Her yazın değişmeyen geyiği Bodrum neden boş, ne olacak bu Bodrum’un hali ? 25 yıldır aynı hikayeyi dinlemekten yıldım. Bodrum’un yüksek sezonu bu hafta sonu başlar ve 1 Eylül’de biter.
“Bodrum aşırı pahalı”, bu da baydı. Fiyatların diğer yerlere göre daha yüksek olduğunu bile bile gidip, sonra çok pahalı diyenlerden koşarak uzaklaşmak istiyorum. Pahalı geliyorsa gitmeyeceksin. Gidiyorsan gelen hesaptan şikayet etmeyeceksin. Bi durun artık.
Üç günlüğe Bodrum’a konuşladım… Bir çırpıda olanı biteni anlatayım
-Lucca, Scopio’s bu yazın favorisi.
-Lucca Beach partilere daha çok ağırlık vermiş. Aman dikkat edin, beach partilerde yoğun bir kalabalık var.
Fakat partilerin olmadığı günde bu yoğun kalabalık, servisin ve sunumların kalitesini düşürmüş. Cem gereken önlemi hemen alır diye düşünüyorum.
-Maça Kızı sürpriz bir karar alarak Beach partileri kaldırarak ilk yıllarına geri dönüş yapmak niyetinde.
-Sarı Kardeşlerin midyesi halen aynı kalitede, yine düştük midyesine. Doyamadık.
-İstanbul Havalimanında taksiye dikkat? Üçüncü köprü yolu bitmek bilmiyor. Ödeyeceğiniz rakam da üçe katlanıyor.
-Türkbükü’ndeki Miam, zamanın efsanevi yeri Ship A Hoy’un yerini almış durumda. Tüm caddeye yayılmış konumda ve köye ayrı bir renk katyor.
Atılay gerçekten şaşırttı
Çeyrek asırdır tanıyorum Atılay’ı. Türkbükü’nün yerlisi, yaz kış açık. Ne yalan söyleyeyim sırf Atılay’a üzmeyeyim diye, son birkaç yıldır hiç uğramıyordum.
Kendisine yıllar içinde çok söylememe rağmen bir türlü istediğim yemek, servis ve ambiansı bulamıyordum Atılay’ın kendi adını verdiği balıkçısında…
Geçen hafta sonu köyü turlarken, bi Atılay’a uğrayayım sadece levrek lokum, salata yer günü batırırım diye oturdum.
İyi ki oturmuşum. Ekip bembeyaz giyinmiş, masa örtüleri pırıl pırıl, tertemiz bir yer. Enerjimi değiştirdi.
-Meze istemiyorum diye ısrar ederken. Bir meze tepsisi geldi. Korkarak bir şeyler seçtim.
-Atılay öyle bir değiştirmiş ki kendini. Resmen sınıf atlamış.
-Yemek kalitesi, servis düzeyi ve ambiansıyla artık Atılay’a gönül rahatlığıyla gidebilirim.
Türkiye’nin en genç oteli neresi?
Genç dediysem otelin yeniliğinden dem vurmayacağım. Gençliği şaşırtıcı bir şekilde otelin sahibinden başlayarak, her kademesinde çalışan herkes için söylenebilir. Ekip, taş çatlasa 30’lu yaşlarında. Genel müdürü, ön büro müdürü, tüm yönetim kadrosu böyle. Bunca yıl, böylesine genç bir ekibin yönettiğini otelle ilk kez karşılaşıyor olmam şaşırttı beni.
-Tatilde iseniz gençlerin enerjisi size yansıyor.
-Havanızı değiştiriyorlar
-Genç olmaları tecrübesiz anlamına gelmiyor
-Hepsi çok iyi bir eğitimden geçmişler. Seviyeli samimiyetleri rahatlatıyor.
-Asık suratlı değiller.
İşin özü butik otelde olması gereken tüm altyapıya sahipler. No 81 bu seviyesi korursa ileride bambaşka bir yere noktaya ulaşır. Benden söylemesi.
İşini severek yapan her genç turizmci, posizyonu ne olursa olsun, ileride sektör için çok önemli.
Tabii bunu başarmak hiç kolay değil.
Öncelikle bu işe baş koymak lazım.
Baş koymak için de baskı olmaması lazım.
En büyük avantajları; Otelin kendilerinin olması.
Ama bazen bu da yetmiyor. Çok tanıdığım var kendi mülkünü doğru dürüst işletemeyen.
Bu yüzden Karakaya Ailesi’ne helal olsun. Oğulları Pamir Karakaya’nın arkasında sağlam durarak, Türkiye’nin en genç otelini yarattıkları için ne kadar gurur duysalar az bile. Çizginizi hiç bozmadan yola devam No 81 Hotel Türkbükü.
GÖLKÖY’ÜN YILDIZI PARLIYOR
Aslında lüksün simgelerinin beldesi, gelin görün ki; Gölköy şahsına münhasır bir yer. Öyle buram buram lüks kokan hiçbir işletme başarılı olamaz. Burada gece kulübü açarsanız da iş yapma şansınız sıfır. Gölköy’ün kendine has bir tarzı var. Bu köyün, özünde doğallık var. Buradaki otel ve restoranlar her zaman dozunda bir lüksü tercih eder.
Gölköy’ü tercih edenler de sırf buranın o bozulmayan doğallığına hayran. Gölköy’ün tarzını belirliyen iki yer var. Biri Flamm, diğeri ise Orkide. Bu iki mekan Gölköy’ün çekim merkezi olmasına ön ayak olan iki işletme. İkisi de her geçen yıl üzerine koya koya devam ediyor. Aynı zamanda büyüyor.
ORKİDE SADECE BALIKÇI DEĞİL
Orkide, balıkçı olarak o kadar Bodrum’a damgasını vurdu ki. Bugün Orkide, Bodrum’da Balıkçılar arasında klasik oldu. Tüm yarımada içinde ilk beş balıkçıdan bir olmuş durumda. Fakat Orkide, sadece balık restoranı değil. Aynı zaman otel ve beach. Bu yaz hemen yanındaki oteli de olarak yatak kapasitesini ikiye katladı.
Orkide’nin oteli de balıkçısı kadar ilgi görüyor. Özellikle yüksek sezonda oda bulmanız imkansız. Neden mi? Otelin yıllardır süren müdavimleri var. Öyle ki müdavimleri tatil yapacağı tarih bile değişmiyor. Böyle olunca Orkide’nin otelinde hiç yer olmuyor. Beach ise; sabah erken gelip yer kaptın kaptın, yoksa beachinde de vakit geçirme şansınız hiç yok.
Özellikle çocuklu ailelerin en rahat ettikleri yerlerden biri. Fiyat olarak her zaman aile dostu bir işletme. Vallahi Ahmet Erol’un böyle 24 saat yaşayan bir işletmeyi tek başına yıllardır ayakta tutması takdire şayan. Hele ki Bodrum bu kadar lükse boğulmuşken.
Ahmet’in tek sıkıntısı benim olduğum akşamların sabahı. Ahmet’e söz verdim artık su iç bile demeyeceğime dair. Yoksa dükkana giremeyeceğiz. Şaka bir tarafa Ahmet’i yazmaktan hiç sıkılmayacağım. Sonuna kadar hak ediyor.
FLAMM RESİDANSIYLA BÜYÜYOR
Gölköy’ün önemli duraklarından biri de Flamm, Zamanında Bodrum’un en popüler yerinde ev sahipliği yaptı. Evet Bodrum müdavimleri en iyi bildiği yer Havana’nın yerinde çok uzun yıllardır hizmet veriyor. Nasıl mı? Gölköy’ün ruhuna uyarak, burayla bütünleşerek.
Evet Havana kadar popüler hiç olmadı. Olmak da istemedi. Kendi tarzlarını ve duruşlarını ortaya koydular. Başarı da böyle geldi zaten. Bugün hem oteli hem de plajı her zaman iyi iş yapıyor. Öyle ki, özellikle konaklamada başarıları onları Flamm’ı büyütmek zorunda bırakmış. Ay başı itibariyle Flamm Residansı devreye soktular.
Minimum bir haftalığı ev rahatlığında otel konforunda konaklabiliyorsunuz. Kalabalık aileler için tam da biçilmiş kaftan. Hem beach’inden de yararlanabiliyorsunuz. Çoluk çocuk, denize girecek yer aramak zorunda kalmıyorsunuz. 2 artı 1 büyüklüğünde residancelar birlikte Flamm da kendini ikiye katladı. Bu arada mufağın başında çok yakından tanıdığım Yılmaz Demir var. Şef Demir uzun yıllar Kuum’un da mutfağının başında. Flamm’da lezzet garantili. Kefili de benim. Neden mi Yılmaz’la çok uzun yıllar birlikte çalıştık. Buradaki tatilcilerin ne isteyeceğini çok iyi bilir. Mutfağı çok iyidir. Gönül rahatlığıyla günün her saati yemek gidebilirsiniz.
THAİLAS TAVERNA’YA GİDİN
Bodrum’un yenisini daha gitmeden tavsiye etmişim. İyi ki de etmişim. Geçen hafta sonu, oradaydım. Yurt dışı dahil birçok tavernaya gittim. Buralarda yemeğe önem verilmez. Eğlenmeye gidersin, yediğin yemeğin önemi yoktur.
Bakmazsın bile ne yediğine, yemek var mı var? Der geçesin. Thailas ise çok doğru bir kararla, yemeğin de hakkını verelim demiş. Çok uzun yıllardır Reina’dan beri tanıdığım şef Tevfik Alparslan’ı mutfağın başına getirmiş. Tevfik, yurtdışında ve İstanbul’da birçok fine dining restoranların görev aldı.
Halen Gümüşsuyu’ndaki Topaz’ın mutfağında. Tevfik, öyle bir mönü yapmış ki; Tam kararında, öyle laf olsun diye tek bir meze masanıza gelmiyor. Bu arada burada yemeği ister fikse bağlayın ister, gönlünüze göre seçin derim. Tavsiyem fiks mönü almanızdan yana. Tevfik olmasa bu kadar net fiks mönü alın demezdim.
En eğlenceli tarafı özel yapım seramik tabak kırmak. İnsan bir rahatlıyor. Bu arada kırılan tabaklar gerçek tabak değil. Sadece buraya özel üretilmiş basit seramik tabaklar.
Müzikler DJ Mert Levent’e emanet, Mert şahane bir playlist hazırlamış. Keyif veriyor. Bir tek istek şarkı çalmıyor. İyi de yapıyor. Yoksa başa çıkamaz.
BARINAK SADECE TANIDIKMARINI ALIYOR
Bu yaz gece yarısından sonra eğlenmeye canlı müzikle devam etmek isteyenlerin favori adresi Barınak olmuş. Barınak nerede mi? Thailas Tevarna’nın hemen arkasında. Türkbükü Limanın hemen başında. Neredeyse haftanın her günü canlı müzik var. Tebalası dahi yok Barınak’ın.
Bilenler gidiyor. Kadir Alkan ve Cihan Saylam tanımadıkları hiç kimseyi buraya almıyor. Bu yüzden içerideki herkes tanıdık. Öyle rezervasyon’da almıyor. Dışarıdan müşteri’de Barınak’ta eğlenmek istiyorsanız. Kadir ve Cihan’ı tanıyacaksınız. Bu yüzden rezervasyon yaptırmaya çalışmayın. Sadece 100 kişilik bir yer, bu yüzden ince eleyip sık dokuyorlar. Barınak bu yazın en favori after canlı müzik mekanı desem. Yanılmış olmam sanırım.
Ersin Süzer