni yapay zeka dünyasında yer bulacak mı, sıfır atık mutfaklar sürdürülebilir olabilecek mi?
Gelenek sadece eski tarifler değil, örf ve adetlerimizdir. Anadolu Mutfağı’ndaki tarifler acaba yalnız annelerimizin ve anneannelerimizin defterlerinde mi kalacak? Teknoloji, ticarileşme ve her şeyin yüzeyselleşmesi bizleri (bir önceki nesil şefleri) endişelendiriyor.
Yeni nesil şeflerin omuzlarına çok iş düşüyor
Geleneksel tariflerimizin dijital arşivlerde, belgesellerde ve gastronomi laboratuvarlarında mutlaka hayat bulması gerekiyor.
Yeni nesil şeflerin geleneksel malzemeleri modern tekniklerle harmanlayıp, geçmişle geleceği birleştirmeleri gerekecek. Ve eminim bunu başarıyorlar ve başarmaları şart. Geleneksel mutfağımızı korumak ve sonraki nesillere miras bırakmak istiyorsak eğer bunu yapmak durumundayız..
Yapay zeka hayatımıza her konuda girdiği gibi gastronomi dünyamızda da adeta bir şef gibi girdi ve çalışıyor. Menü alternatifleri, dünya mutfağından seçmeler, yemek kitabı bile yazabiliyor. Ancak, dikkat etmemiz gereken çok önemli bir konu var.
İnsan elinin dokunuşunu, yaratıcılığını, hayal dünyasının yerini hiçbir algoritma alamaz almamalıdır da.
Ama bir gerçek var ki yapay zeka asistanımız gibi çalışmaya başladı. Önemli olan hayal dünyamıza girmesini izin vermememiz.
Yapay zeka kadar önemli konularımızdan biri sıfır atık mutfaklar. Bir moda mı? Bir trend mi? Moda olarak görenlerin bunun bir mecburiyet olduğunu anlamalari gerekir. Sıfır atık bir moda veya bir tercih meselesi değil hayatımızın sürdürülebilirliği için bir şart ve hepimizin mutfağına yansımalıdır.
Tarladan soframıza gelen her ürünü kullanıp kabuklarını da yemeğe çeviren yeni bir nesil yetişmekte ve ben şahsen bu konuda çok mutluyum. Üniversitedeki öğrencilerimizle bu konuyu yıllarca çalıştık ve sonuçları da görmeye başladık. Yapay zeka ne kadar hayatımıza ve mutfağımıza girse bile en değerli malzememiz yaptığımız yemeğin hikayesidir.
Bu yeni teknoloji dünyasında beni teselli eden tek şey yemeğin ardındaki anıların, kültürün ve sofranın etrafında kurulan bağların yerini hiçbir algoritma ve yapay zeka alamamasıdır.
Ben bugün teknolojiden faydalanıp yapay zekadan bir sıfır atık tarifi istedim. Bakın bana sunduğuna… Esasında buna benzer tarifleri Anneannem evin ekonomisi için yapardı. Sıfır atık trend olduğu için değil .
Fotoğraf yapay zeka ürünüdür. Anneannemin sunumu o kadar görkemli değildi.
Sebze kabuğu müjveri
Malzemeler
Havuç, patates, kabak kabukları iyice yıkanmış ve doğranmış olacak.
Dereotu, nane, fesleğen sapları
Yeşil taze soğanların kullanılmayan sapları da dahil edilecek.
Üç dilim bayat ekmek
1 yumurta
İki çorba kaşığı un
Tuz
Karabiber kimyon
Rence kaşar peyniri de konulabilir
Kızartmak için zeytinyağı
Bütün malzemeler beraber yoğrulur mücver şekli verilir ve kızartılır .
Yoğurtla servis edilir
Sevgi ile lezzetle